kimsem kalmamıştı artık uzağımda

entry1 galeri0
    1.
  1. farklı ve güzel bir cezmi ersöz eseri.

    Hava güneşliydi, ama ılık bir kan gibi yağıyordu
    yağmur yine de...
    iki büklüm olmuştuk,başımızın üzerinde incecik,
    bembeyaz ve yorgun bir tülbent vardı...
    Kimdin sen,annem miydin,sevgilim mi, o an tanıştığım birimiydin,
    yoksa hepsi birden mi, bilmiyordum.
    Bildiğim, hava güneşliydi, iki büklüm olmuştuk,
    başımızın üzerinde
    bembeyaz, sevinçli bir tülbent vardı ve bize
    amansızca vuruyorlardı.
    Yüzünde anlamlı bir korku ve çok sevdiğim bir
    koku vardı... Çünkü bize vurdukça onlar, gerçek
    kokumuz çıkıyordu ortaya ve bu koku bizi birbirimize
    daha çok bağlıyordu...
    Hava güneşliydi, ılık bir kan gibi yağıyordu yağmur
    ve amansızca vuruyorlardı bize.
    Bense bu anı çok uzun yıllar öncesinden hatırlar
    gibiydim.
    Zaten ben bu ülkede ne yaşadıysam onu uzun
    yıllar öncesinden hissetmiş gibi yaşardım.
    Ne yaşadıysam çok uzak yerlerden görür gibi
    yaşardım.
    Bana benzemeyenlere yakında buralardan gideceğimi
    kanıtlamakla geçmişti ömrüm...
    Hava güneşliydi, ama ılık bir kan gibi yağıyordu
    yağmur yine de...
    Ve onlar vurdukça bize alışkanlıklarımız çözülüyordu
    böylelikle.
    Küçümsediğimiz yollar açılıyordu önümüzde.
    Çiçeklerin dudaklarındaki sıcak rüya korkularımızı
    dolduruyordu...
    Çünkü saf hiçbir şey yoktu bu dünyada.
    Kötülükler bile terkederken bir kalbi geride buruk
    bir üşüme bırakıyordu.
    Zulüm bile saf değildi,bize vuranlar yitirdikleri
    masala vuruyorlardı aslında... Hiç bilmedikleri sırlara,hissetmekten korktukları sevgilerine...
    insan ancak kendi cesedine bu kadar acımasız
    olurdu,
    ve biz onların hiç yaşamadıkları masallarda,hiç
    bilmedikleri sırlarıyla ve hissetmekten korktukları
    sevgileriyle birlikte ölmüş cesetleriydik
    aslında...
    Çünkü saf hiçbir şey yoktu bu dünyada...
    Bir ara yüzüne baktım, acıya dayanamayacak gibiydin,
    aşk gibiydin, saf bir güzellik gibiydin,olmayacak
    birşeydin.
    Sonra geçti,g ülmeye başladın, bana mutluluklar,
    sonsuz mutluluklar diledin, sonra gözlerimden
    öptün, şükür dedin, şükür bu hayat bizim değil,
    bizim değil bu dünya...Bizim değil bu sınırları kayıp
    cesetlerle dolu ülke...
    Bize vuranlara hiçbir borcumuz yoktu artık,
    çünkü ancak zulüm altındakiler barışabilirdi
    cesetleriyle.
    Kimdin sen,annem mi, sevgilim mi, o an tanıştığım
    biri mi, yoksa hepsi birden mi, bilmiyordum...
    Önce kendimle kucaklaştım, sonra senle, çünkü
    kendini hiç bulamayan, kayıp insanların eseriydi
    bu ülke, bu dünya,bu sınırları kayıp cesetlerle dolu
    hayat...
    Dışındaydık artık cam fanusun ve başındaydık
    henüz fanusun içindeyken küçümsediğimiz yolların...
    Kimsem kalmamıştı artık uzağımda.
    Kimsem kalmamıştı artık kendisine benzemeyenlere
    birgün mutlaka buralardan çıkıp gideceğini
    kanıtlamaya çalışan...
    Senden başka kimsem kalmamıştı...
    Çünkü zulme borçluyduk bizi birbirimize bağlayan
    gerçek kokumuzu...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük