insana zaman zaman gelen ruh halidir. öyle bir zaman gelir ki herkesin lafı batar; her şey çekilmez, tahammül edilemez hale gelir.
hiç durmadan konuşan, sürekli soru soran, her şeye müdahale eden arkadaşınıza "sus artık yeteeer, yalnız bırak beni!" demek istersiniz. hani diyemezsiniz, ama usulca uzaklaşırsınız yanından.
bu durumun çareyiyeganesi yalnız kalmaktır.
insanın girdiği karmakarışık, biraz asabi, biraz hüzünlü, biraz belirsiz duygular sonucunda meydana gelen bir hadisedir. o ana kadar sevdiğiniz en güzel müzik size dünyanın en berbat sesiymiş gibi gelir. o ana kadar mesajını beklediğiniz kişilerin, o an size mesaj atmasının iyimser anlamda pek bir albenisi yoktur. hatta bu yüzden küfrdersiniz bile.
en basit şeyler, o ana kadar sizin için pek de bir önemi olmayan şeyler sizi öfkelendirmeye başlar. öyle ki, otobüsten inmek için düğmeye basıp kırmızı ışığın yanmasına sebep olan kişiler, kırmızı ışıkta karşıya geçen yayalar, absürd elbiseleriyle durakta bekleyen ihtiyar adamlar artık sizin için dövülmesi gereken, yok edilmesi gereken varlıklardır.
bunun daha ileri aşaması yani uzun süre devam etmesi sanırım bir tür hastalıktır. fakat bu hastalığa ne ad verildiği konusunda bir bilgim yok. ve bu ismini bilmediğim hastalığa doğru ilerliyor olmaktan biraz tırsıyorum.