bazı dostlar "sözlüğü bıraktın mı?", "neden itüsözlük'te yazıyorsun ama burada yazmıyorsun?" diye soruyorlar. bu sorulara topluca bir cevap verme açısından burada da bir kere yazmış olayım. böyle bir şeye açıkçası niyetim yok, ufak değişiklikler yazma isteğini ateşler. şimdilik hepsi bu. o halde benden gelsin: " sözlükte yazmaya devam eden 2.nesil sözlük yazarı."
not: kişisel bir entrydir, sözlüğü bir parçada bu şekilde ben kirletmiş olayım. kusura bakmayın. *
bir doğum günü daha türkiye, kıbrıs, eski doğu bloku, kore ve güney amerika'nın çeşitli ülkeleri ile dış elçiliklerde kutlanmış olan yazar. sevdiklerinin dilekleriyle neşelenmiş, şenlenmiş insan. son duyumlara göre "38 az kaldın." diyormuş.
doğum gününü kutladığım kişidir.iyiki doğmuştur.dünyadaki en güzel hisleri bana yaşatan,bütün güzellikleri hakeden hayatı boyunca mutlu olmasını dilediğim,sevdiğimdir..
dört saat ayırarak dokuz sayfa kadar entrylerinin okunmasıyla bir siyasi yönetim şeklini şahsıma yalatıp yutturmayı başaran yazıların sahibi, kendine özendiren yazar.
görmüş geçirmiş evliya çelebi. bilgili, kültürlü, akıl sahibi insandır. Süper muhabbeti vardır, sıkılmazsınız. Naziktir, nezaket nedir bilir. Ağır başlıdır, üslubu bellidir. Konuştukça iyi ki tanımışım dediğiniz bir insandır. radyo sol'un önemli emekçilerindendir. Sosyalizm ve komünizm üzerine güzel analizleri, yazıları mevcuttur. hatta Tüm yazdıklarını tek tek okuyun yine de sıkılmayacağınızdır. Şu sıralar sıcaktan dolayı biraz fazla alkol tüketiyor sanki o da dikkatimden kaçmamıştır.*
ideolojik fikirlerini bilmem (zaten kendisini ilgilendirir) ama güzel ve derin bi üsluba sahip. yeni olmama rağmen dikkatimi çeken yazarlardan. en azından bilgi dağarcağı var.
yardakçıları çok olan yazardır, şimdi daha çok saygı duydugum yazardır.kendi fikri olmayan kişiliksizlerden bir kaç yardakcısı olan bu yazar sözlügün degerlerindendir.
evet türkiye ittihatcı kuşatmanın altında ezilen bir ülkedir, ittihatcılar ise işbirlikçi hainlerdir. türkiye nin hepsi ergenekoncu olsa ülkenin ismi türkiye olmazdı emin olun, darbeci cuntacı hain işbirlikçi abd nin ve siyonizmin kölesi olurdu ismi ama degil, hiç olmadı. faşistlerin kanına canına degsin ki olmadı olmasıda mümkün degil, bu kumas sabırla örülü oldugu için adam olursunuz diye çok bekledi hemen tepki vermedi, bu kumas 16 devleti yıkılmış ve 17.sinide kurmustur, bugün türkiye de, köpekligi yapılanlar siyonizm gibi, binlerce yılda bir devlet kurup onuda 50 yılında batırmak üzere olan bir halk asla degildir.
evet ergenekon türkiye de bitirilecektir, hemde ses kaydında onursuz adamın, " o emniyet müdürünün ayaklarını keserim" diyen gibi degil hepsinin götünü keserek bitecektir.
hukukun kestigi göt acımaz yegenim, darbecinin öte git demesi, insan olanın haysiyetini incitir. haysiyetini ayak altına almış garip insan sıfatlı tiplerin ortada darbe çıgırtkanlıgına bakmayın siz, babası dedesi devletten gecinmeli bu tiplerin türkiye batsa maaşına zeval gelmezde onun için. anayasa kitapcıgınıda fırlatır, ülkeyide iki gün fazla koltugu işgal etmek için darbeye sürükler, bize yaramayan istikrarı diyebilen tipleri ergenekonda bekliyor türk milleti, buyursun herkez. yıl 1909 unutmadı türk milleti bu tarihi.
bir süre cevap vermek istemedigim yazar bünye. cevap vermek istememem konusu ise, konu mecrasından sapması ve karşılıklı suclaalara dönmüş olması. ki ben deniz gezmiş lerin idam edilmesine üzülen bir kişiyim, züülme sebebim ise aldatılmış kandırılmış türk insanı hak olmayan bir yolda ölüme gidiyor, bu insanlara bu düzen hakkı anlatsaydı hak ugrunda ölürler hiç olmazsa ölmümlerininde bir degeri olurdu. ne derler işte o yola gittiler, bir nesli o yola ittiler el birligi ile, ben burada, ne darbeci vatan hainlerini ne komünist vatan hainlerini savunmuyorum ne de başkasını. komünist vatan hainleri gerçegi bilipte gençleri bu yola itenler, yoksa deniz gezmiş i ayrı tutarak söylüyorum o yoldan giden genclerin çogunlugu kandırılmış aldatılmış ve hakca adil bir düzen diye kandırılarak o yola sokulmus gencler, islam ı uzak yakın görmemişler, degmemiş o gün ki askeri vesayette, din in toplumdan silindigi günlerde.
ben net bir şekilde diyorum ki, askercilik oynayan darbecisi de, komnistlik oynayan liderlerde, sagcılık oynayan liderciklerde, hemen hepsi bugün adına ergenekon dedigimiz, aslı ittihat terakki olan hain hareketin gizli üyeleridir. bu ülkeye komünizm gelecekse onuda biz getiririz diyen zihniyettir, halkı hertürlü vesayet altında tutan aklın eseridir.
bunu bugün bile göremeyen bünyeler ancak ahmaktır, balbay içeri tıkılıyor günlükleri ile neler oldugu ortada, hala ona sahip çıkan bünyelere bakjıyorsun yarın onlarda topun agzında, chp cigerleri çıkacak bagırmaktan, mit in hazırladıgı listede üzreri örtülü kişilerden birisininde baykal oldugunu sag sol herkez yazdı, ergenekon un siyasi ayagı diye, mhp dersen savcıya düşman, hem chp hem mhp hem ip düşman savcıya hemde saadet partisi, ilginç degil mi, mehmet bekaroglu tam bir komünist agzı ile ergenkon işbirlikçiligi yapıyor keza ankara adayı veysel candan da, başbakn ın perez e olan öfkeli çıkısı saadeti de rahatsız etmiş, diyor ki alçak, "bende size desem ki sayın başbakan siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz tersane işçilerini tek tek öldürüyorsunuz haksızmı olurum onun mantıgı ile diyor" vay senin ananı dedirtecek cinsten, saadetli cümlesi bu. israil e destek veriyor ergenkon ile ilgili ön alma çalışması yapıyor secimlerden önceki hafta tutuklamalara devam edilecek diyor...
neyse buradan anlaşıldıgı gibi ergenkon davası başlayalı beri sag sol dinci kalmadı hepsi ulusal söylemde birleşti, yani gerçek faşist ideolojileri olan ittihatcı faşizme geri döndüler.
denizlerde bunların tetikçileri idi, sabancı suikastının gerçkelşme şekli size neden hiç bir şey anlatmıyor, birileri çatlı ya işi havale ediyor, o da işi dhkp c ye ihale ediyor yakın dostu gecen gün kanserden ölüp leş i türkiye ye getirilen pislik ismi neyse işte, o sabancıyı öldürtüyor. ittifak a bakarmısınız kimler kimlerle aslında kanka.
anlaşılan birileri kendilerine amerikancı denilmesine içerleniyor ancak içerlenmelerine gerek yok. bu kendilerinin kökü, tarihi bildikten sonra kimin amerikancı, kimin israil dostu, işbirlikçi hainler olduğu da ortaya çıkıyor. sayfalar dolusu tarihi bilgi verdikten ancak zihinlerin bulanık olmasından ötürü bunlar görmezden geliniyor. gelindiği gibi bilgisizliğin, cehaletin gerçekleri bir kez daha ortaya çıkıyor. "boşuna yazmayın, karanlık zihinler sizi anlamazlar." diyenlere inat gene de yazalım. ya birileri tarihi bilmiyor ya da dünyaya dair ne biliyorlarsa hepsi yanlış.
yukarıda yanlış dediğimiz bir şeyi mesela açalım. bu kişilere herhangi bir biçimde "siyaset nedir?" sorusunu yöneltecek olursanız alacağınız cevap siyasetin bir takım karanlık çevrelerce yapılan iş olduğu ortaya çıkardı. bir dopru var, bir takım çevreler iş çeviriyor ancak o çevreler o kadarda muğlak, ne oldukları belirsiz değil. kimin ne olduğu belli, bir yanda sermayenin, paranın gücüne tapanlar, ondan güç alanlar ve onların siyaseti var diğer tarafta dünyayı yaratan, emeğinden başka bir şeyi olmayan kimseler ve onların siyaseti var. ancak şimdi buna düzgün cevap vermeyen biri için sol nedir, sosyalizm nedir ve temsilcileri kimlerdir sorularının cevaplarını ancak "bunların hepsi dinsiz." gibi dünyanın en yüzeysel cevabı olabilir. bilgisizlikleri o kadar belli ki; bir sol düşmanını, bir sosyalizm düşmanın iktidarını solcuların iktidarı gibi gösteriyorlar. yukarıda kendi beyanatlarını yazdık açıp okusunlar. tarih öğrensinler.
ancak bu osmanlıcı kesmin bir özelliği var ki; özellikle tarih yazımında üstlerine yok. tarihi mitlerin etrafında okuyan bir başka kesim türkiye'de kemalistlerdir ancak onlar bile bu kadar tarihi eğip bükmezler, en azından bir takım belgelerle konuşurlar. ancak onlarda şimdi önemli ölçüde osmanlıcı siyasetin bir parçası kesildiklerinden buna bir alternatif üretebileceklerini sanmıyorum. osmanlıcılığın ne olduğu bellidir. diğer yazılarda da belirttik, memleketin değerlerini sermayeye peşkeş çekenlerin, pazarlayanların, insanları köleleştirenlerin, saltanat düşkünlerinin ideolojisidir bu. türkiye'de cumhuriyet kurulduğunda kuruluşun ana içeriğini hakimiyetin kayıtsız şartsız halkın oluğu yazıyordu, ancak kurulan cumhuriyetin sınıf özü o kadar kendini gösteriyordu ki kendini; halk düşmanı siyaset tarikatların alanı haline geldi, saltanat düşkünlerinin oyuncağı oldu. bugün türkiye'de kendine ne kadar "ben ülkemin geleceğini düşünüyorum." diyen siyasetçi varsa hepsinin uluslararası tekellerle ilişkisi vardır, anlaşması vardır, askeri ilişkisi vardır. bakın türkiye'nin son 60 yıllık tarihine kayıtsız şartsız bir amerikan hakimiyeti, üsleri ve sermayesi göreceksiniz. "ülkemiz gelişiyor" deyip avrupa birliklerine pazarlandığını gördük kendine sosyal demokrat diyen hain hükümetler döneminde. anlaşıldığı gibi kendini düzen içerisinde yani sosyalizm dışında gören hangi siyaset varsa bunlara karşı değildir, yalancıdır, iki yüzlüdür. öyle olmasa bugün türkiye'nin ilişkileri israil ile stratejik, abd ile müttefik olmazdı. davos'ta şov yapanların iki gün sonra "biz israil ile dostuz" açıklamaları yapmaları olayın planlı, tertipli bir iki yüzlülük olduğunu ortaya koyuyor.
şimdi gelelim yeniden tarih yazımının önemli kısmına. burada öyle bir süreç işletiliyor ki; kara yüzlü faşist-gerici çeteler aklanıyor, bunların gladyo ile olan ilişkileri zerre sorgulanmıyor ya da modası geçmiş bir kaç çete artığı tutuklanıyor ya da bir kaç soldan dönme ortaya yem olarak atılıyor. dikkat edin sivas'ta toplanmış gerici-yobaz kalabalığın gerçeği yok ediliyor yerine anlamsız bir kaç yazı yazılıyor. burada arif sağ ya da benzerlerinin ne yapıp yapmadıkları zerre önemli değil. olayın bir noktadan sonra polisiye kısmı bizi ilgilendirmiyor. olayın ilgilenelecek kısmı sivas katliamının türkiye'de gericiliğin tam boy ortaya çıkışıdır, bir ayaklanmasıdır. ortada nidalar atarak gezinen yobazların burada hiç suçu yok, refah partisi belediye başkanın olayda öncü rolü oynamasının önemi yok ama bunların var. anlaşılan insanlıktan çıkmış kara yüzler sadece tarihi değil, insanlığı da çarpıtıyorlar. kara beyinlilerden de ancak bu beklenir zaten. maraş'ta bebek kesen katillerden bazıları milletvekili oluyor ama türkiye'de hiç kimse bundan bahsetmiyor. o zaman tarih yazımını bir kenara bırakalım. nato emriyle kurdurulan bu yapılanmların hepsinin ana hedefi sosyalizmin kendisidir, sovyetler birliği'nin kendisiydi. bu yönden bakmadıkça kontrgerillanın kendisi tasfiye edilmez, edilemez. ancak işte bunlar çıkar ortaya. o da yeni bir türkiye'nin kurulması için yapılan çabalardan biridir. bir adet osmanlı cumhuriyeti!
her şeyi açık yazalım, sizler bu ülkede komünizmle mücadele dernekleri adı altında kurdurduğunuz derneklerde amerikan bayraklarıyla iş yaptınız ve bugünkü siyasal iktidarları çıkardınız. sizler 12 eylül'ün, 12 mart'ın çocuklarısınız, bu ülkede tüm siyasetinizi onların yarattığı toplumsal yapıyla borçlusunuz. şimdi kalkmış bütün olayları çorba yapıp kendinizi aklayamazsınız. bugünden geriye doğru baktığımızdaki son 25 yıllık hükümetlerin hepsi bu olaylardan yargılanmalıdır. yoksa siz hala onların bu tarz bir yapılanmadan haberinin olmadığını mı düşünüyorsunuz?
sorulan sorulara bakıldığında görülecem tek şey var: koca bir akıl karışıklığı. solcu olmayanları solcu olarak gösteriyorsanız, tarihi bilgilerinizin yanlış olduğu ortaya konuyor ama hala yazıyorsanız ve bir de hala aynı teraneyi tutturarak farklı siyasal yapıları aynı yerde buluşturmaya çalışıyorsanız bunun tek bir açıklaması var: o da kendi meşru olmayan konumuzu meşru hale getirmek istiyorsunuz, yeni bir tarih yazmaya çalışıyorsunuz. ee sizlerin bu siyasetine de halka seslenerek şu denilebilir: durdurun! cemaatlerinizden çıkarak kafanızı kaldırın ve tepenizde sallanan amerikan bayrakalarını, nato bayraklarını, ab ve israil bayraklarını görün. bunların dostları kimlerdir? serrmaye sahipleri ve onun siyasetini güdenler.
osmanlıcı olmak ne ki denilesi durumdur. osmanlı ya yapılan haksızlık ve bu haksızlıgın bizzat içeriden ihanetle gerçekleşmiş olması ve tüm bu osmanlı cografyasında osmanlı nın yıkılmasından beri süregelen acıların bir hesabını tutan yok sanan varsa yanılıyor, bunun adı osmanlıcılık falan degil düpedüz türk olmanın verdigi sorumluluk.
türkiye şundan dolayı garip bir ülke haline geldi, kimi guruplar atatürk le başlayan bir tarihi benimsiyorlar, sanırım latin alfabesi okuyabildikleri için sadece böyle davranıyorlar, bazı kesimde deniz gezmiş ten başlayan bir tarhi le yasıyorlar, belirsiz suclayıcı ve hakaretamiz cümleler, muglak ifadelerle somut bir fikir ortaya koyamadan sayfalar dolusu tartışma, sol bu galiba.
yerli müslüman olanı amerikancılıkla suclama, osmanlı gecmişine sahip çıkan bir kişiye amerikancı demek ancak gerizekalı yerine konularak yıllarca gerizekalı bırakılmış bünyelerin ifadesi olabilir, kandırılmış ve bunu bir fikirmiş gibi ortaya koyan ama delilsiz konusmaktan da utanmayan bünyeleri tenzih ederim yinede.
gladyo elbette nato emri ile kurdurulmuş bir yapıdır ve son dönemde israil emrinde çalışmaktadır. bu nato, süper nato bilmem ne söylemlerini en çok dillendiren ve mit raporları yayınlayan dogu perincek gibilerin şuan ergenekon dan içerde olması, ondan çıkan bilgiler, mason üstadı olması sizlere bir şey anlatmıyor mu?neden aldatılmak istiyorsunuz bu kadar, her kullandıgınız argüman, türkiye üzerine yapılmış operasyonun sonucları, düşünen fikri hür bir beyin sonuca bakar mı hiç, kim yaptıya bakması gerekmez mi? pkk terörü sonucta geldi dayandı, ergenekon a, size hiç mi bir şey anlatmıyor, perincegin yalcın küçügün bu pkk ilişkileri asker ilişkileri size hiç mi bir şey ifade etmiyor, akıl almaz bir vurdum duymazlık ve kulaklarını gerçege tıkamaktır bu. yasadıgınızı komün hayatından çıkmanızın zamanı geldi, aklınızı yeniden kendi cebinize koymanızın zamanı geldi. ben diyorum ki arif sag ın silahı verilen cevaba bakınız ki, erbakan ın ilçe başkanı resimleri çıkmış orda, vay anasını amma önemli bir gerçek. ben diyorum ki iktidarda komünist bir hükümet var, neden bir şey yapmıyor, arif sag milletvekili olarak içerde, neden konusmuyor, neden garson çocugukların ailelerinin feryadını kimse duymuyor neden? maras katliamında içişleri bakanı çıkıyor bir açıklama yapıyor, ecevit hemen görevden alıyor, yerine gelen bugün ki bildigimiz ifadeleri kullanıyor, peki neden ilk olay oldugunda ecevit in bakananının söylediklerini sizler bilmiyorsunuz, bu kadar duyarlısınız da neden? yoksa biliyor işinize gelemdigi için mi dillendirmiyorsunuz? iç çatışmada kimlerin ne çıkarı var, bazılarının türkiye nin huzurundan zararı var sanırım, ergenekon u bekleyin hepiniz hakettiginiz cevapları bir bir alacaksınız demek istiyorum.
amerikancı-osmanlıcı zerzevatın kendilerini ortaya koyması çok güzel ancak ortada bir bilgi karmaşası yaratıyor olmaları can sıkıcı. dahası bu kişilerin kendi kökenlerinden bağımsız olarak günümüzde yürüttükleri siyasetin tarihsel açından da bir çürüme olarak yazılması gerekiyor. dediğim gibi türkiye garip bir memleket haline getirildi. çok sağolsun, 12 eylülcü faşist generaller, eylülist hareketin bunlarıyı buraya getirdiği açık. ancak bir şey var ki; bu zihniyetin tarihi bilip bilmemesi giderek silikleşiyor; çünkü kaynağı belirsiz yeni bir tarih yazıyorlar. daha evvel ele ele verdiklerini şimdi sanık sandalyesine oturtuyor oluşları ise emperyalizmin türkiye'ye biçtiği kaftandan ötürü geliyor. bunun farkına varıp varmamaları da önemli değil; çünkü kendileri çoktan işbirlikçiliği bir onur olarak görmekteler.
tarihi gerçekleri ortaya koyduk bir kere daha olsun hatırlatalım. elimizde kanıt olarak bildiğimiz bir şey varsa o da bu yazdıkları çizdikleri gladyo artıklarının nato emriyle kurdurulmuş oldukları ve bir devrim tehlikesine karşı kurdurulmuş olmalarıdır. sivil alanda faşist silahlı grupları besledikleri gibi her ülkede dini motifli, gerici ve emperyalizm uşağı hareketler yaratmışlardır. bunlardan bir taneside türkiye'de komünizmle mücadele dernekleridir ve bugün bu derneğin kurucularından biri şimdiki siyasal iktidarında aklıdır. eğer dönemin gazetelerinden son havadis gazetesini- ki gerici, faşist bir gazetedir- incelerseniz bu derneğin üyelerinin ellerinde amerikan bayrakları ile pozlar verip "amerika bizim müttefiğimizdir." şeklindeki açıklamalarını görebilirsiniz. kimin nereye dayandığı bir noktadan sonra önemsiz. türkiye'de bir gerçek varsa egemen sınıfların kendisinin işbirlikçi oluşudur ve eğer onlardan birinin siyasal alanındaysanız siz de işbirlikçisiniz demeksinizdir. nasıl olmayasınız ki? hem bu güçlerle işbirliği yapacaksınız, askeri, ekonomik ve siyasal anlaşmalar imzalayacaksınız, hem de tarihinizdeki işbirlikçi iktidarları kendinize örnek alacaksınız.
işte son dönemlerdeki yaşanan gelişmelere bakalım. bir osmanlı güzellemesi, padişah sevicilik sürüp gidiyor. türkiye yıllardır emperyalizmin boyundurluğu altında ezilmekten bu tarz olaylarla bundan 500 yıl önce olan olaylarla gurur duyuyor ve "büyük türkiye" sloganını arkasında bunun olduğunu sanıyor. nasıl olacak peki bu? dünyadaki dengelerin değişmesi bir yana, dünyanın değiştiğini göz önüne alacak olursak cia ajanı graham füller'in de ortaya attığı yeni-osmanlıcılıkla kastedilen avrupa'nın hasta adamıdır. halklarının birbirine düşman olduğu, emperyalizmle her alanda bağlı olan bir ülke kastediliyor. bir sultan vahdettin ve abdülhamid döneminden söz edilip gidiyor ama acaba o dönemin ekonomik, siyasal ve askeri gelişmeleri hatırlanıyor mu? sultan abdülhamid dönemi değil midir almanlarla bağdat demiryolu projesi imzalanıp ülkenin değerleri almanlara verilen. o dönem değil midir japonya'dan abd'ye kadar tüm ülkelerin kapitülasyonların verildiği? pek çok kimsenin bilmediği bir başka proje chester projesi de gene bu dönem imzalanmıştır. isteyen bu projenin ne olduğuna bakabilir. filistin toprakları deyince akla sultan abdülhamid gelir. ancak nedense pek az kimse bu dönem yahudi sermayesinin özellikle almanya yoluyla türkiye'ye girdiğini ve önemli konumlanışlar elde ettiğinden bahseder. bu olmasa, sermaye bunca güç kazanmasa böyle bir çıkış gerçekleşir mi sasnıyorsunuz? yanılıyorsanız. siz bunların torunuysanız işbirlikçiliğinizi kabulleniyorsunuz demektir. sultanlar ingiliz donanması önünde tir tir titrerken anadolu halkı canını dişine takarak savaşıyor, ingiliz işgaline karşı istanbul işçi sınıfı ayakta 1 mayıs'larında kendi sınıf düşmanlarına karşı savaşıyordu. bunların torunu olomayı kabullenenler bugünkü ülkenin durumunu da kabullenen amerikancılardır, israil dostlarıdır, ab'ciler, nato'culardır.
o halde türkiye'nin tarihini gizli kapaklı işlerin bir araya geldiği, dinamiklerin dışarıdan zorlamayla harekete geçirildiği bir tarih değildir. ortada bir dinamikler bütünü vardır ve dinamikler bütünün vermiş olduğu hareket tarihin motorunu ülkemizde de hareket etmiştir. bugün gelinen noktada ne akp'ci kamp, ne de aydın doğan'cı kamp birbirinden farksızdır. her ikiside mide bulandırıcı, her ikisi de osmanlıcıdır, piyasacı mahluklardır.
türkiye tarihini okumayı bir kenara bırakalım bu şahısların kendi bilgisizliklerini gün önüne serdikleri yakın tarih olaylarına geçelim. aslında bu bir geçiş olmaktan çok kişilerin bilgisizliklerini bir kez daha gün yüzüne dökecek bir giriş. hemen basit bir hatırlatmayla girelim: tarih hakkında bilgisizseniz ve onun hakkında yorum yapıyorsanız ancak komik olursunuz. bir örnek olarak gericilerden birinin "deniz gezmiş katildir." önermesini ele alalım. nerden baksanız elde kalıyor. bir önerme yaparken en azından yukarıdaki entryler okunur. o da yok. birileri ya anlama özürlü ya da okuma. ikisinden birini istedikleri gibi seçebilirler. deniz gezmiş şarkışla yolunda bir astsubay'ın karısı dışında kimseye ateş etmemiştir. bu ateşte ise sadece astsubay'ın karısını elinden vurmuştur. katil ise birini öldürene denir en azından. siz bu konuda bilgisizseniz biz ne yapalım? bir kere daha tarih hakkında bilgisizlikleri ortaya çıkmaktadır.
sivas katliamı meselesine gelelim. eğer televizyon görüntülerindeki yobazları görmüş olmasak bu söylenenlere inanacağız ama bunlar gericiliğin bu ülkedeki en büyük kalkışmasını meşru konuma getirerek kendilerini sütten çıkmış ak kaşık haline geliyorlar. iyi ki hatırlıyoruz o günleri. hatırlıyoruz ama yüzsüzce hala peygambere hakaret edildi deniliyor. beyler ayıp oluyor. bu ülkenin savcılıkları sizi aklayabilir ama o günleri yaşamış kişiler aklamaz. uydurmayın. üstelik türkiye'de derin devlet nerede provakasyon yapmışsa orada gericiler vardır, orada faşistler vardır. öldürülenler ise emekçi halktır, ilericilerdir, devrimcilerdir, yurtsevelerdir. madem soru sorulmuş bizde soruyu soralım. madem ortada provakasyon var neden refah partisi'nin il başkanın resimleri aziz nesin'i işaret ederek "öldürün bu kafiri" demektedir. ortada bir provakasyon varsa bu gladyo ile gericilerin ortaklaşa yaptığı bir şeydir.
tarihleri katliamlarla dolu olanların işbirlikçi iktidarları savunmaları çok manidardır. bugünün siyasetinde bunların akp'ci olması tesadüf değil. bu zihniyetin temsilcileri davos'ta şov yaparken israil uçakları çoktan konya üssünde eğitim alıyordu, çoktan türkiye israil şirketleriyle silah alımı yapıyordu. tıpkı refahyol hükümeti zamanında türkiye'nin israil ile imzaladığı en büyük askeri ticari anlaşma gibi tüm bu iktidarlar israil dostudur ama memlekette israil dostluklarını göstermemek için katakulli yaparlar.
şimdi ya bilginin yolunu tercih edeceksiniz ya da kendi uydurduğunuz tarihin. bu ülkedeki tüm pisliklerden, tüm çeteleşmelerden sermaye düzeni sorumludur. bu sermaye düzenin bir numaralı adamı akp zihniyeti ise ve siz bu zihniyetin tüm ideolojik girdilerini benimsiyorsanız bu işin hiç lamı cimi yok. 1923 paradigması sizi besledi, şimdi ise siz o paradigmayı söküp atıyorsanız. burası bizi ilgilendirmez. bizi ilgilendiren yerine konulanın saltanat sevdalısı olmasıdır, tam boy piyasacı, emek düşmanı ve işbirlikçi oluşudur. eh burada suç biraz da şimdi içeriye alınanlarda. sızlanmasınlar hiç.
çok merak ettigim bir konu var, son zamanlarda, akp ye yeniden kapatma davası açabilmek için oynanan oyunun parcası olarak aydın dogan ve cumhuriyet isimli işbirlikçisi gazete dahil tüm ergenekon destekcisi medya ortak bir uslup ile padişahlık hilafet gibi argümanları dillendirmekte, ve geri zekalıca yapılan bu haberler yarın bir öncekinde oldugu gibi yeni bir google iddianamesine yol acacagı muhakkaktır. bu çerçeve de yeniden gündeme tasınmış osmanlı tartışmalarında bir guruh var, osmanlı diyince cinleri tepesine çıkan.şimdi osmanlı, afrika kıt a sından avrupanın ortasına kadar, tüm arap yarımadası dahil ta endonezya nın bende aceh eyaletine kadar hüküm sürmüş ve bugün hala oralarda cennet mekan, ulu hakan abdulhamit han adına cum a hutbeleri okunurken, yani bütün bu cografya nın işbirlikçi satılmış yöneticileri haric halkı ile osmnalı lıklarını devm ettirirken, içerdeki bu guruh un nesebi kim olabilir? bababsını inkar edene piç denir, bütün bu hain işbirlikçilerin babası ingilizlerdir, ama içerdekilerin nesep iddiası kimedir? babası kimdir bunların, dedesinin adı nedir mesela? tabi türkiye de bir kripto meselesi vardır, bu ergenekon davasında yargılanan zevat ı görecegiz bir müddet sonra, babalarının ismi neymiş dedelerinin ismi neymiş. hakkında adi suclardan yolsuzluk sorulturması açılmış van rektörü aşkın ın kutarılma şekli manidardır, rektör yardımcısı hapiste intihar etmiş ve bütün sucu da üstlenmiştir!! chp lideri baykal a kadar ziyaretgah haline getirilen rektörün dedesinin ismi güllü agop çıkmıştır daha sonra medya da. işte ittihat terakki operasyonlarından bir tanesi böyle ortaya çıkmıştır, her zaman ki gibi hukukla degil, kimlik bilgisi ile, türkiye de hukukla bu işlerin çözülmesi zor zenaattır, başbakan a suikast planı hazırlayanları,evlerinde silah yakalanan örgüt üyeleri asker oldugu için( atabeyler çetesi), demokratik özgürlük kapsamında serbest bırakmış bir hukuktan bahsediyoruz.
türkiye her zaman bir operasyon altındadır, allahın varlıgından habersiz darwinci bir bünyeden ileri fikirler beklemek güctür ama, yine de insan bekliyor işte, bir ışık bekliyor.
ben bir ufuk çiziyorum, bu ufku bugün anlamak düne göre daha kolay çünkü artık ergenekonda ortaya çıkan gerçekler var, chp ip mhp ve isimlerini eskiden okudugum için karıştırdıgım bilmem kaç türlü sol,komünist fraksiyon varsa hepsi, ülkücü hareket, bunların hepsi ittihat terakki operasyonudur. maras ta, sivas ta operasyondur, orada ölen insanların sucu günahı muhtemelen yoktur, ama bir aziz nesin in o açıklamayı peygambere küfreden açıklamayı orda ve cuma saatinde yapması ve akabinde örgütlü bir şekilde, bir salonda yapılan konusmadan cuma kılmış vatandasın anında haberdar olması, ki bu toplantı alevi vatandasların toplantısı, ne işi olur cuma kılanlarla, ama öyle degil.ısrarla diyorum ki arif sag milletvekili beylik silahını neden denize atmıstır? neden arif sag ve aziz nesin kurtulmustur? neden bu 33 sayısına silahla vurularak öldürülen garson çocuklar dahil degildir, onlar insan degiller mi? neden ölen o kadar sanatcı varken hiç bir otopsi yapılmamıştır? soru sormak sacmalamaksa yine sordum yine sacmaladım, hani siz özgür bireysiniz bizler dar kafalı adamlarız, hani neden bunlarla ilgili konusmuyor sürekli hakaretler oluyor, neden?
neden hem gledyo operasyonuna karşı olunuyor da aynı anda gladyoya yapılmış operasyon olan ergenekon muhaliflerin tutuklandıgı bir karşı darbe oluyor, gladyo laikçi devlet mi? bunu mu söylemek istiyor bu bünyeler. kimligi ne olursa olsun, suc işlemek onlara mubah mı? israil in önceki cumhurbaşkanı tecavüzden içeri girmek üzere, onların bundan haberi yok sanırım, burda böyle yapıyorlar orda buna uymuyorlar anlaşılan.
cumhuriyet yazarı balbay ın bilgisayarında ele gecen mossad a aktarılmış askeri sırlar hakkında neden kimse konusmuyor, neden siz konusmuyorsunuz neden askerler açıklama yapmıyor, kutlu dogum haftası olmadıgı için mi?
deniz gezmiş bir katildir, bir katilden kahraman olmaz, abdullah çatlı gibidir, tıpkı yasasaydı dhkp c nin lideri bilmem kim gibi abdullah çatlı ile kanka vaziyette katillik edecekleri gibi.
sizin anlamadıgınız kendinizin kandırılmış olmasından hiç şüphe duymamanız, bu da bana şunu düşündürüyor, bu bir mantalite, bu ergenekon un kullandıgı türkiye için bir grubun mantalitesi, alevi açaılımından rahatsız, kürt açılımından rahatsız, mesela aleviyim diyip alisiz aleviligi savunan sapık zihniyet gibi, kürdüm diyip müslümanlıgı reddeden zihniyet gibi, bu bir hastalıklı zihniyet, kullanılmaya en müsait zihniyet. ülkemin başbakan ı mazlum gazze halkını katleden katilin yüzüne tükürürken, " sen israil cumhurbaşkanına sen diye hitap edemessin" diyen, israil tarafında duran vicdansızlar gibi.
iftira ve hakaret ile bir yere varılamaz, belki süslü cümlelerle konusmak vay be çok bilgili birisi dedirtebilier ama sorularda insanın peşini bırakmaz, soru agızdan çıkana kadar hakimsin, bir kere sorulumussa onun cevabını verene kadar peşinden gelir adamın.