Psikologlar her ne kadar özgüven eksikliginden dem vursa da (psikologlar her boku özgüven eksikligine baglarlar. at yalanı skim inananı gibi bisey) azı karar, çoğu zarar dediğimiz en insani ve temel duygulardan biridir. Açık ve net, paranoyaya cevirmeden dozunda olmak şartıyla, seven kıskanır.
kıskançlık hayvanların, dolayısıyla insanların doğasında vardır. kıskançlığı reddetmek ise uçkur ve gönül düşkünlüğünden başka birşey değildir.
sevdiğini kıskanmayan kişinin gözü dışarıdadır.
aşkın tuzu biberi olsada, terazinin dengesi şaştığı an önemli sorunlar doğuran yada sevginin temelinin sağlam olmadığı gösteren durumdur. sevgideki güven rayına oturmamış ve ortaya kıskançlık olarak sürekli yansımaya başlar. aradaki sevgi cidden güçlüyse oturup konuşulabilir, güven ortamı oluşturulabilir ama iki tarafta bu nedende sıkça tartışmaya başlamışsa ayrılık yolu günden güne yakınlaşır.
kıskançlık sevgi göstergesi değil, güvensizlik göstergesidir. kıskanma hadisesinde, bir kıskanan bir kıskanılan ve birde yardımcı oyuncu bulunur. örneğin bir kızın sevgilisini başka bir kızdan kıskandığını varsayalım. burada ki muhtemel eşleşme şöyledir. ya kız, erkek arkadaşına güvenmiyordur, ki erkek arkadaşının kıskandığı kızla bir geleceği olabileceğini düşünüyordur. böyle bir durumda güvenmediği insanla daha fazla vakit geçirmesi sakıncalı olabilir.
yada kız kendisine güvenmiyordur. kıskandığı kız, kendisinden güzel yada alımlıdır. içten içe buna tepki veriyor olabilir. sonuç olarak baz alınması gereken şey şudur. iki kişi birbirlerini sevdikeleri için, birbirlerinin yanındalardır. birbirlerini başkalarından kıskanmalarına gerek yoktur, çünkü karşı tarafın %100 kendisini sevdiğinden emindir. değilsede o ilişki bitmeye mahkumdur zaten.
kıskançlık her zaman bir sevgi göstergesi değildir pek tabi. mesela karakterinde kıskançlık duygusunu barındırmayan bir kişi hiç bir şekilde kıskanmaz sevgilisini. ama bu onu sevmediği anlamına da gelmez.
tarafların kıskançlık olgusunu nasıl algıladıklarıyla alakalı yön değiştiren sorunsaldır.
kıskançlık güzel birşey midir ? diye soranlara ümit yaşar oğuzcan'ın bir cümlesini hatırlatırım;
"...bir gün güzel bileğindeki küçük saati parçalayabilirim, bensiz bir zamanı sana bildirdiği için..." *
kıskançlık, ilişkilerde yer yer gerekli olsa da, bir sevgi gösterisi değildir. sevgiliyi bir eşyaymış gibi sahiplenmek ile kıskanmak arasında ince bir çizgi, dağlar kadar bir fark vardır. bu farkı anlayamamış bünyelerin sevgililerine "allah sabır versin" den başka bir şey diyemeyeceğim.
KISKANÇLIK HASTALIKLA EŞDEĞERDiR. VE SEVGiDEN DENiLMESi SADECE BiR KILIFTIR. HATTA '' AHAAHA SEVGiLiM BENi ÇOK KISKANIYOR ÇÜNKÜ ÇOK SEViYOR'' DiYEN TÜM KADINLAR AYRICA GERiZEKALI DIRLAR. YiNE AYRICA SEVDiĞi ADAMI HAYATINDAN BEZDiRECEK KADAR KISKANAN VE BUNALTAN KADINLAR DA TEDAVi FALAN GÖRMELiDiR. *
sevgililer arasında bu bir sevgi göstergesi olabildiği gibi fenerbahçe-galatasaray örneğinde olduğu gibi bir düşmanlığı artırıcı etken olarak da bulunabilir. (bkz: 1999 2000 uefa kupasi sampiyonu galatasaray)
kıskançlığın algılanışına göre değişecek olan sorunsaldır.kimisi kıskançlığı bir sevgi göstergesi olarak kabullenirken kimi de bunu bir güvensizlik alameti olarak düşünebilir.bu kişisel bir düşüncedir nihayetinde.ama bu düşüncenin şekillenmesinde kıskançlık yapan kişinin de sınırlarını bilmesinin etkisi vardır.
her şey tadında güzeldir,her ilişkide kıskançlıklar olur.ama karşıdakine güven duymadığınızı hissedirecek kadar olan kıskançlık ciddi sinir hastalıklarının başlangıcı sayılabilir.