Uma olmasaydı, Kill Bill de olmayacaktı. Tarantino'nun Thurman için yarattığı karakter ve gerçekten de yerine başka bir yüzü koymak imkansız... Üçüncü film ile ilgili haberler kulağımıza gelmeye başladı, bak şimdiden heyecanlandım. Unutmadan vol.1 müzik videosunu da paylaşmak isterim. http://www.facebook.com/video/video.php?v=471690309395
güzel film , sağlam bir kurgusu, çok eğlenceli sıkmayan sahneleri var.
1. film daha ziyade eğlencelik iken , fantastik iken.
2. film çok daha gerçekçidir.
birinci film de birbirinden komik sahneler vardır.
en sondaki death list olayı ise muhtemelen komik olması için yapılmadıysa bile komiktir.
ulan 5 kişinin adını aklında tutamıyormusun ki liste yapmışın?
beatrix kido: sonunda karşılaştık bill! bir sen kaldın geriye!
bill:hımm yani kardeşim budd ı da öldürdün öylemi?!?!
beatrix kido: !??!?!
bill:?
beatrix kido: hasss... unuttum lan onu??! dur bir dakika şimdi oren ishi 1 , şu zenci hatun 2 , sen 3 , sarışın... sarışın ı da unutmuşum lan?
bill:ulan beatrix... oldum olası maldın kızım sen. 2 şeyi aklında tutamazdın. lan biz yıllardır beraber çalışmadıkmı kızım? daha adımızı , şeklimizi falan aklında tutamıyormusun? mal mısın sen? malsın tabi.
beatrix kido: sensin mal! kafama sıktın tabi unuturum!
bill: lan yürü! edebiyat yapma , eskidende böyleydin. paso karıştırırdın , unuturdun beceriksizdin vesselam. tabi paso çekiyorsun meth i kafa kalmıyor dimi? mal!
beatrix kido: ama bil , yani şimdi...sana açıklamak zorunda değilim! önce seni öldürür sonra onlara geçerim! al sana 5 noktalı patlayan kalp tekn(sokak kapısı bir anda parçalanır ve içeriye giren 2 siulet görülür)... o ne lan?!
bud: yettim abey!(çifte ile kido nun kafaya nişan alır)
bill: bud!! kardaşım!
bud:ağabeyy!
bill:kardaşım benim!
bud:seni ölüme terkedemezdim bill!
sarışın tekgözlü hatun: sonunda karşılaştık kido. kılıcın benim olucak?!?! oldum olası gıcığım zaten sana.
beatrix kido:na... na ... nasıl ya!?! beyler sakin olun. anlaşabiliriz... aslında be...(çifte den çıkan kurşunla kafası parçalanır)
Harika müziklerinin içine bir kaç tane iyi olmayan müzik dahil olmuş ama her saniyesi "intikam" kokan, saygı duyulan, "Bride" (gelin) karakterinin gerçek isminin sansürlendiği film.
tek ama tek elle tutulan yanı görsellik , ve tek iddaası da bu olan film. film tamamen göze hitap eden, sanki anime tarzını andıran bir yapım. ne dramı, ne çok ahım şahım bir kurgusu, ne de senaryo bütünlüğü var bu filmde. ki ehemmiyeti burada ortaya çıkıyor, bu kadar eksikken bu film, nasıl bu kadar iyi olabiliyor? eh o da tarantino'nun mahareti der çekilirim. adam tek kozu olan görselliği - üstelik çokça absürd sahne olmasına rağmen- en iyi şekilde kullanmasını bilmiş vesselam.
Yanlız filmde mantık hataları bulduğum , birincisi kadın yıllar sonra komadan çıkıyor ve arabaya biniyor arabada ayak parmağını oynatmaya çalışıyor peki o ayak yıllarca hiç mi kıllanmaz be hacı. Ikincisi sarı saçlı kadın japon kadını öldürmeye geliyor japon kadının çoğu adamını öldürüyor ondan sonra araba ordusu geliyor sarı saçlı kadını öldürmeye en az 50 kişi. Peki o 50 kişinin içinde hiç birinin mi silahı olmaz hepsi mi kılıçla gelir yahu birinizin silahı olsa bu kadar uzamazdı iş.
hastası olduğum film. 157247 kere izlemişimdir sanırım. filmin müziklerinden tutun oyuncularına kadar hepsi dört dörtlük. gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri.
intikam temalı orjinal kitap, film ya da dizileri
(bkz: count of monte kristo)
(bkz: sleepers)
(bkz: revenge)
uyarlayan türk dizi senaristlerinin el atmasından korktuğum yapıttır.
sene olmuş 2013, hala çevirip çevirip izliyorum. bir sanat eseridir efendim, filmdeki detaylara bakıp tarantino'nun zekasına hayran kalmamak elde değil.
farkeden olduysa, herşey beatrix'in 1 yalanından dallanıp budaklanır aslında. kendince haklı sebepleri vardır, ayrıca bill'i ele aldığımızda o muhteşem kişiliğinin yanı sıra yalandan nekadar nefret ettiğini, çocuğunun sözlerini sürekli düzeltmesinden anlarız. ancak bu intikam hikayesinin ardında, belki de en muhteşem şey ikisinin birbirine olan aşkıdır. dikkat ediniz: beatrix son sahnede bill'e ölüm vuruşu yaptığında aralarında geçen o artık efsaneleşmiş diyalogdan sonra, beatrix bill'in elini tutar, elini geri çekerken bill'in elini hafif kaldırması muhteşem bir ayrıntıdır. o 2 saniyelik görüntü öyle bi işlenmiştir ki, bill 5 yıl sonra beatrix'in elini bırakmak istemez. ki kalkıp önünü ilikledikten sonra, ölüme yürümeden hemen 1 saniye önce ki bakışından ancak bu kadar sevgi fışkırır.
bill de, beatrix de, aralarındaki ilişki de o kadar güzeldir ki, birbirlerini öldürmeye çalıştıktan sonra bile hala birbirleri için sevgi dolu itiraflarda bulunabilecek kadar. bill ayağa kalkar, ceketini ilikler, onuruyla ölür. beatrix ardından ağlar, çocuğunu da alır gider. herşey olması gerektiği gibidir.
tarantino'nun birçok sinema klişesini çöpe attığı filmlerden sadece biri. şenlik(!) alanının üstten görünümü, o renkler, iç içe geçmiş kümelerin kafada oluşturduğu uğultu ve kaos. O'ren ishi'nin hayatını anlatırken kullanılmış teknik.
-seni bir daha ne zaman göreceğim?
+yetmişlerde en sevdiğim zenci şarkısının adıydı bu.
vol 2 dram ağırlıklı olduğundan vol 1 kadar gözüm tutmamıştı diye hatırlıyorum. bill'le yüzleşmek işin rengini değiştirdi. birçok sebebin farkına vardığınızda olaylar sizin için bir itki oluşturmuyor, durup düşünmeden de edemiyorsunuz zaten. oysa film durup düşünmenize zaman tanımıyor vs vs.
bilemiyorum. ama aklımın bir köşesinde hep gelinin parçalanmış yüzü ve bill'in onun dudaklarına uzanan mendili.
bir de vol2'de gelin'i öldürmeye gelen uzakdoğulu hatun'un kapıdaki delikten bakıp "tebrikler" deyişi. tarantino'ya daha aşina olmak lazım net bir şey söylemek için.
2013e gelinen şu dönemde ilk defa izleyerek büyük bir ayıp ettiğim filmdir.
Teknik olarak ciddi ciddi hatalar olsa da,karlı havada sırtı yarılmış kadının karlara uzandığında bir damla yere kan bulaşmaması falan gibi,müzikler ve estetik yönden harika bir filmmiş.
ilk defa film sonunda yazılar geçip gidene kadar filmi kapatmadım müzikleri dinlemek için.