"herodot un yazdığı, mısır firavununun dilinin kökeni deneyinde, doğunca çobana verilerek kapatılan, o dahil kimseyle konuşturulmayan çocuğun söylediği ilk kelime nedir?" diye garip bir sorudur. Kız kafa yoruyor bakalım ne diyecek.
zorluğu kadar, doğru cevabın da şıklar arasında çok iyi kamufle edildiği sorudur. ekmekten sonra "su" şıkkını koyarak soruyu hazırlayan iyi bir hamle yapmış ve soruyu daha da zorlaştırmış. son soruya yakışır bir soru olmuş.
kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. üniversite yıllarında dil bilimi dersinde görmüştüm bekos u. hoşuma da gitmişti. rumuz olarak kullanmıştım. ekmekmiş anlamı. şimdi öğreniyorum.
hatta hikayesi de vardı.
çocuk sadece koyunların "be"lemesini ve ot yerken "kos" sesi çıkarmasını ezberlemişti.
bu arada koyunlar biz de me, batı da beler.
burada çocuk bunu demez değil şunu demez değil mesele.
ezberlediği şeyin anlamı o dilde ekmek olarak karşımıza çıkıyor.
cevabını "ver" olarak düşünen ama "ekmek" demesi gereken yarışmacıya sorulan sorudur. ama yarışmacı cevap verip on beş bin lirayla evinin yolunu tutacakmış gibi geliyor nedense.
Yunan tarihçisi Heredot, Tarihler eserinin ikinci cildinde I. Psamtik ile ilgili bir anekdottan bahsetmiştir. Mısır'a yolculuğu sırasında Heredot, Psammetikus'un ("Psamtik") iki çocuk üzerinde deney yaparak dilin kökenini araştırdığını duymuştur. Söylenilenlere göre yeni doğmuş iki bebeği, onlara bakması için bir çobana teslim ederek, kimsenin onlarla konuşmasına izin vermemesini tembih etmiştir, çocuklar büyüdüğünde ise konuştukları ilk kelimeleri tespit etmesini istemiştir. Firavunun oluşturduğu hipoteze göre, dışarıdan müdahale edilmediğinde çocukların söyleyeceği ilk kelimeler, tüm insanların dilinin kökenini belirleyecektir. Çoban bir gün çocuklardan birinin "bekos" diye bağırdığını duyar ve bunun Frigce olduğu sonucuna varır. Çünkü "bekos" kelimesi Frigce "ekmek" anlamına gelir. Bu şekilde, Friglerin Mısırlılardan ve öteki milletlerden daha eski olduğu ve Frigce'nin insanların orijinal dili sonucuna varırlar. Heredot dışında, günümüze ulaşan ve bu hikayeyi doğrulayan başka bir kaynak yoktur.