orta çağ'ın en kötü prestijli dini hristiyanlığın; adeta 3y(yasama, yürütme, yargı)'si idi. bir kral vardı ancak; tamamen formalitedendi. zaten kilise ve idarecileri, üst düzey devlet yöneticilerini çoğu zaman kendileri tayin ederlerdi.
ortaçağ'ın din fanatizminin doruk yaptığı dönemlerde; kendi hegemonyasının bekası için, geniş kapsamlı bir haberalma teşkilatı kurmuştur. tamamen kilise yönetiminde kendilerine muhalif kurum ve şahısların tasviyesi için; cadı avı ve aforoz yetilerinde kullanılmak üzere, din adamlarını "muhbir" sıfatı ile kullanmışlardır. kutsal savaşların temel ajitasyonunu ellerinde bulundurmuş; kralları bu yönde teşvik etmişlerdir. bu savaşlarda kendi rant çarkları için binlerce insanın ölümünü önemsememişlerdir.
korkutan ibadethane. amerikan korku filmlerinin etkisi bu herhalde, kiliseler beni hep ürkütmüş, korkunç gelmiştir.
ayrıca ingiltere'de "ibadet etmek" için kiliseye giden insanların hemen hepsinin kafası iyidir genelde. bildiğin alkolden yıkılırlar.
yüksek tavanlı, geneli kagir olduğundan yazın dışarısı gavur amı gibi yanarken içleri üşümenize neden olabilecek kadar serin olduğundan yazın ara sıra da olsa uğramak sağlık açısından yararlıdır.
aynı şey eski camiler için de geçerlidir ama tapınmaya kapalı olanları yeğlemenizde yarar var. yoksa ortalık ter kokusu, ayak kokusu ve hatta osuruk kokusundan geçilmez.
içinden kutsal su çıkan kiliselere Ayazma (Rumlar ve ortodokslar için) denir. Kilisenin küçüğü içinde ibadet yapılan ancak ayin yapılmayan yere Şapel denir. Kiliselerin içinde genelde ikonastasis duvarı üzerin de ikonlar bulunur. Hz isa nın doğumundan ölümüne ve tekrar dirilişine kadar freskler vardır ikonastasis duvarı üzerinde. ikonastasis duvarı arkası apsisdir. Apsis batıyı gösterir. Kilise genellikle sütunlarla neflere ayrılmıştır.
feodal ortaçağ'da, benimsedikleri doktrin tam da devre uygundu. kilise; dünya yaşantısının fani ve gelip geçici olduğuna dikkat çekip, aslolan sipiritüel evren için çalışılmasını talep ediyordu. asıl mutluluk; var olup olmadığı dahi bilinemeyen mavera alemindeydi. yoksulluğun elbet bir nedeni vardı. ve bu sorgulanmamalıydı! tüm bu öğretiler: toplumdaki sefalet ve sınıf farklılıklarını meşru kılıyordu.
içindeki ikonlardan dolayı daha çok sanat müzesini andırır. sebebi ise antik dönemden kalma pagan kültürü ve greko-romen antik çağın sanatsal etkisidir. bağdat'taki keldani kiliselerinde bu tip şeyler bulamazsınız, onlar bile bunun yanlış olduğunu düşünürler.
ibadethaneler içerisinde en estetik ve dizaynı güzel olanıdır. genelde duvarda rölyefler ve kabartmalar kullanılır. bunlar, bakire meryem, bebek isa ve yahya temalı olup, hıristiyan ortodoks ikonogrfisinin başı çeken eserleridir. gezmesi güzel keyiflidir.
pazar ayininden sonra bir kilisenin kapısını dilenci veya evsizden başka kimse çalmaz..
Hristiyanların ibadet yeridir tıpkı diğer ibadet yerleri gibi huzurlu ve sakinleştirici havası vardır her kilisenin bunu dünyanın diğer yerlerinde gezdiğim kiliseleri'de karşılaştırarak söylüyorum Kimi zaman dış Mimari kimi zamansa iç mimarisi heykelleri ve sanat eserleriyle insanın ruhunu dinlendiren bir kutsal mekandır Film'lerde göründüğü gibi kilise'de Porno gibi cinsel içerikler asla yoktur bunu bir Hristiyan olarak söylüyorum çok sakin insanlar vardır kilise'lerde Katolik Kiliseleri'nin Başında Papa vardır onun dışında Ortodoks,Süryani,Proteston Kilise evleri,Aryan,Mormon,Agnostik ve başka mezheplerinde kiliseleri mevcuttur...
süslü iki taştan yapılan bir bina değildir. Kilise bir kişidir. Bir imanlıdır. Belki sensin, benim ya da diğer imanlı. Klise cemaattir. Cemaat ise sevginin paydaşlığında buluşmaktır. kilise, birlik beraberlik ve özgürlüğe açılan kapıdır. Huzurun mimarisidir. kilise baba ocağıdır. Klise ait olduğun yerdir. Kilise Kutsal ruhun esenliğinde ve bilgeliğinde buluşma çabasıdır. Dostluk, yardımlaşma ve sevginin evidir.
Madde olarak klise ise gotik mimariye sahip, heykeller ve diğer sanat eserleriyle dolu her daim güzel kokan tapınaklardır.
dinlenme mekanı olarak kullanılan yerdir. oturup muhabbet ediliyor mübarek.
yıllar önce kuzenimle gittiğim yerdir taksimdekine gitmiştik. ilk önce mum yaktık batırdık derken benim mumum yapışmadı önümdeki kuzenin mumuna çarparak ikisinide düşürdü. istemsiz bir kahkaha sesi çıktı bir orospu çocuğu kovmaya çalıştı. ulan iki saat boyunca arkada gülen kız sesini takmamış olan tipi sikilesi adam bizim gülmek için sebebimiz olmasına rağmen laf yaptı. o bunu biliyor mu? bilmiyor. ama kıza laf yapmayan amına koduğumun evladı bize de yapmaması gerekiyor. çıkmadık tabi.
oturduk önümüzde 2 kişi var. öyle bir muhabbet yapıyorlar efsane sardı. arkadan dinliyoruz dayanamadık muhabbete girdik kuzenle.
1 saat falan güzel muhabbet sonrası çıkıverdik. bu da böyle bir anıdır.
son paskalya ayinine misafir olarak katıldığım, temiz kalpli ve saf hristiyan dostlarımızın ibadet mekanı. adamlar o kadar masum ve sevecen ki yüzlerine bile yansıyor. bir o kadar da tok gözlü ve mert insanlar. ayinden sonra ziyafette bizimkiler gibi bedava sirke baldan tatlıdır deyip yumulmadılar yemeklere.
adamlarda sağduyu tavan yapmış. polonya'da bir kilisede, türk'ün biri, kilise orguyla ankara'nın bağlarını çalıp söyledi. adamlar sadece tebessümle karşılık verdi. aynısını camide yapın bakalım ne oluyor. linç edilirsiniz linç. cuma namazında adamın telefonu çalsa millet homurdanıyor bide bunu yaptığını düşünün.
