nefret birikir,
artık nefret olmaktan cıkar.
buyur, buyudukce durdurulamaz, adlandırılamaz da.
ortaya kin cıkar.
nefretin en dolu halidir,
mantıksızdır, insanın icini kemirir. *
Herkes herkesin
iki yüzlüsü
Paradoksalı
Celladı olmuşsa
Nerde insanlık
Hani
Sevgi
Paylaşım
Aşk sevda kardeşlik
Heryerde sevgisizlik
Nefret kin
Kan kan akıyor
hafizayi diri tutan his. nefretle es anlamli olmasina ragmen daha pis, daha siddetli bir kelimedir kin. kidarlik vardir, tanimlidir. nefretten turetilmez nefret edenin adi. cunku; kin, intikami da getirir yaninda.
nedir ki o,seni aydınlatırken,
kararan,yandığı,durduğu yerde
nedir ki o,seni yaşayıp ölen,
sana hep kendi vurduğu yerde.
nedir ki o,seni susan söyleyen özleyen,tam kendi olduğu yerde. *
nasıl demlenir yürekte, ağır ateş üstünde.
bilmez gibisin, hayret.
nasıl bakıyorlar değil mi beslenen bu hisse? buruşturarak yüzlerini, dudak bükerek, kısarak gözlerini... hep bir kötülük yatar altında sanıyorlar, arıyorlar da üstelik bir sebep ama sen aldırma, onlar bihaber en alta çöreklenmiş olandan. aradıklarının, bulduklarının altında yattığından.
öfkeye fatura kesmek kolay, bir anda öfkelenip kinlenenden çekinme hem. inan senden benden kolay alışır onların gözleri, vurdukları dibin karanlığına. bir kibrit çakayım derken kendi eteklerini tutuştururlar en fazla.
kini besleyen, beslemesini bilen, farkında olan, tuhaf gelecek ama sahiplenen , öyle her zaman yakıp yıkacak diye bir kural da yok üstelik. sadece içinde buna yer açanların, hayatlarından çıkardıkları kişilerin üstüne
attıkları çizikler daha belirgin. daha keskin uçları var verdikleri kararların. sen çarpar köşeye değersen kazara, yanacaktır elbet canın, belirecektir teninin ardında, dışarıya akmak için baş gösteren iğne ucu büyüklüğündeki kan.
tüm sivrilikleri törpülemek ister gibisin, farkındayım.
canın acımaz sanarsın bir de sen şimdi.
soğutmak için öfkeyi, çabalarsın var gücünle.
soğudukça tükeneceğine inanırsın çünkü. yazık ki anlamazsın hala, öfke izini kaybettirdiğinde dahi kurulduğu yerde hareket dahi etmez yüzünü buruşturarak baktığın kin.
nasıl demlenir yürekte, ağır ateş üstünde.
bilmez gibisin, hayret.
beklentilerin farklılığından kaynaklı oluşan hoşlanmama nefret etme şeklinde kendini gösteren duygudur. kin beslemek bazen karşılık alamamak bazen yüzde olması gereken bir tebessümü görememektir. en okkalı kin çoğu zaman en sevilen kişiye karşı beslenen kindir. o diğerlerinden farklıdır kusursuz olmalıdır. kimse mükemmel olamayacağı için bir gün farkında olmadan en sevdiğiniz kişiye karşı kin duymaya başlarsınız.
bir kişi için içinizden şu şekilde duygular beslerseniz bu duygunun adı kin, nefretdir; o kişiyi gördüğünüzde öldürmek boğmak işkence çektirmek sana yalvarana kadar üzerinden arabayla geçmek onun bu dünyada neden olduğunu o kadar değersiz ki dediğmiz kişiler varsa bu duygunun adı işte kindir.
o kadar "sağlıksız" olduğunu da sanmıyorum. insan hiçbir hisse sebepsiz yere kapılmaz, aşkın olduğu gibi, nefretin kinin de elbet bir sebebi vardır.
yalnız kin hissi yıllar sonra da kendisini gösterebilir. kin hissine sahip olan kişi, belirli bir şahsa veya olaylar zincirine karşı kin duyarsa buna " sınırlı kin", yok eğer ipin ucunu kaçırmışsa ona da "sınırsız kin" denilebilir. kin duygunu sınırlayamayan insanlar türkçemiz de "aksi" olarak bildiğimiz tür insan olacaklardır. konuşurlarken karşılarındakini kırmak, bozmak , onlar için sıradan bir olay olacaktır. böyle insanlar genellikle çevrelerinde sevilmezler, ve insanlar onlarla dalasmaktan korkarlar.
kin hissi aslında insanın kendini savunma refleksleriyle birlikte değerlendirilmelidir. insanoğlu, kendisini bir tehlike karşısında savunan bir varlıktır. eğer bir sahıs insanı çok tehlikeli bir bölgeye getirirse insan o noktaya bir daha gelmemek için özellikle dikkat eder, ve yaşadıği o kötü anları bir daha yaşamamak için, o tehlikeyi bertaraf etmek ister, ve bunu ilk etapta kendisini " o hedefteki şahsın sonradan kendisine başkaca birtakım zararlar vermesini önlemek" amacıyla olabilir.
kin ve nefret hislerinde en karar verdirici nokta alınan yaranın derinliğidir. ortada bir yara tehdidi varsa, ve henüz yara alınmamışsa, insan kin hissi duymayacaktır. örnekleyelim : aslandan herkes korkar, ama gerçekten bir aslan tarafından ısırılmış bir şahıs, aslanlara karşı kin duyabilir, ve aslan gördüğü zaman onun hissettikleri, henüz bir aslan tarafından ısırılmamış bir insanın hissettiklerinden kat be kat daha yoğundur.
ya da bir yakınını belirli bir otobüs firmasının otobüsünün yaptığı bir kazada kaybetmiş birisi, yahut da bizzat ciddi yaralar almış olmak suretiyle kendisi, o otobüs şirketinden nefret edecektir, ve bu şirkete karşı "kin" besleyecektir. yahut da baştan başa otobüs yolculuğundan nefret edecektir.
sonuçta kin ve nefret, insanın kendisini savunma mekanızmalarıyla içiçe geçmiş bir histir. hiçbir insan kendisine karşı gerçek bir tehdit olmamış bir şeyden nefret etmez. birşey insana gerçek bir tehdit olmuş, ve o şey insanı ,ruhen-bedenen, yaralamışsa insanlar o şeye karşı kin hissi duyacaklardır.
insanoğlunda mevcut olan bir histir bu. ve diğer hisler kadar da sağlıklıdır. insan kin duyduğu şeyi bertaraf etmek, ya da o şeyi kendisinden uzak tutmak istediği için, ya da kendiliğinden o şeye yaklaşmayacağı için, aslında iyi bir his olduğunu bile iddia edebiliriz. aslında bir "kavşakta" sağduyuyla da buluşur bu his. aslandan kin duyan bir insan çevresindeki hiçbir insanın aslanlara yaklaşmasını, "macera" amacıyla bile istemez. ve bu da mantıklı bir yaklaşımdır.
yapıştımı bırakmıyor gereksiz insanlara gereksiz duygular beslemene imkan sunuyor, kronik hastalık gibi biraz akıl kin ile birleştiğinde allah allah diyorum başka birşey demiyorum.
intikam duygusunun kaynak kodu kin'dir ve birbirlerini çok güzel tetiklerler.
kin asil bir duygudur ve intikam daha asil bir eylemdir, sana bir tokat atana sende bir tokat atmak istiyor ise attığın tokat değsin derim ki, ilerde bu tokatı niye attım diye düşünme.
bir toprak davası nedeniyle katil olan bir köylünün öyküsünü konu alan, 1957 yapımı, siyah beyaz türk filmi. yönetmen nejat saydam, oyuncular pervin par, eşref kolçak, nedret güvenç, kadir savun, ahmet tarık tekçe.