külli yalan söyleyen , ama baktı ki artık zayıflayamayacak.. bari "kilolarımla barışığım " diyeyim de millet dalga geçmesin düşüncesiyle hareket eden şahıs.
kilolu bir insan niye kilosuyla barışık olsun yahu? en neticede;
1- kilo hamallığı yapmaktadırlar
2-istedikleri kıyafetleri her an bulamamakta, beğendiklerini değil bulduklarını giymek zorundadırlar.
3-Elalemin dalga geçmesine ya tepki gösterip geçimsiz , ya da sessiz kalıp ezik durmuna düşmektedirler.
4-Sağlık sorunları yaşayabilmekte , hareket kabiliyetini tam anlamıyla kullanamamaktadırlar.
Velhasıl kelam ; kilolu hiç bir insan kilolarıyla barışık değildir.Sadece "kendine biraz dikkat et , çok kilo almışsın , ama bak bu kadar kilolu olman iyi değil" vb. tepkilere karşılık olarak olayı savuşturmak için bu halet-i ruhiyeye bürünür / bürünmüş görünür.
sokakta karşılaştığı ortalama her 3 kişiden 1'inden rejim listesi almaktan ve "benim bi amcoğlu/dayıoğlu vardı senin kadardı zayıfladı" muhabbetine girmekten gına gelen.. insanların sanki şişman insanın kilolarının kendisine açabileceği sorunları hiç bilmiyormuş gibi kilonun açabileceği sorunları onlara anlatmasından bıkan, her ortamda 3 kuruşluk aklıyla ilgi çekmeye komik görünmeye çalışan insanların kendi kilosuyla ilgili 1 kuruşluk espiriler yaparak kilolu insanın üstüne basıp yükselmeye çalışmasından artık iyice sıkılan insanların bulmuş olduğu hayat kurtarıcı bahanedir.
Ben kiloluyum ama sen gerizekalısın. Ben 3 ay ağzımı tutarım normale dönerim ama sen bir gerizekalı olarak ölmeye mahkumsun demek ister diyemez. Barışığım der.
Not: eski bir obezin eski anılarından derlenmiştir.
valla ben böyle bir kişiyle 3 sene aynı sınıfta okudum. kızımız yalan söylemiyim ama nerden baksanız 90-100 kilo vardı. hatta hormon bozukluğu o kadar had safhadaydı ki tüm lise hayatım boyunca benden daha fazla sakalı vardı kızın.* ammavelakin her zaman güler yüzlüydü. hatta ona sinirlenip şişko, ayı, duba vs. diyenlere bile ''mık'' demeden gülüp geçiyordu. kilolarıyla barışık olmak tam anlamıyla bu olsa gerek.
temelinde bu soruna çok fazla eğilen, barışık olması da aslında bu sorunun tetikleyicisi olan insan türüdür kendisi.
yani şunu diyorum; eğer ki bir insan kilolarıyla çok problemliyse, asıl o zaman sorun olmuyor. barışık olunca problem tekabül ediyor bir yerde. heh bu sorun da kendisiyle, kilolarıyla ilgili bir sorun da değil. ama kardeşim modern dünya standardı var sıfır beden diye. kuru kemçük olmak var bir de bildiğin profilden armut olmak var. hatun da eleman da bakın ben ne kadar problemsizim demekle, aslında problemli olduğunu çaktırmadan dışavuruyor. buradan da bir yerde bu anlam çıkıyor.
şu da çıktı dur dur: bu bir yerde ailenin, toplumun problemi. adam mesela duba olunca biz ona insan yerine duba diyorsak, junkie gibin, afrikalı gibin olmasın diye de ha babam yediriyosak fast-food'u, kaloriyi, bir de şu göbek olayını şirin gösteriyorsak sorun dediğim yerlerde. tamamıyle metabolik olan bir olayı topluluk getirisiyle fikirsel indirgiyoruz demektir. ona bir nevi alt anlam yüklüyoruz biz. evet.
iki ucu boklu değnek olan dedirten başlık baba bu, salla gitsin.
(bkz: ışın karaca) şuan normale yakın ebatlarda olabilir fakat, olmadığı zamanlarda kliplerinde dans ettiğinde herkes yadırgamıştır. fakat o sevdiğim şeyi yapıyorum cevabını vermiştir. boynu bile olmayan biri için çok büyük laftır bu... ayrıca o kadar kaliteli bir sesin sahibinin oğlunun diyaframı yok... allah nelere kadir diyor insan... diyecek söz bulamıyor.
can sıkıntısından yemek yiyen insan. öğün kavramı yoktur. yemekten kalkar, bisküvi - gofret vs. yer... derken çayla beraber kuruyemiş , çaydan sonra meyve... yatarken de 'abi midem kazındı' diyerekten kendine bi çift kaşarlı tost yapar, bi de güzel gazoz açar.
ay yok valla ben çok mutluyum, ne öyle bi deri bi kemik hiç güzel değil ki.. hem zaten onlar hep mutsuzlar falan filan sözleriyle kendilerini avuturlar, sonra 3 kilo verip; ayy o halim neydi öyle ayı gibi valla demeye başlarlar. kimse kilolu olup da bunun için ay iyiki de zayıf değilim ohh ne de güzel şişkoyum falan diye mutlu olmaz.