ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın, birilerinin tepkisini çekme durumudur.
son yaşanan "gezi parkı" olayları ile ilgili yaşadığım durumdur ayrıca. zira nasreddin hoca'nın ifadesiyle "sende haklısın" demekten başka çare kalmıyor.
Özgecan kardeşim üzerinden bir örnek vereceğim, utanıyorum ama vereceğim.
Aylin Nazlıkaya kadına şiddet için protestodadır, Fatiha biliyorsan oku derler.
AKP'den taziye mesajı gelir, yolsuzluk yapan konuşmasın derler.
Katil şerefsiz MHP'liymiş diye solcular haber çıkarır, MHP'li herkes faşist ve potansiyel sapık muamelesi görür.
Nihat Doğan tweet atar, bu adam AKP'li derler.
Nihat Doğan survivor'dan atılır, Acun Ilıcalı'nın zaten ne olduğu belli değil göz boyuyor derler.
Galatasaray klüpten ihracını ister, yalakasaray derler.
Şu kardeşimin ölümüne, yaşadıkları şeylere gram üzülmeyip birbirine bok atan ne kadar insan varsa hepinizin Allah belasını versin.
Bırakın acımızı yaşayalım, bu pisliklerden kurtulmanın yolunu bulalım sonra partizanlığınıza ve holiganlığınıza devam edersiniz.
Birilerine yaranmak için bile olsa seçimlere en son karar veren sizsinizdir. Başkasının hoşuna gitmedi diye gene yaranamadım demek yanlış bence. Seçimlerin arkasında durmak gerekir her zaman. Birilerine yaranmaya çalışarak yaşamak yorucudur ki öyle bile olsa kendi isteğiniz. Bahane bulmak gibi geliyor ufaktan.
hic bir zaman hic kimseye yaranamazsin o yüzden ne yapiyorsan sadece kendin icin yap. onlar icin ne yapsan sadece iyi bir insan derler ki sadece iyi insan olmak mutlu olmaya yetmiyor genellikle.
ne yapsan ne etsen fayda etmiyor arkadaş, kimseyi mutlu edemiyorsun. Kimse halden anlamıyor, neşeli görünsen dert, durgun görünsen ayrı bir dert, ne bok yiyeceğini şaşırıyorsun.