kişinin hak ettiği hüzündür. kişinin yapması gereken herkesi olduğu gibi kabullenmekken, üstüne düşmeyen görevler edinip insanları değiştirmeye çalışıp da, aslında hiç kimsenin dış baskılarla değişmeyeceği gerçeğine toslamış insandır çünkü.
insan denen karmaşık canlı sürekli değişimdeyken nedense bu değişim asla dıştan gelenlerle gerçekleşmez. çünkü komuta merkezi insanın kendi içindedir, ancak kafasına, asla onu değiştirmeye, şekillendirmeye çalışıyormuşsun izi vermeden, bir takım düşünceler sokucaksın da, o kendince düşünüp karar vericek de, ancak öyle değişecek. sonuçta kimse başkası tarafından yönlendirilmek, onun manda ve himayesi altına girmek istemez, herkes kendince iyi olduğunu düşünür çünkü. (bkz: i m ok)
kimse üstinsan olmadığı için, iyi/kötü kavramı asla sabit olmadığı için, her şeyin en iyisini bilen de bir kişi olmayacağı için, birini değiştirmek gibi bir istek ancak bir egonun sonucu olabilir. (bkz: kendini mükemmel zannetme) zaten bir insanın yanındakileri değiştirmeye ihtiyacı varsa, yanlış insanlar çevresindedir. ama ille de birini değiştirmeye çalışacak, bunu yapmakta kendinde hak bulan kişilerin, başkalarının da kendilerini şekillendirmesine, değiştirmesine izin vermesi gerekir. sen yaparsan, başkası da sana yapabilir. kimse mükemmel değil sonuçta.