türkiye cidden garip bir memleket. işbirlikçisi, faşisti, gericisi, sosyal demokratı hepsi bir başka alemde yaşamakta. ülkenin nereye gittiğinden bağımsız olarak bunu algılamamak gerekiyor aslında. ama asıl olarak memleketi tüm bu saydığım kesimleriyle osmanlıcıların sarmış olması ve bunların tarihi yeni baştan yazıyor oluşu gerçek bir felakettir. felakettir; çünkü tarihsel olarak memlekette iyiye dair, ileriye dair ne varsa çöpe atılıyor yerine avrupa'nın hasta adamları, işbirlikçi hainler konuyor. işte size şaka gibi cevaplar. ama trajikomik bir şaka olduğu kesin, dahası vahim bir şaka.
bu durumu açıklamak için söylüyorum. tarihi bir bütün olarak almayı geçtim, tarihin ne olduğunu bile bilmeyen osmanlı özentileri amerikancı uşaklar kalkmış tarihi tekrar yazıyorlar. ellerinde bir kanıtın esamesi okunmuyor ama bol keseden sallamaya devam ediliyor. üstelik bunu pişkince kabul ediyorlar. "eskiden okuduk, unuttuk" işte bunun bir açıklaması olabilir mi? bence olamaz, olsa olsa tarihi bilmediğinin, cahilliğinin bir kılıfı olabilir. başka bir şey olmaz. hadi bunu verilan ayarın gereği olarak yapılmış bir pişkinlik olarak ele alalım. ama yeni yeni saçmalıkları daha işitir oluyoruz. tabi burada suç sadece amerikancı osmanlı özentilerinin değil, koca koca kendine gazeteci diyen, milyon tane gazete sattığını iddia eden gazetelerde de. bakınız sadece bir kaç ay önce bu zihniyetin temsilcisi bir gazete çıkmış maraş'ta suçu solculara atıyor ve üstelik tanık diye katliamı tertip edenlerden birini gösteriyor. şaka gibi değil mi? sanki ölenler solcular, devrimciler değilmiş gibi.
geçelim, bu zihniyetin taşıyıcılarının gazetelerinden tarihi durum tespitine. çok basit bir şey istemekte fayda var: bu ülkede chp ve onun temsilcisi olanlar ne zaman komünist oldular? bir kere olsun bile solcu olmayan bu partinin temsilcisi zihniyetler mi komünist olmuş? bakınız chp tarihinin en solunda yer aldığı bir kesitten bir konuşma yazalım buraya. 1979 yılında izmir'de konuşan ecevit şu sözleri ediyordu: " benim bu ülkede en büyük katkım komünizmi engellemek olmuştur." yani tarihinin olabilecek en sola açılmış döneminde bunu diyen bir liderden siz komünist olmasını bekler misiniz? hayır, ancak komünizmle mücadele derneği zihniyetli akp'ciler için bu yeterli değil, çünkü zihinlerini bulandırmış anti-komünist damar onları deli ediyor. bu durumda hangi kanıt karayalçınların, chp'nin bir dönem komünist olduğunu gösterecek.
şimdi diğer bir iddilara demek istiyorum ama tarih bilgisi açısından öylesine sefil bir durumla karşı karşıyayızki; duvarlara konuşsak aynı etki yaratacak. ancak tarih bilgisinin zavallılığı yazaramızın saçmalasını engelleyemiyor. bu ülkenin devrimcileri için elinde tek bir kanıt olmadan bol keseden atıyor. bu konuda ellerinde kanıtları olmasa da, bugünkü osmanlıcı akp'cilerin, emek düşmanı, işbirlikçi gericilerin komünizmle mücadele dernekleri altında 1960'lı yıllarda amerikan bayrakları altında fotoğraflarının olduğunu, abd'yi protesto etmek üzere toplanan işçilere, öğrencilere ateş edip onları öldürdüklerini ve hatta kıblelerini amerikan gemilerine karşı dönüp namaz kıldıklarını biliyoruz. bunun için elimizde onlarca kanıt bulunmaktadır ancak aksini iddia edebilecek bir kanıt bulunmamaktadır. şimdi o dönemin zihniyetinden gelenler birilerini ajanlıkla suçlayabilirler mi? ittihat ve terrakki'yi suçlayabilirler, açıkçası umrumda değil ama başka şekilde devrimcileri suçlayamacakları açık. kendileri kandırıldıkları için bu durum ne yazık ki böyle; herkesi kendileri gibi bilip ajanlıkla suçluyorlar. ne diyelim? yolları açık olsun.
şimdi o zaman iddiaları geçecek olursak bu akp'Ci zihniyetin neden yeni bir tarih yazımı üzerinde bu kadar durduklarına bakalım? hiç şüphesiz bu son dönemlerde emperyalizm tarafından istenilen türkiye imajı için yapılan bir teorik altyapıdır. tarihin kendisi öyle bir yazılacak ki; kendi katliamlarının üzerine çizgi çekilecek ve hayali zihniyetlerin üzerine gidilecektir. isteyen istediğine gitsin ancak bu ülkede bir gladyo yapılanmasından söz edecek olursak bu zihniyetin toplum mühendisliğinden çok nato ile ilintili olduğunu ve her nato üyesi ülkede anti-komünizm amaçlı kurulduğunu söyleyelim. ve bu amacı besleyen bir kaç ideolojik akım: dinci gericilik, faşizm ve liberalizm türkiye'de hep bir yerlerden pompalanarak, emperyalizm ve sermaye tarafından desteklenerek ayakta tutulmuştur. şimdi kim sivas'ta yakılan aydınların yobazlar tarafından yakılmadığını iddia ediyorsa ya aymazdır ya da hain. bunun dışında kim bu duruma karşı sosyal demokrat iktidarın ses çıkardığını iddia ediyorsa gene aynı şekilde ya aymazdır ya hain. bunun başka bir şıkkı olduğunu söyleyenlerin ellerinde tek bir kanıt yoktur, olamazda. bir takım provakasyonları bırakalım. daha düne kadar gazetelerinde sivas'ın sorumlusunu ilerici aydınlar- aziz nesin gibi- olarak gösterenler şimdi devlet artığı çeteleri hedef gösteriyor. bu bir zavallılıktır.
konunun özü bellidir. türkiye ilginç bir dönemeçten geçiyor. saltanat sevdalıları demokrasi havarasi kesilirken, çarşafçılar laikliğin savunucu solcu ilan ediliyor. alın size yeni osmanlıcılık ile beklenen toplum. tarih üzerine okuması olmayan, lafı çarpıtan, savunduğu değerleri hiçe sayan basit, pragmatist, çürümüş ve piyasaya teslim olmuş bir toplum. şimdi bunlara durdurun demeyeceğiz de, kimlere diyeceğiz?
türkiye bir garip memleket, ittihat terakkiden beri ayarı bozulmus, toplum mühendisligine ugratılmış bir ülke. asıl ve tek işbirlikçi ittihat terakkidir, tek gerçek budur. bu gerçegi bilmeyen ama okudugunu iddia eden bir yazar bünye.
not: kisil ile özel mesajda konustuktan sonra, bir parcada olsa haksızlık etmiş olabilecegim endişesine kapılmış ve entry mi silmek üzere girmiştim, cevabını okudum. aldatılmışlıgının farkında olmadan bir takım ideolojik cevaplar verdigini gördüm. haklı olabilir kendisi thkp c ile dhkp c yi karıştırmış olabilir, unutmusumdur belki solun fraksiyon hastalıgını, belki olayları örgütleri hatırlamam mümkn degil ama, konu ile ilgili okudugum kitaplar bile eskimiştir, taa o yıllar, o yıllar o kadar uzak ki,
mesela o dönemde murat karayalcın henüz ülkücü. daha sonra komünist oldu, sonra sol a yaklaştı, sonra pkk ya yaklaştı, listeleri imralı da hazırlanmış liste ile seçime girdi,(baykal öyle buyurdu herhalde belediye başkan adayının ne mal oldugunu en iyi genel başkanı bilir) şimdi yine encümen i daniş adayı olarak, chp-dsp-ip-dtp ortak adayı olarak yine aday.
chp komünist bir parti.( bir dönem darbecilik yapsa da o onun ittihat terakki olmasından kaynaklı,konu din olunca o hep komünist, sosyal hayatta hep faşist, türk milleti bilincini kazanmaya başlayınca hep darbeciydi bugün gibi, o pek degişmedi.)
demirel, henüz nurlu süleyman,(bildigin müslüman yani).
ecevit, türkeş erbakan siyasetin en önemli aktörleri.
neyse bu liste uzar epey eski bir dönem ve benim için thkp c ile dhkp c arasında bir fark yok, deniz gezmiş ile yusuf aslan, mahir çayan arasında fark yok, gerçegi bilen bunların hepsinin abd nin ajanı oldugunu bilen açısından bakınca bunların hepsinin aslında abdullah çatlı dan farkı yok.bu konu ile baglantılı diger konuya gelecek olursak, bunların hepsi ittihat terakki nin olaylarıdır, o ise mason bir yapılanmadır, ergenekon davasında yargılanan bu yapı yı en iyi bugün gelinen noktada medyaya yansıyan ulusalcıların aga babalarından emin çölaşan gibi azılı ulusalcı birisinin kankası, cumhuriyet gibi bir yapının ankara temsilcisi mustafa balbay ın, türk ordusu menşeili ırak suriye iran ve bizzat rürk ordusu ile ilgili gizli arşiv belgelerini mossad a gönderdigi, yeniden çözülen bilgisayarında silinmiş bilgilerin kurtarılması ile bu ajanlıgın ortaya çıktıgı medyaya yansıdı.
tüm bu anlattıklarımın ışıgında sivas olaylarını inceledigimizde, sivas maras ve çorum olaylarının devamıdır ve ittihat terakki operasyonudur, ergenekon demeyim, o isme epey alerji gelişmiş, bizzat şifresin ne olduklarını söyleyeyim ittihat terakki, bu ülkeye komünizm gelecekse onuda biz getiririzciler yani. sivas olaylarında arif sag o silahı teslim etmeden bu işlere yok bilmem neymişler falan hikaye, o silah alınacak ve incelenecek, otopsisiz gömülen o cenazeleri görenler yok mu sanıyorsunuz, ergenekon davası sivas a gelmeyecek mi sanıyorlar onlar?
neyse konunun özü şudur, türkiye de sürekli gizli toplum mühendisiligi oldugu için herkes digerini israil ajanı olmakla suclar ama gerçekte her iki kesimde de önderlik edenlerin çogu işbirlikçi ajandır, gücü elinde tutmak ve denetimleri dışına çıkmasını engellemek içindir.ergenekon davasında bir savcı, bir sanatçı, bir polis, bir asker degişik kesimlerden insanlar olması hep bundandır.
cevap yetiştirmek gibi bir durum ancak özel durumlar için vardır. o nedenle şimdilik bunu özellikle yazmak gerekiyor. yazmak gerekiyor; çünkü belini ergenekon operasyonuna bağlamış 12 eylülcü akp çocuklarına bir tarih dersi gerekiyor. gerekiyor ki; tarihlerindeki kanlı pazar katliamlarını, sivas katliamını, onlarca ilerici gencin katledilişini hatırlayabilsinler. tarihi öğrensinler.
öncelikle bahsedilen, adı geçen girdilere bakalım. neymiş bunlar? birinde ilerici aydınların yakıldığı sivas katliamına dikkat çekilmek isteniyor, diğerinde ise bir örgütün tarihine. ancak arkadaşlarımız tarih bilgisi ergenekon savcılarından öğrendikleri için yanlışlarla dolu şeyler karalıyorlar. yazalım o zaman yanlışlarr.
bir; adı geçen girdilerden birinde türkiye halk kurtuluş partisi/cephesi için bir değerlendirme yer almaktadır. ancak şunu yazalım. türkiye halk kurtuluş cephesi'nin kadroları kızıldere'de öldürülmüşlerdir. tarih ise henüz 1972'dir. devrimci halk kurtuluş partisi/cephesi ise devrimci sol örgütünün devamı olarak ama onun içinden çıkan bir başka grupla ayrışarak 1994 yılında kurulmuştur. arada geçen 22 sene bu kişiler için önemli değil sanıırm. kaldı ki; thkp-c'yi dhkp-c olarak algılamak her baba yiğidin harcı değildir. dhkp-c burada adı zerre kadar anılmamıştır. o halde buradan yorum yapmak ya aymazlıktır ya da bilgisizlik. kişi istediğini seçebilir.
iki; siyonizmin temsilcisi olan israil'e karşı her türlü islami çıkışı alkışlayanların bu konuda bilgilerini arttırmalarında fayda var. israil başkonsolusunu vuran kişi deniz gezmiş değil, mahir çayan'dır. deniz gezmiş ise türkiye halk kurtuluş ordusu'nun kurucusudur. yani farklı bir örgütsel formasyona sahiptir. ancak buradan kalkıp siyonizmin temsilcileri aklayanların tarih bilgisi eksik olduğu gibi politik olarakta işbirlikçiliklerini gösteriyorlar. bu bir akp zihniyetidir! bunları iddia edenin ise desteklediği partinin başkası olması ya da olmaması bu gerçeği değiştirmemektedir. akp zihniyeti; tarihi bilmediği gibi tarihi çarpıtmaktada üstüne yoktur. bunun yanında akp zihniyeti davos'ta şov yapıp israil ile anlaşmalar imzalayan bir zihniyettir.
şimdi başta tarihi yanlışların düzeltileceğini söylemiştim. ama neden böyle bir güncel olaya girmekteyim diye sorulabilir. o da tarihi bilmeyenlerin arkasında durdukları zihniyetle ilintilidir. bu zihniyetle 12 eylül'e karşı olduğunu söyleyenler bir nevi onun çocuğu olduğunu da kanıtlıyorlar. ne de olsa arkalarında nato'nun ve abd'nin kurdurduğu komünizmle mücadele dernekleri deneyimi yatıyor.
Thkp c veya dhkp c'yi terörist olarak görme zorunluluğu bulunmayan yazar. Ayrıca israil başkonsolosu ephraim elrom'u mahir çayan ve arkadaşlarının kaçırdığından habersiz, deniz gezmiş kaçırdı yorumlarında bulunan tarih özürlülerin hakkında yorum yapamayacağı kadar bilgili, kültürlü, akıllı bir yazardır.
(#4822030) sahibi rezil eden entry böyle bir şey olmalı.*
şu sözlükte hala eskisi gibi yazan az kişiden biri. vardı epeyi sağlam insan; gittiler; döndüler, dönmediler... dönenler "çiçek böcek yazarlığı"na geçti. falan filan işte. şimdi itü'ye de geçmiş, bakalım...
Klasik sosyalist jargonunun dışında bilinçli, kültürlü ve bilgi sahibi yazardır. konuşmasını, yazmasını bilmeyenler başlığına entry sıçıyor haberleri yok.
bir iki arkadaşın aniden gelişen şakalarının kurbanı olmuş yazar. yahu durun hele bir, burada olmasa yazar kişisi kulaktan kulağa oynayarak bir anda "kör ölür badem gözlü olur." mertebesine mi çıkacak? sakin olmakta fayda var, dolduruşlara gelmeden konuşmakta da. merak etmeyin canlar yazarımıza bir şey olmamıştır son kez söyleyecek olursam. ancak bu şakanın kimin başlattığını da sevgili yetkililerimiz açıklarsa sevinecektir.
40 gün 40 gecelik eğlencemizi ilk geceden sonlandırmış yazar.
ulan ilk entryleri okuduğumda donup kaldım. böyle şaka mı olur be? . " nasılsa o siyasi entryler girer, ben geyiğime bakayım " dedirten 3-5 kişiden birisi zira kendisi. fraksiyon farkları var ama onu kendi aramızda hallederiz.
hiç tanımadığım, tek bir entrysini dahi okumadığım fakat hakkında son girilen entryleri görünce beni buran yazar. ama ölüm şakaya gelmez a dostlar, tutarlı olunuz, yüreğimizi hopçuklatmayınız.
ekşi sözlükte yazarlığı ilan edilmiş yazardır. ancak şurası çok açık ki: sıcaklık arıyorsanız tek yeriniz uludağ sözlüktür. başka bir şey aramayınız, post modernist yerlerde hele bunu hiç düşünmeyiniz. modernite bize artar da yeter bile...