tarihler, 9 ağustos 2010'u gösterirken, bahse konu zat, mevlana müze müdürlüğü'nden, topkapı müzesi müdürlüğüne atanıyor. aynı dönemde, topkapı müzesi başkanlığı ya da başkan vekilliği* görevini yürüten prof. ilber ortaylı. yeni müdür, daha teri bile kurumadan şöyle bir beyanat veriyor;
" Prof. Dr. ilber Ortaylı'nın görevi 'misafirleri ağırlamak'. Hukuki olarak yetki müze müdüründe."
konuya ilişkin ilber hoca'nın görüşleri sorulduğunda ise üzgün bir ifadeyle şunları söylemekle yetiniyor;
" Ben görevimin başındayım. Görevim de sadece misafir ağırlamak değil. kaldı ki, Kraliçe ikinci Elizabeth'i veya bir başka ülke liderini Saray'da ağırlamak mühim bir meseledir. Ama daha önemlisi, bürokraside bir terbiye, bir üslup vardır. Kaliteli bürokratlar nasıl konuşulacağını, nasıl oturulup-kalkılacağını bilen insanlardır. Bu arkadaşın bunlardan haberi yok. Ben böyle insanlarla muhatap olmam. "
- hoca döktürmüş elbet! anlayana bu laflar, pullu kefal balığından beter; girerken rahat girer çıkarkense kanatır da çıkmaz.
aralık 2010'da zaman gazetesi yusuf benli ile bir ropörtaj yapıyor. bu ropörtajdan kısa kısa alıntılar yapmak, onun çapı, nasıl bir ruh hali içerisinde bulunduğu ve sırtını ne denli erk sahibi dayı ya da dayılara dayayarak konuştuğunu göstermesi açısından ibret verici doğrusu;
- Davet ve toplantılarda "Merhaba! ben, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Yusuf Benli..." dediğinizde insanların ilk tepkisi ne oluyor?
+ Önce bir duruyor, şaşırıyor; sonra "ilber Bey ne oldu?" diyorlar. Açıklıyoruz. Onun başkan vekili, bizimse müze müdürü olduğumuzu anlatıyoruz.
- Tek yetkili siz misiniz?
+ Hukuki olarak evet. 2863 sayılı yasa ve Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü iç Hizmetler Yönetmeliği çerçevesinde tüm yetki ve kararlar müze müdüründe.
- ilber Bey ne yapıyor?
+ Misafirleri ağırlıyor.
- ilber Bey gidebilir mi?
+ Zaman zaman yorulduğunu söylüyor ama onu kendisi bilir. Sormak da bize yakışmaz.
- Örneğin misafirler için ikramlık alınacak. ilber Bey "lokum" diyor, siz "akide şekeri"... Hangisi alınır?
Kendisinden önce tek yetkili olan Prof. ilber Ortaylı'nın Topkapı Sarayı Müzesi'ni kötü yönettiğini, hatta "Saray'ın damarlarının tıkanmasına yol açtığını"* iddia eden Yusuf Benli, "Artık öyle bir şey yok. Onlar geçmişte kaldı" diye sürdürüyordu sözlerini.
tarihler, 4 haziran 2011'i gösterirken radikal gazetesi manşetten şu haberi veriyor; " muhteşem çark ".
neyin nesidir diye bakıyoruz ki, topkapı müzesi müdürü iken bu zat-ı muhterem, 3.selim'in tahtını kendi lojmanına götürmeye kalkmış. bir gün önce gerçekleşen bu olayı önce inkar etmiş fakat sonra sıkışınca çark etmiş. bakan ertuğrul günay'a ilettiği mazereti ise gerçekten komik ötesi; "depoda sıkışıklık vardı. lojmanda boş odalar olduğundan oraya taşıtmayı uygun gördüm."
- taşınan ne? halı-kilim-avize filan değil, 3.selim'in tahtı. fantezisi üzerinde sevişmek miydi? artık allah bilir. almanya'nın prestijli gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung haberi Radikal'den alıntıyla iletirken "Bir kereliğine sultan olmak" başlığını kullanıyor.
olay o denli büyüyor ki, iş gezisi için kahire'de bulunan lağıvi şehzade orhan osmanoğlu, durumu atalarının manevi şahsiyetine hakaret addederek mahkemeye müracaat etme talebinde bile bulunuyor.
- işte! tam bu esnada, dayılardan bir dayı araya giriyor ve olayın üstü kapatılıyor.
tarihler bu kez 16 temmuz 2011'i gösteriyor ve gazetelerde şu haberi okuyoruz;
" Topkapı Sarayı Müze Müdürü Yusuf Benli görevinden alınarak Konya Mevlana Müzesi Müdürlüğü'ndeki eski görevine gönderildi."
ve aynı haberin devamında ciddi bir iddiayı daha öğrenmiş oluyoruz;
" Benli'nin, Mecidiye Köşkü'nde iç odada yer alan '14. Louis masası'nda kahvaltı ettiği de öne sürüldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı müzeye müfettiş görevlendirerek soruşturma başlattı."
Ancak, soruşturma henüz tamamlanmadan, müzede yeni bir skandal patlıyor. 3. selim Tahtını taşıma emrini yerine getiren 'Dr. Canan Cimilli' ile Mecidiye Köşkü sorumlusu 'Ayşe Ünal'ın alel-acele tayinleri çıkarılıyor. Anlaşılan, Bakanlık müfettişleri soruşturmaya devam ederlerken, dayı ya da dayılar da bildik faaliyetlerine devam etmişler ve fakat yusuf benli'nin, mevlana müze müdürlüğüne dönüşüne sebep olan şey de bu oluyor.
bakan ertuğrul günay'dan habersiz gerçekleştirilen bu tayinler sonucu günay'ın gücü, yusuf benli'yi kızağa çekmeye yetmiyor ama onu geldiği yere, yani mevlana müze müdürlüğüne geri gönderebiliyor.
- yani, dayı dediysek, bahsedilen öyle-böyle bir dayı değil. ülkenin bakanıyla yumurta tokuşturur cinsten ve ben, ciddi ciddi merak etmekteyim doğrusu, kimdir? kimlerdendir, bu makam-ı muhkem ve zevat-ı muhterem?
tarihler aralık 2012'yi gösterirken aynı yusuf benli yine manşetlere taşınıyor. bu günlerdeki icraatı malum, birinci dereceden sit alanı ilan edilmiş, köklü ağaç dahi dikilmesinin yasak olduğu bir höyüğün üzerine süs havuzu için beton dökülmesine izin veriyor.
bizlerde bu tepkisizlik oldukça, dayılar ülke sahnesine yeni yeni oyunlar koymaya, çapsız yeğenler ise o oyunlarda başrol almaya daha çok devam ederler.
rasim ozan kütahyalı nınkiyle aynısı bence ; o değil böle kompleksli hayatı boyunca bir hiçken biraz makam mevki sahibi olunca napacağını bilemeyn tiplere de uyuz oluyorum.