özeleştiri. belki de insanın en çok kendisine. herkes biraz öyle;
Kirpi gibiyiz işte, kabul etsek de, etmesek de kirpi gibiyiz. Uzun uzun dikenlerimiz var, hayata karşı filtrelerimiz. Kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza, filtrelerimizden elenmeden kimseler giremiyor, steril dünyalarımıza. Biri dokunmak isterse bize, hemen dikenlerimizle savunmaya geçiyoruz. Tanımadığımız biriyle, bir dakikayı paylaşacağız diye ölüyoruz korkumuzdan, ya da dostlarımız sırlarımızı görmesin diye, dikenlerimizin arkasına saklıyoruz tüm özelimizi. En çok değer verdiklerimizin sevgisini bile, dikenlerimizin başladığı yerde bitiriyoruz. Hiç savaş yaşamadığımız dünyada, kendi yarattığımız sosyal bir savaşımızın içinde dikenlerimizle saldırıyor, dikenlerimizle savunuyoruz. Kirpi gibiyiz, herkese her şeye mesafeli, her olaya her insana temkinli. Kirpi gibi korkak, kirpi gibi çekingeniz. Ve dünyanın en yalnız mahluku olan kirpi gibi yalnızız.
Kendi ellerimle kırdım dikenlerimi. Ve sonra çıplak tenimle dokunmak istedim sana. Senin dikenlerini hiç aşamayacağımı anladığımdan beri, pikeler yaparak girmeye çalıştım hayatına. Boş bir anında tüm riskleri göze alarak, dikenlerinin ardına dokunmaya uğraştım. Bazen de her şeyi boş verip dikenlerine uzattım ellerini. Bunca zamandan sonra ne kaldı geriye biliyor musunuz; kanayan parmak uçlarım ve kronik yalnızlığım.