kitle imha veya kimyasal silah... artık adı her neyse bu şeyin bokuna pek çok masum sivilin ölmesi ile ortaya çıkan durumdur. bundan yıllar önce ırak'ta böyle olmuştu benim hatırladığım kadarıyla. ırak ile arasında bilmem kaç bin kilometre yol olan bir devlet "kimyasal silah var" iddiası ile ırak'ın altını üstüne getirmiş ve sonrasında yıllar boyunca akan kan durmamış ve en sonunda da "pardon ya hu, yokmuş kimyasal silah" demişlerdi, sanırım geçen seneydi.
şimdi aynı hadise suriye için geçerli. suriye ve suriye'deki yönetim için bir süredir zaten çok ciddi bir "bindirme kampanyası" yürürlükte ve iyi-kötü bellir bir tirajı da yakalamıştı dünya genelinde. ama gene de bazı götverenlerin deyimi ile "dünya gemisinin kaptanı" olan ülke için yeterli değildi bu. mutlaka müdahale edilmeliydi oradaki duruma ve bir şekilde oralara da demokrasi götürülmeli ve sonrasında da bu demokrasinin himayesi için yaklaşık 10 sene kalınmalıydı oralarda. hem belki misafirperverliği ile nam salmış doğu halkı, kendilerine "petrol ikramında" bulunabilirdi gene. malum son dönemlerde "kaptanın" petrole olan ihtiyacı için kullandığı üssü, dünyada büyüyen tepkilere bir de "yeni başkan, yeni trend" anlayışına göre sekteye uğramıştı.
şimdi düşünüyorum, umarım bizim ülkemizde herhangi bir kimyasal silah yoktur. hayır günün birisinde "sizde kitle imha silahı var" diyerek birilerinin gelip de topraklarımızı işgal etmesi, kadınlarımıza tecavüz ettikten sonra hiç bir eşitsizlik algısına mahal vermeksizin bizleri kurşuna dizmesi sanırım hoşumuza gitmezdi.
Ayna belgeselinde abd'nin ezik bir ülkenin ilaç fabrikalarını ve hastanelerini, kimyasal silah üretiyor diye bombaladığını duymuştum.
Ulan pezevenk sen değil misin her gün sadece kamuya açık olarak silahlanmaya 5 milyar $ civarında para yatıran? Bu kimyasal silah bahanesiyle yaptığın ikiyüzlülüğün çok şerefsizce abd. Allah bilir o kamuya kapalı olan silahlanma planlarında ne kimyasal silahlar dönüyordur dünya kanseri.