minimal üzüntü yumağı. burdaki üzüntünün, iç geçirişin temel sebebi kilo vermek için kendini yiyip bitirirken dahi, olumlu bir destek bulmamaktan kaynaklanır. hani çabalıyorsun hala da karşına geçilmiş göbeğinden bahsediliyor. tabi bu uzun süredir görüşmemekle de ilişkilendirilebilir. hayli zaman geçmiş akabinde vücut- fizik ne menemse artık unutulmuş, akılda arkadaşla ilintili pekte bir şey kalmamış. hemen gayet hızlıca kilo almışsın tabiri itinayla yapıştırılır. zaten çokta konuşacak şey yoktur. havalardan, gökyüzünden bahsetmekte kasabilir. suratlar yapışmış gibiyken -göz göze- dilden dökülüverir. vayy amma da olmuşsun şeklinde. halbuki, sen diyettesindir kendi çapında. yoğurda talim ediyorsundur potansiyel açsındır yaa. kim anlar, kim kazır?
kilo vermeye başladığımız ilk üç ay içerisinde bariz bir su kaybı neticesinde tartı bize esasında şu an iki beden incelmiş olmamız gerektiğini söyler. ancak su kaybının etkisiyle yağ salımı artmıştır. uyguladığımız rejim, tek tip yiyecekle beslenme programı, açlık grevi, her neyse... eğer hareketle desteklenmezse uzun süre kimse kilo verdiğimizi anlamaz. hatta yağ salımıyla aldığımızı düşünenler olacaktır. normaldir.
rejim ile beraber uyguladığınız hareketi de abartırsanız eğer, bu sefer o salınan yağlar çok kısa bir zaman içerisinde kasa dönüşür. ki bu da dıştan bakıldığında insanlarda yine kilo almış izlenimini yaratabilir. beden olarak yine incelmezsiniz.
kısacası sebat edeceksiniz değerli dostlar. vücut direndikçe siz daha da direneceksiniz. inatla üzerine gideceksiniz bünyenin. ben 14 kilo verdim bir yıl içerisinde. iki beden küçüldüm. ama ilk altı ay boyunca hiç bir değişiklik yaşamadım. ordan biliyorum.
sabredin. güzel günler göreceksiniz. güneşli günler.