2007 yılı itibariyle kişi başına düşen milli gelirimizin geldiği halmiş bu. inandınız mı? ben de inanmadım ama hele bi durun bişey anlatıcam.
efenim orda burada sürtmüşüm afedersin, sallana sallana ÖHO'yla eve geliyorum. Zaten mecalim kalmamış, sıcaklarda gezip tozmaktan, (kliması çalışmayan özel halk otobüsünün de götüne koyim bu arada. Kliması bile olmayan otobüsün nesi özel amuğa koyim. Bizim yeni mercedes citaro'lar hiç de özel olduğunu iddia etmemesine rağmen cillop gibi yaz sıcağında serin serin hizmet sunmakta.) üst geçitlerde, köprülerde her yerde bi afiş.
"Başbakanım ilçemize hoşgeldiniz!" Esenler belediye başkanı, x efendi.
ıhm anlaşıldı, yol kenarlarına taa vatan caddesinden beri her km bhaşına 5 polis dizilmesinin hikmeti. Her köprüde aynı afiş aynı pankart. -Buarada başbakan başakşehirde belediyenin yaptığı bir kompleks'in açılışını yapmak üzere ilçeye teşrif edecekmiş bütün olay bu-
Tamam kabul. Başbakan, bakan geleceği zaman bizim ülkemizde olur böyle şeyler. "Sayın bakanım, başbakan vb.. ilçemize şeref verdiniz, o derece mutlu oldum ki, götümdeki basur, çatalımdaki kıl dönmesi bile normale döndü diye abartanlar bile olur!!"
Bu ilçe başkanında da buna benzer bir duygu kabarması olmuş belli ki. Her köprüye Sayın bşbakanım hoşgeldiniz yazmamış kimilerine de. "Milli Gelirimiz 9333 dolar oldu" yazmış, altına da imza: Esenler ilçe Başkanlığı diye not düşmüş!.
Tamam sayın belediye başkanım, başbakan teşekkür plaketini falan unutursa ben sizin hakkınızı başbakanlık nezdinde savunurum. Hiç Endişelenmeyin.
Ayrıca elimde çok güzel afiş önerileri var, müsadenizle onları da takdim ediyim, ama bunları kim gelirken asarsınız köprülerimizin üzerine, bizi otobüsle eve dönerken onları bir güzel okuma şerefine nail edersiniz bilemiyorum:
"işsizlik oranı yüzde 10'un üzerine çıktı"
"2007 yılında cari açık yüzde 18 arttı. 37 milyar 996 milyon dolar oldu"
"Açılan her 100 ticari küçük iş yerine karşılık 148 iş yeri kapandı" *
"Dış borç stoku 213.4 milyar dolar oldu" *
buradan esenler belediye başkanına selam olsun. Bizim, buradan "sözlükteki kızlara selam ederim" dememiz gibi resmen "buradan başbakana selam ederim" diyorsun. Bizim yaptığımızın zaman+fırsattan başka bir maliyeti yok. Ama senin yaptığının bedelini biz cebimizden ödüyoruz.
Sen başbakana şirin görüneceksin diye, evden otobüs durağına kadar pırıl pırıl kunduralarımız çamura bulanıyor. PAntolonlarımızın paçaları, leş gibi çamur içinde kalıyor. Yol yap, kaldırımları düzele, yol kenarından biriken çamurları temizlet.
Başbakanın açmaya geldiği bilmemne merkezi, bilmem ne kompleksi için, çalışan ağır kamyonlar yollarımızın anasını sikti. Daha geçen yaz dökülen asfalt, patates tarlasına döndü. O inşaattan moloz taşıyan kamyonlar sarı, iğrenç çamurlarını yollara döktü. Bir allahın kulunun aklına ceza kesmek gelmedi. şikayet etmek istedik karşımızda muhattap bulamadık. Ne belediye yolları temizledi. Ne o kamyonların pisliklerini saça saça gitmelerine engel olunabildi.
Çok mu zor lan, moloz taşıyan kamyonların tepesine branda takma zorunluluğu getirmek. Sana diyorum, dağa bayıra "başbakana selam ederim" yazan belediye başkanı. birkaç yıl önce asfalt döktün, tamam, Ama onu korumak için neden önlem al-dır-mıyorsun. Dökülen her yeni asfaltta, yapılan her yeni yolda senin cebine bir şeyler mi giriyor yoksa? "Küçücük" çıkarların için vatandaşın "kocaman" çıkarlarını, konforunu hiçe saymak bu kadar mı kolay?
sana bir kitap önerim var sayın Esenler belediye başkanım, okudun mu diye hiç sormuyorum bile dikkat edersen. Çünkü okumadığını biliyorum. Dinle Küçük Adam kitabın adı. Ve senin gibi eline yetkiler verilmiş küçük adamları anlatıyor.
Küçük çıkarları ve siyasi hırsları uğruna nasıl günden güne küçüldüklerini, ve neden asla küçük adam olmaktan kurtulamayacaklarını anlatıyor.
hamiş: benim paramı kendi siyasi mastürbasyonun için kullanmaktan vazgeç.
bilgi doğrudur fakat bu rakamı nüfusla çarptığınızda oluşan rakamın %90 ını dolandırıcılar düzenbazlar veya üreterek kazanan gerçek iş adamları alır.bu kısımın sayı olarakda bizden * çok daha düşük olduğunu düşünürsek normal rakamdır.Gerçek gelir ikiye bölünmelidir.Birinci bölümde bi şekilde milyarları götüren azınlık kısım diğer kısımdada devletin memuru,çiftçisi,emekçisi olmalıdır.
bu hesaba göre mustafa koç ile paleface 1 yılda aynı parayı kazanmaktadır, ferit şahenk ile de salca aynı parayı kazanmaktadır yani bir başka hesapla biz dördümüz aynı parayı kazanmaktayız. ha böyle bir şey var mı? elbette yok!
zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu.
ayrıca, gsmh hesaplama formülü değiştirilerek meblağın bu derece şişirilmesi sağlanmış.
şimdi bir heasplama daha yapalım, 2002'de iç-dış borç toplamı 221 milyar dolardı. yine 2002'de nüfus 69 milyondu. kişi başına düşen borç miktarı 3200 dolardı. iç-dış borç toplamı 480 milyar doları aşmış durumda hadi diyelim 480 milyar dolar. bugün türkiye nüfusu 74 milyon yani 6480 dolar kişi başına düşen borç.
2002=3200 usd borç
2008=6480 usd borç
bu şekildeki karşılaştırmayı şakirt gençlerden de bekleriz.
anlat anlat iyi geliyor. bir de tr avrupa birligine girdi. egitim-saglik parasiz, asgari ucretle calisan bile yilda en az bi kere yurt disina tatile gidebiliyor de.
1 ytl ye 3 dolar alinabiliyor. abd de paramiz cok kiymetli de. turkler abd de mulk almak icin siraya girmis bu nedenle de.
de yahu agzini korkak alistirma. sacmalamanin sonu yok. herkes ayni iksirden icmis. kimsenin bir seyi farkettigi yok.
ancak ortada bir üçkağıt vardır. o da şudur: bu rakam gsmh nın nüfusa bölünmesi ile bulunan rakamdır. yani rahmi koç ya da bilmem ne sabancı ya da 9333 dolar gelir düşmektedir.
bu sonuş ülkemizde gelirin kimlere gittiğinin ve gelir dağılımının ne kadar adaletsiz olduğunun da açık bir kanıtıdır. ulan bunları görünce karş marx abiye hürmetlerimi sunuyorum ve sosyalist olasım geliyor.
ortalama bir aile 4 kişi.
4*9333=37332
37332*1.5=55998
55998/12=4666.5
he şimdi sormak lazım kaç tane eve ayda 4666.5 lira para girmektedir?
külliyen bi yalana daha şahit olunan durumdur.