O kadar efekt, para, imkan ve hala boyut sorunları.
Bir sahnede insanın neredeyse 100 katı büyüklüğünde görünen goril, bir sonraki sahnede bir insandan en fazla 10 kat büyük görünüyor.
Sinemada da izledim bu filmi. O zaman da aynısını demiştim. Her modern uyarlamada olduğu gibi bunda da daha çok para harcanmış, daha çok bina yıkılmış, aksiyon tavana vurmuş ama ne var ki ilk filmin büyüsü de acımasızca yok edilmiş.
sinemasına gittiğim bir filmdir. evet güzel bir filmdi fakat devasa böceklerin olduğu sahne beni benden aldı yani huylandım, midem bulandı. onun haricinde king kong'un ölmesine de çok üzüldüm, üzüldük. seyredilir film.
aslında senaryo olarak Edgar Wallace yazdığı metinden yola çıkarak , tekrarlanan film olmuştur fakat senaryoyu bir de şu açıdan incelemekte fayda vardır.
king kong ; siyahların öz vatanlarından sürgün edilişlerini anlatan bir alegorik filmdir.
filmde anlatılan tüm olayların aslında afrikalı yerlilerin sürgün ediliş hikayesini anlattığı görülecektir. king kong un amerikaya getirilişi adada yeni yeni türlerin ve garipsenecek varlıkların olusu , hepsi aslında beyaz insanın afrikayı ilk kesfedisinde uyguladıgı teorik ve pratik gerçeklerin alegori edilişidir.
kadın-erkek diyaloğunun özüdür, hastalıklı bir hikayedir, türk filmlerinden bir farkı yoktur,* sevgi evrenseldir falan, yok böyle bir şey, alt teması çok tehlikeli bir filmdir, filmden çıkışta bütün kadınlar king kong a bir şeyler hissetme eğilimindedir, acındırma psikolojisinin de temellerinden, amann, zaten atalarımız bir değil mi idi..*
izlemeden önce peter jackson' ın orjinal senaryoya bağlı kalacağıyla ilgili röportajlarını okumuş ve büyük bir heyecanla beklemiştim bu filmi. sonuç hüsran oldu. böyle büyük yapımları filmden çıkar çıkmaz eleştiremezsiniz aslında. o dev ekran, o sesler, o müzikler, dev bütçe sayesinde yapılan oğlanüstü çekimler ve elbetteki kaliteli oyuncular etkiler sizi. ama bunlar bile bu filmden çıkar çıkmaz eleştirileri sıralamama engel olmadı. peter jackson' ı affetmem mümkün değil. öyle bir goril yaratmış ki bir ara kıza bildiğin sevgili tribi yaptı hayvan. ada sahneleri fazlasıyla abartı ve uzundu. işte yeni sinemada bunu sevmiyorum ben ve sevebileceğimi de sanmıyorum. bütçe var diye gösteriş yapmak zorunda gibi hissediyor kendilerini yönetmenler ya da bilmiyorum belki seyirci de bunu istiyor ama ben bşir türlü sevemedim bunu. örneğin bir aksiyon filminde bütçe var diye tüm arabaları patlatmak zorunda değilsin, gerektiği kadarını patlat kafi. bu filmde de bakın biz görsel efekt yapabiliyoruz diye ada sahnelerinin cılkını çıkarmışlar. pek çok insan byük bir keyifle izlemiş olsa da o sahneleri ben sıkıldım açıkçası. ama dediğim gibi asıl rahatsızlığım, kızgınlığım seyirci gorili sevsin diye film boyunca sarfedilen o anlamsız çaba. gorile aşık olan kızlar gördğm sinemada desem abartmış olmam. velhasıl kelam tvde gördüğümde gözümün alamasam da yine de daha iyi bir film yapmadığı, yapamadığı için kzıgınım peter jackson' a.
çok zorlasak, sevgililik pozisyonu için uygun bir prototip olacak sinema karakteri. hani böyle korumacı edasıyla hatunu belinden kavrayışı ile hangi eve kız istemeye gitse geri çevrilir allasen? hiç.
az evvel star'da yayınlanmasından mütevellit hakkında entryler artmaya başladı sanırım * .
--spoiler--
anlamadığım tek şey, yerde o kadar sivil varken ve her taraf ev doluyken o 6 tane uçak nasıl oluyor da top mermisi ateşleyebiliyorlar. attıkları leblebi değil ki...
gorile değmeyen her mermi aşağıda bir vatandaşı öldürme tehlikesi yaşatıyor.
bana kalırsa bunu da açıklarlarsa çok daha güzel olacak.
--spoiler--
yıllar yıllar önce izlemeyerek ayıp etmiş olduğum filmdir. star da izledim an itibari ile ve gayet güzel olduğuna kanaat getirdim.
öncelikle kong umuzun efektleri süper filmin başında "godumun gorili ne işler açtı milletin başına..." derken. filmin sonunda "yazık lan garibana , aşık olmuş..." diyorsunuz...
güzel detaylar mevcuttu.
-öncelikle jurasic park ın 3 filmdir yapamadığı ve muhtemelen 100 tane daha jurasic park çevrilse yapamayacağı şeyi yapmış ve dinozorları makinalı tüfeklerle tarandığında neler olacağını bize göstermiştir. olması gerektiği gibi mermiyi yiyen en kral yırtıcılar bile devrilmektedir.
--"bu kızı niye kong a kurban verdi bu yerliler?" sorusu ise cevaplanmıştır. yerlilere dikkatli bakan herkez anlayacaktır ki yerlilerin durumu beyaz adam gelmeden öncede hiç içaçıcı değildir. hastalık vardır , sayıları azdır.vahşi doğa bunların canına okumuştur. şehirlerinin büyük kısmı orman tarafından yutulmuştur. bunlar da mecburen kayalıkların ardına çekilmiştir. kong a zaman zaman başka yerli kızlarda vermişlerdir. hepside artık nedense ölmüştür.
-yerliler bizim silahlı adamlar adaya geldiğinde yusuf yusuf kaçışmıştır. tek 1 tanesini bile göremedik.
-kong o vahşi adadaki son dev goril dir , fertlerinin geri kalanı ölmüştür.
-bazı aksiyon sahneleri saçmaydı. misal sarmaşıklardada bu trex lerin hatunu ısırmaya çalışması enteresan yani. öyle bir durumdada midesini düşünürmü bu hayvan?
-ayrıca kong istediği kadar gönüllerimizin king i olsun 3 e 1 durumda trex maması olur.
-şu kafayı sinema ile bozmuş adam yüzünden çok kişi kaybetti şu adaya giden elemanlar.
özelliklede kayalıkların arasındaki rutubetli -çamurlu yerdeki mücadele çok korkunçtu. hatta filmin en kral yeri orasıydı. allahım neydi o iğrençlikler? dev-keneye benzeyen iğrenç sümüklü mahlukat , çekirgeye benzeyen haşereler , delikten kıskacını çıkartıp yukarı tırmanan adamı yakalayan ve içeri çeken şey.
ilk izlediğimde ergenliğimin en ateşli çağında olduğumdan filmden çok jane'in bacaklarına odaklanmıştım. Bugün daha iyi idrak edebildiğim film olmuştur.
Goril moril ama senden benden daha delikanlı çocuk bu king kong. Bugün kaç erkek sevdiği kız için t-rex'lerle karate yapar. Kimsenin maçası yemez aga, yemez.
1933'te çevrilmiş olan ve dev bir gorilin hikayesini anlatan macera filmi. o devrin efektleriyle kotarılmış görkemli bir prodüksiyondur.
--spoiler--
king kong'un yaşadığı adada muhtelif dinozorlarla savaşıp onları öldürme sahneleri akıllara zarardır. adaya gelen ve kendisini yakalamaya çalışan ekipteki güzel kıza aşık olan king kong sonuçta ortalığı kasıp kavursa da yakalanır ve kendisini şov için götürüldüğü new york'da bulur. ama şov sırasında dellenip kurtulur ve new york'u birbirine katar. filmin sonu ise acıklıdır.
--spoiler--
1976 ve 2005'te filmin yeniden çevrimleri yapılmıştır. ayrıca inglourious basterds filminde tarantino 1933 yapımı filme bir sahnede (bardaki gerilimli oyun sahnesi) refere etmektedir.
