Hem nefret ettiğim hem de en sevdiğim şarkı. Seviyorum, çünkü sadece ismiyle dahi benim eylemimi, eylemsizliğimi; susmamın ya da başka şeyler konuşmamın sebebini tefhim ediyor.
Nefret ediyorum, çünkü ne olursa olsun hep bir şekilde, bir sebeple bu aksi mümkün olmayan sükuta ve hareketin anlamsızlığından ötürü var olan sükuna düşüyorum, giriyorum. Her dem bir nedenden "kimseye etmem şikayet" diyorum.
Bu şarkı çalıyor ta ki fecre kadar. Ama şu veya bu fecrin, fecr-i kazip mi fecr-i sadık mı olduğunu idrak edemiyorum.
Ya hiçbir şey yok mahfi olmayan ya da ben basiretsizim.
Dost meclisinde, muhabbetin en derinleştiği, yüreklerin sıkıştığı, hasretlerin, özlemlerin dile dolandığı o tılsımlı, hüzünlü anda, gözleri dolduran, " hahhh, işte bu, bunun gibi" dediğiniz musiki eserdir... Bitmesini istemeden usul usul dinlersiniz...
Eserin her cümlesi ama hepsi öyle ifade ediyor ki benim dile getirmek istediklerimi, bunları, doğrudan söyleyemeyecek kadar kibirli olduğumdan eşlik ederek itiraf ediyorum.
Böyle ta içten titretiyor, estetikten sorumlu kulak memem orgazm şokuna uğruyor. Ama üzüyor, belki üzdüğü için seviyorum.
hikayesi kendinden daha etkileyici, sarsıcı olan tsm şarkısı.
Olağanüstü sözleri ve gerçekten derinden etkileyen bir yapısı var tamamiyle umarım tarkan ahde vefa 2'ye alır da yıllar sonra iyi bir yorumunu dinleyebiliriz.
sözleri 13 yaşında bir osmanlı valisinin kızı olan ve tacizcisi ile zorla evlendirilen ihsan raif hanım a ait hüzünlü bir şarkıdır. evlenmek üzere gittiği izmir yolunda bir feryat şeklinde dudaklarından dökülen sözlerdir.