kisil

entry141 galeri0
    26.
  1. 27.
  2. omuz omuza yürümek için beklediğimi belirttiğim yazar kardeşim, yazar gibi yazmasını bilen kardeşim, bilen kardeşim, bildiğini söylemek gibi güzel huyu olan kardeşim,
    korkmayan kardeşim, tartışabilen üretebilen kardeşim.
    2 ...
  3. 28.
  4. entrylerini beğenerek takip ettiğim yoldaş.
    1 ...
  5. 29.
  6. niyetim ofansiv bir entry yazmak değildir amma beni buna mecbur etmiş yazar arkadaştır.
    "yazmayacam" diyorum, "ateşi başlatmayım" diyorum ama olmuyor. tutamıyorum artık içimde...

    öncelikle "komintern en doğruyu bilir", "ben bilmem komintern bilir", "komintern allahtır" gibisinden bir hava sezmekteyim kendisinde. zira arkadaş, tanımlamaları paso komünist enternasyonel doğrultusunda yapmaktadır. en azından benim karşılaştığım entrylerinde ağır bir "komintern'in yaptığı tanımlamalara uygunluk kaygısı" görmekteyim.

    ilk başta şunu belirteyim(hoş, bir kaç ay önce de kendisine belirtmeye çalıştığımda sosyal faşizm yaftalamalarından tut da ad hominemlerle, 'demokrasi hayranı liboş' gibisinden laflardan tut da "çelik aynaa çelik aynaa kulaklarımı tıkıyorum seni duymuyorum" gibisinden tipik stalin savunucusu komünist modeli tavırlarla karşılaşmıştım. bilemiyorum, belki gerçekten de benim hatamdır):

    şu sorulara ne cevap verecek, bilmek istiyorum:

    1- çok yönlülükten yana mısın?
    2- senin görüşünde olmayan insanların görüşleri sence önemli midir? (cevabı bilinen sorular benim için, sözde değil özde cevapları)

    ikincisi: komintern'in yaptığı tanımlamalar son derece objektiviteden uzak, sscb yanlısı tanımlamalardır. buna itiraz etmek için realizmi lanetlemek, sevgi kelebeği formuna dönüşmek gerekmekte olduğunu ve sscb'nin gerçekten insanların kardeşliği için falan çalıştığını düşünmek, bir devlet olduğunu ve devletlerin çıkarlarının sadece kendileri için olduğu realitesini reddetmek gerektiğini herhalde söylememe gerek yoktur.

    şimdi bir iki kavramı, komintern görüşleri haricinde açıklayım ve de her biri için birer soru yönelteyim, bakalım ne diyecek:

    milliyetçilik: sınırları belli olmayan bir görüştür, burjuva destekçisi de olabilir, sınıf farkı gütmeden etnik/ırk temelli de olabilir, veya sadece dil ve kültür temelli de olabilir. bunlar sadece birer örnekti, daha bir sürü örnek de verilebilir. sadece bu üç örnekle açıklanamaz. kaldı ki sadece burjuva eksenli olacak diye bir şey yok, yanlış mı? (vereceği cevabı biliyorum)

    faşizm: belirli bir zümrenin başka bir zümreye kuvvet uygulayarak onlara dediklerini yaptırması, veya onları sindirmesi veya toptan ortadan kaldırmasıdır. yani çoğunluğun azınlık üzerindeki baskısı da olabilir, belirli bir yerde çoğunluk oluşturmuş genel anlamda azınlık olan bir grubun o yerdeki azınlık oluşturan herhangi bir gruba karşı baskısı da olabilir, patronların işçi sınıfı üzerine uyguladığı sindirme/yıldırma da olabilir, devletin öğrenciye uygulayabileceği baskı da. illa ki komintern'de denildiği gibi "üretim araçlarından" girilip "çoğunluktan" çıkılması mı gerekli?(vereceği cevabı biliyorum)

    terör: bir zümrenin korku/yıldırma politikası uygulayarak başka bir zümreye uyguladığı faşizm. devletçi mevletçi çoğunluk azınlkık etnik metnik dini mini fark eden bir şey var mıdır? (evet, yine vereceği cevabı biliyorum)

    evet, vereceği cevapları önceden biliyorsam, ilk kısmın birinci sorusuna da vereceği cevabı da biliyorum. otomatikman ikinci sorusuna da vereceği cevabı da biliyorum demek oluyor bu(tekrardan, sözde değil, özde.). peki, nerde kaldı inovasyon? nerde kaldı yenilikçilik? nerde kaldı anlayış? nerde kaldı "sol"? ha kolaydır sosyalfaşikemperyonikdemokratliboş diye laflar hazırlamak bunları söyleyenlere, sonuçta kelime dağarcığına bağlıdır bu laflar insanın. ne kadar çok kelime bilirsen o kadar yafta atarsın. mühim olan sağlıklı bir açıklama yapabilmektir kanımca.

    umarım beni yanıltır, umarım beni haksız çıkarır.

    saygılarımı sunuyorum.
    1 ...
  7. 30.
  8. öncelikle şu komintern ifadeleri konusunu açıklağa kavuşturalım. komintern ya da 3.enternasyonal lenin döneminde kurulmuş ve dünya sosyalist hareketini yönlendirmeyi, eğitmeyi amaçlayan bir kuruluştu. fakat her söylediği söz, her söylediği slogan doğru muydu? öncelikle komintern'in yaptığı en ünlü faşizm tanımı "toprak ağalarının ve egemen sınıfın iktidarıdır." tanımı eksik ve yanlıştı. üstelik stalin en önemli düşmanlarının faşizme destek veren sosyal demokratlar olarak nitelendirmiştir. fakat tarih bize gösterdi ki halk cepheleri olmadan faşizm yenilemezdi. ve alman komünist partisinin stalin'e ve zinovyev'e uyarak sekter bir tutum aldı ve işçi sınıfındanda destek alan faşizm iktidara geldi. işte bu enternasyonalin en büyük ve en ciddi hatasıydı. faşizmin yükselişine büyük katkıda bulunmuştur bilinçsizce. yan neymiş öyle komintern'in her dediğine, her söylediğine inanmamak gerekirmiş, öyle tanrı-parti modeline itaat edilmiyormuş. şu anda kullanılan faşizm tanımı ise dimitrof'un kominter'i eleştirdiği kongrede verilmiş olan faşizm tanımıdır.

    faşizm bugün son derece demokrat bünyeler tarafından ise ötekileştirme adı altında kullanılıyor. bu düpedüz faşizmi bayağalaştırmaya, insanların gözü önünde insancıllaştırmaya çalışan bir harekettir. o zaman gelin faşizm demiyelim, ötekileştirme diyelim. her türlü baskı hareketi faşizm midir? elbette hayır. bu onu sınıfsal konumundan söküp almaktır. işte islamcı iran'Da solcuları asarak şiddet uygulamıştı ama bu faşizm miydi? hayır. çünkü büyük sermaye gruplarının desteğini alamamış, gerici bir hareketti ama faşizm değildi. özünde değil şovenizm hiç bir şey taşımıyordu. fakat bu ötekileştirme hareketiyle tüm değerler ve ideolojiler çöpe atılmaya çalışılıyor.

    milliyetçilik ise tarihi örnekler bize gösteriyorki her şekilde bir burjuva hareketidir. iyi ama nasıl bir burjuva hareketi? sonuçta bir ezen ulus ezilen ulus gibi kavramlar vardı, onlara ne oldu sahiden? tabi bu durum yalnızca pazar sorunu ile ilgiliydi ve pazarlarına az çok sahip olan her türden burjuva, milliyetçilik yapabilir fakat bu tüm emekçiler arasına finnet ve fesat sokmaktan öte bir şey değildir.

    tüm durumlardan öte bir de kişilerin yazdıkları da çok önemlidir. sonuçta sanal bir platformdayız ve yazdıklarımız önemli. biz burada kalkıp demokrasiden dem vuracağız sonra da kalkıp ulusalcı sosyalizme ya da bilinen adı ile nazizme methiyeler düzeceğiz, "iyi uygulansa en güzel diyeceğiz!" sömürünün yanında olup, solculuk oyunları oynayacağız. oh ne ala memleket! kalkıp dünya için uygulanması en zor norveç sosyalizmi ya da sosyal demokrasisini savunup, norveç'in isveç'in dünya sömürü mekanizmasına katkılarını hiçe sayacağız sonra da geçip çok seslilikten bahsedeceğiz. tabi her şeyi geçtim, bir de başkalarına olan saygıdan dem vuracağız, terörden bahsedeceğiz. zaten nazi düzenini savunupta, terörden dem vurmak insanın kulağına komik gelmiyor mu? tabi bu durumua cevap hazır: realizm. o realizm değil de rezilizm olmasın sakın. her neyse her şeye rağmen aynı saygılar sunarım. umarım yazdıklarım anlaşılıp, okunacaktır yoksa gözlerini kapatıp banenemcilik oynamak ve suçlamak kolay. verilecek cevapları bilmeden nasıl olsa ben biliyorum verilecek cevapları demek ise kişinin ancak kendisiyle ilgili sorunları varsa yapabileceği türden bir kişilik bozukluğudur. en azından ben öyle düşünüyorum, komintern de belki öyle düşünüyordur.*

    saygılarla
    5 ...
  9. 31.
  10. nazileri, hitler'i, piçleri kimin savunduğunu, nereden böyle bir şeyi söylediğini yada norveç'in veya isveç'in dünya silah pazarındaki yerini kimin inkar ettiğini söylemesi gereken yazar, yoksa bunun adı düpedüz "iftira" olur demek istediğim yazar.

    (bkz: sanrılarım aldı başını yürüdü doktor bey)

    ha bahsedilen şuysa

    (bkz: nasyonal sosyalizm/#1223998)

    arkadaşın feci derecede konsantrasyon bozukluğundan müzdarip olduğu sonucu çıkmaktadır.

    ayrıca bu satırları yazan ben, iskandinav sosyalizminin/sosyal demokrasisinin uygulanışının örnek alınması gerektiğini savunmaktayımdır. uygulamalarının kaynağının nasıl oluştuğunu değil(silah satışıyla oluşmaktadır önemli bir ölçüde). ha ayrıca en azından sscb'yi savunup yapılan pislikleri, katliamları inkar etmiyorumdur. dobra konuşabiliyorumdur. savunduğum şeylerin kötü tarafları yüzüme vurulduğundaysa asla onlara binbir türlü kılıf hazırlamıyorumdur, bu da böyle bir not olsun.
    *

    son bir hatırlatma, farklı görüşlere, örneğin sosyal demokrasiye tıpkı birilerinin idolü stalinin yaptığı gibi faşizm demek düpedüz yobazlık, kaytarmacılık demek değil midir? bilmek isterim.

    ayrıca son bir şey:

    (bkz: iftira atmak dünyanın en seviyesiz işidir)

    edit: son olarak, farklı görüşteki herkesi nazi ilan etmek nasıl bir sığlıktır, onu anlamış değilim.
    3 ...
  11. 32.
  12. bazı kişiler vardır, kendisine yapılan eleştirilere dayanamayıp saldırırlar. halbuki karşısındaki kişi yalnızca bazı iddiaları vardır, temelleri olan iddialar, onları söyler fakat karşısındaki kişi yalnızca "sen ibibiksin." şeklinde bir savunma şekli geliştirebiliyorsa işte bu kişi biraz oturup düşünmelidir, şapkasını masasının üstüne koymalıdır.

    sosyal demokrasiyi savunan kişiler haktan hukutan söz ederler, bu zaten olması gereken bir durum. ama kalkıp bu kişi pişkince "isveç, norveç filan çok demokrat ama silah satıyor ne olsun işte..." şeklinde konuşabiliyorsa, orada sosyal demokratlık değil sosyal demokratçılık vardır. kimse kalkıp bundan sonra "faşizmdi ibibikti." konuşmayı versin.

    şu ortada dönen iftira konusu ise düperdüz saçmalık. hayır bakıyorum işbu entry'e sanki ben k.çımdan uyduruyorum bu yazılanları gibi bir fikir ortaya çıkıyor. misal ben kalkıp "stalin allahtır, kahramanımdır." demedim hiçbir zaman. fakat kişi almış eline sazı stalincilikle suçluyor karşısındakini. sonra da geçip iftiradan dem vuruyor, doğrucu davutluk yapıyor.(lan sakın şimdi kişi beni yahudi düşmanı filan sanmasın, böyle sanrılara yol açmasın, neyse)

    en son ise kişimizin teorik hatalarının üstüne bir de okuma hataları var sanırım. bakıyoruz benim yazdıklarıma stalin ve zinovyev'in sosyal demokratları tanımlamadıki yanlışlıkları göz önüne sunuyorum, kişi sosyal demokratları faşizmle suçladığımı düşünüyor. ilginç... tabi burada teorik bazı argümanlar sunan şahsıma karşı ancak dişlerini biliyor kişi ve saldırıya geçiyor, ancak yazık diye biliyorum ve kendisinden bir kuple ile son bulduruyorum entryimi.

    (bkz: iftira atmak dünyanın en seviyesiz işidir)
    4 ...
  13. 33.
  14. son bir şey söylemek istediğim yazar, saldırmayacağım, polemik de yapmayacağım.

    öncelikle, madem ki bana nazi diyor, bana bunun kanıtını göstersin diyorum. bunu demekle, resmen benim anama avradıma küfrettin diyorum. yani burada sen ibibiksin falan demiyorum. madem bana ibibik diyorsun, neden diye soruyorum. e bunu dersen doğal olarak tepkimi alırsın diyorum.

    "isveç, norveç filan çok demokrat ama silah satıyor ne olsun işte" bir şey demedim. ben, kabul ediyorum ki, nasıl ki bu kişiyi stalin konusunda yanlış anlamışım, onun da beni burda yanlış anladığını düşünmekteyim. nasıl ki, bahsettiğim kişinin gözünde stalin neyin yanlış neyin doğru olduğunu göstermiştir, iskandinav toplumculuğu da, uygulama açısından bize bir yerlerde örnek olabilir diyorum. dikkat edin, yöntem açısından değil. aynen burada sscb nasıl ki marxist-leninistlere bir bakıma neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgili örnek olmuştur deniliyorsa, ben de sosyal demokrasi en azından uygulanış açısından "örnek" olabilir diyorum. sscb de emperyalizmin kralını yaptı, silah da sattı, stalin de gulaglarda onlarca "potansiyel" tehlike masum insanları çalıştırdı, etnik kargaşadan korktuğu için kimi zaman azınlıkları gözden çıkardı, bazı topluluklara insanlık dışı muammelelerde bulundu; aynı şekilde norveç ve isveç de silah sattı, lappilere insanlık dışı muammelelerde bulundu. bunlar olsun yada göz ardı edilsin demiyorum. ha ama eğer ki "isveç, norveç filan çok demokrat ama silah satıyor ne olsun işte" diyorum gibi gösterilirse, ben de yapılan saldırının aynısını yapar, ve bu kişiyi "eğer bu mantıkla düşünürsek, o zaman sen de stalin'in bu insanlar üzerinde uyguladıklarını haklı buluyorsun ve göz ardı ediyorsun" diye suçlarım. kusura bakmamasını temenni ediyorum burada. zira aynı savunmayı ona karşı kullanıyorumdur.

    umarım bazı şeylere açıklık getirebilmişimdir. yanlış anladığım yerler olabilir. eğer varsa "özelden davranmasını" isterim kendisinden, ve burada bu konuyu kapatmayı isterim.
    1 ...
  15. 34.
  16. çoktandır birbirimizi yanlış anladığımızı keşfettiğimiz yazar arkadaş. olayları tatlıya bağladığımıza sevindiğim kişi. izin verirse yazdığımız dğer entryleri karşılıklı silelim dediğim insan aynı zamanda. :)

    "yalnız bir şikayetim var be hocam, bir takım kişiler iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemenin düşeceğini bilmiyor anlaşılan. kızma darılma, ama adam gibi tartışma yapalım derken gelip bütün günün içine edebiliyorlar. " demek istediğim yazardır.

    kızacak, zorla düzelttiğimiz aramız yine kötü olacak biliyorum ama, bir şutlayıverse şu şaklabanları... tam olacak.

    (bkz: iki kişi konuşurken üçüncüler neden havlar)
    *
    0 ...
  17. 35.
  18. her şeye karşın anlaşılmak güzel de, işte her seferinde geç anlaşılan yazar olmak güç. biliyorum herkes gibi seven var sevmeyen var ama bir fikir mücadelesine girmek, tartışmak önemli bir konudur. eğer fikirler çarpışacaksa çok hoş bir durum fakat laf kavgası yapmak pek huyum değildir. her neyse geç olsun, güç olsun, tam olsun der ve sözlerimi bu noktada bitiririm.
    3 ...
  19. 36.
  20. rumuz altına entari diydirmek istediğimdir.*
    1 ...
  21. 37.
  22. gece gece jim morrison ve the doors'u anan bir küçük zavallı.
    3 ...
  23. 38.
  24. sol frameden anlasılacağı uzere fizik muhendisi olcak arkadasımız hayırlı olsun .
    2 ...
  25. 39.
  26. gece gece beni radiohead dinlemeye zorlayan şahıs.
    1 ...
  27. 40.
  28. gece gece şarkı listesini sözlüğe ifşa eden yazar. gebersin böyle yazarlar!
    2 ...
  29. 41.
  30. gece gece radiohead dinleyen ve büyüsüne kapılan yazar belli ki. takdir ettik. *
    0 ...
  31. 42.
  32. özel mesaj yolu ile tanıştığım ve ortak paydada buluşabildiğim ender yazarlardan biri. varlığı ile sözlüğü güzelleştirenler tarikatı ndan.
    1 ...
  33. 43.
  34. Milliyetcilige cocuk hastaligi diyip kendisi sovyet milliyetciligi yapan, devrimci gecinen kisi. belki ozunde iyi bir insandir bilemiyoruz tabi o kadarini.
    3 ...
  35. 44.
  36. (bkz: sovyet milliyetçiliği)

    bir sorum var agalar; sovyetler mi kaldı? hayır, günümüze gelmek lazım zira sovyetler öldü, umrumuzda mı böyle sovyetler birliği filan değil, hiçbir zamanda olmadı zaten böylesine emperyalist devletler. *
    4 ...
  37. 45.
  38. sakin bir zamanda sakin sakin okumalı.. sindire sindire.. anlatmak istediği şey ne olursa olsun, o kadar güzel anlatıyor ki..

    öyle işte. pek güzel pek hoş.

    bilgiye aç bir şekilde zevkle takip ediyoruz.
    1 ...
  39. 46.
  40. hayatımda ilk kez marxist birinin milliyetçilik hakkında yaptığı tanıma hak verdirtmiş(bir kaç yerde hatası olduğunu düşünsem de), bu yüzden bravo diyebileceğim nadir yazarlardan. "kardeş şunca yıllık soul forged sin'e, farklı düşünsek de bir şey anlatmayı başarabildin ya. helal olsun" diyorum kendisine. *
    3 ...
  41. 47.
  42. üslubunu hiç bozmamış, hangi düşüncede olursa olsun, karşıdakini kırmadan, karakterinden ödün vermeden belirtmiş kaliteli yazar.
    3 ...
  43. 48.
  44. epistemolojik kopuşa sürüklenmiştir.
    1 ...
  45. 49.
  46. 50.
  47. düz adamlığa terfi etmesinde son dönemlerde gelen kopuşun bir etkisi yoktur. kamuoyuna duyrulur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük