En keyif verici enayilik. Aklında bir kitap yoksa aşkla bakıyorsun kapağına özetlerine. Heyecanla seçip alıyorsun başına isteğe göre tarih atıyorsun. Özenle dikkatle okuyup canlı gibi değer veriyorsun koruyorsun biriktiriyorsun. Ve herkese de hediye edilmez o kitap.
dasdasdasdasdasd. diyerek girmek istiyorum olaya. neden mi?
ulan hayatımda o kadar çok enayi yerine koyuldum ki anlatamam yani. sırtımdan bıçaklayan mı, borç takan mı, sevgilime yamuk yapan mı, bile bile enayi durumuna kendimi düşürmem mi daha aklınıza ne gelirse.
yalnız bunca yıl kitaba para verdiğim için hiç enayi durumuna düşmedim. açıkçası tanım gerekirse mümkünatı olmayan durumdur. çünkü ne ben sana anlatabilirim arkadaşım o kitapların bendeki değerini ne de sen anlarsın.
Çul çaputa verilecek para kitaplara elbette verilir. Angutça bir başlık olsa da kütüphane konusuna katılıyorum. Yüzlerce kitap kitaplıkta okunmayı bekliyor ve kitapseverlik istifçiliğe evriliyorsa durum biraz tehlikeli demektir.
evde okunmamış kitaplarla dolu koca bir kitaplık olmasındansa kütüphaneleri kullanmak çok daha samimi ve güzel; bir de kitap fiyatlarının astronomikliği eklenince daha bir güzel geliyor.
Youtube' da bir kıza denk geldim, yüz küsur kitap sipariş etmiş onları tanıtıyordu ve kanalına girdiğimde peş peşe bir ton kitap satın alma videosuyla karşılaştım. Videolar arasında bir ay dahi yoktu, şöyle bir göz atınca zaten Türkçeyi katlediş biçimi ve satın aldığı kitapların çok kitap okuyan birine göre okurluğa giriş tadında yapıtlar olması her şeyi gözler önüne seriyordu.