bu bir karamsarlığın simgesidir. kimilerine göre kitabı bitirmeden önce ölebilme veya başka bir şekilde sonunu göremeyecek olma durumunda gerçekleştirilir.*
Fena takıntıdır, kimi zaman kimin kim olduğunu bilmeden ne olduklarını öğrenirsiniz sonra kafanızda oturunca hesapta şaşırırsınız yazılan sona. sağlıklı bir okuyuş için yapılmaması tavsiye edilir.
öğrenci evine alınan koca bir paket çikolatayı bir gecede yemek, sonra dünyaya küsmek gibidir. bu gibi durumlarda önce kendinize, sonra yazara, sonra kitaba, sonra alışkanlığınıza, sonra takıntılarınızıa, sonra kitap piyasasına, sonra hayatınıza, sonra dünyaya, sonra kapitalizme ... söversiniz. hele pek de derin anlamlar yaşımayan gayrı edebi, ama eğlenceli ve zihni dansettirmeye yönelik bir kitapsa, tebrikler, kitaba verdiğiniz para bilin bakalım nerenize girdi?
"yok ben zaten kitabı arkadaşımdan almıştım, asıl o entry bil bakalım senin nerene girdi?" diyenler size sesleniyorum, kitabı hemen geri verin ulan çocuğu bekletip durmayın beni de cinnete getirmeyin...
not: bu akşamki asabiyetimi ben de anlamış değilim.
kitabın sonunu okuduktan sonra kitaba başlamak şeklinde gerçekleşen bir takıntıdır. zamanında beni de etkisi altına almıştır, aman deyim (bkz: evlerden ırak)
geçenlerde bi kitap okumuştum ve bende kitabı sondan okumaya başlamıştım doğal olarak. giriş olarak ise -kitabı sondan okumaya başlayanlar- adlı ufak bir yazı içeriyordu. bu yazıyı okuduktan sonra sondan başlayanlara kesin olarak hak vermeye başladım.
çok kötü bir huydur.
eğer kitap güzelse; insandaki bütün heyecanı kaçırır, oysa ki ne hevesle okuyacaktı o kitabı... ne olaylar yaşayacaktı okurken...
kitabın kötü olduğu durumlarda ise; iyi bir hareket olarak tanımlandırılabilir. hele de 500-600 sayfalık kitaptan bahsediliyorsa... boşuna vakit kaybetmemiş olur kişi, iyi olur iyi.