69 bolum. her bolum 2 saat.
bugun itibariyle baslayacagım dizi.
bakalım saracak mı? bitecek mi? sevicem mi?
cok fazla mitolojik hikaye yer alıyormus icinde. en sevdigim.
Sınıfımızın yakışıklı oğlanına yan sınıfın güzel kızı ondan hoşlandığını anlatmıştır..(sene 1995 yada 94)
Çocuktan aldığı cevap olumsuz..
Dağa sonra hüngür hüngür ağlarken yanına gidip çok utandığını anlatınca neden nasış niçin hatırlamadığım şekilde bir birimizin bir anlaşma sonucu 1 aylık kiralık aşkı olmuştuk ve çok güzel bir macera idi.. Not şaka değil. Kısa bile kestim...
" Ya eşsizsek? Ya bu koca evren aslında hepimizi eşit derecede seviyorsa? Ya hiçbirimizin hayatı aslında diğerinden daha önemli değilse? Ya biz bir yıldız oluyorsak? "
tekrarını veriyorlarmış bu yaz. türkiye'de bir işin fenomen olması için iyi ve kötü oluşundan bir tık daha fazla kimyanın gerekli olduğunun kanıtı gibi bir iştir.
sanıyorum sezonun en önemli bölümlerinden biri şu an gördüğüm; çift ayrı düşmüş, birbirlerinden haberleri yok. bölüm mehmet ali erbil'in eski karısının vodvillerden fırlamış jestlerle koriş karakterinin alışverişe çıkıp çıkmadığını merak etmesiyle başladı. şaşkınlık... böyle bir bölümün ilk sahnesini böyle yazdığımı hayal bile edemiyorum. neyse ki barış arduç ve elçin sangu sevenleri topluyor bu dağınıklığı işte. böyle yazılmasına rağmen bu kadar tutulmasında senaristin de matematikten artakalan her şeyi iyi yapmasının etkisi var hak yemeyeyim.
hah bir de her şeyi siktir et, müziklerini aydilge yapmasına rağmen tuttu bu dizi. inanılmaz.
Defne'nin ailesi sanirim Istanbul'da degil de avrupa'nin "modern goruslu" bir mahallesinde ikamet ediyor. Kiz evi terkedip sevgilisinde kalmaya gidiyor, gayet normal karsilaniyor, kizilan tek sey evi onu uzen eski sevgilisi icin terketmesi oluyor. Simdi de defne abisine dugun oncesi hamile oldugunu acikliyor gerine gerine, hep beraber hobaaa seviniyor kucaklasiyorlar. Yok boyle bir turk mahallesi. Bari mahallede degil de sitede vs. otursalardi.
Komedi dizisi demelerinin sebebi sanırsam böyle saçma senaryo anca komedi dalında yarışabilir diye düşünülmesindendir. Adamlar hangi kategoriye sokacaklarını bilememişler galiba.