yüzyılın karşılaşmasıdır.insanlarca kilise çanı beyni zonklatırken ezan sesi de çoluğa çocuğa korku salmakta.iki tarafta gerçekten çok güçlü,hangi tarafın galip ayrılacağı ise merak konusu.
Kilise çanı pazardan pazara değil her ayin öncesinde çalar. Ayinler de genelde her akşam yapılır. Yani ayin sadece pazarları olmuyor. Nasil muslumanlar lanet cumayi kutsal sayiyorsa hristiyanlar da şabat gününü tutuyor. O yüzden pazarları kiliseye akın akın insan yağıyor. Nitekim şabat gününde çalışmak bile günahtır.
Kilise çanı çok kısık sesle kısa süreli çalar ezan ise olabildiğince yüksesk sesle günde beş kere okunur.
Ikisine de gelişen çağ da gerek olmadığı kanatindeyim.
Teknolojinin göbeğindeyiz. Artık ibadet zamanını bırak ilaç vaktini bile hatırlatan uygulamalar var.
He ama gelenek görenek haline gelmiş, yabana atılmayacak ve hala camii hocasına kendi okuduğundan çok inanacak yahut üşenip okumayacak insanlar fazlasıyla var.
Velhasıl, inanıyorsanız birinin size gel diye ding dong etmesine yahut çağırmasına gerek yok!
Sevgilinle buluşacağın zaman hatırlatıyor mu biri günde beş kere? Yok.
Camii imamı niçin hatırlatsın?
Giden herkes çok da canı gönülden gitmiyor mu yoksa?
Yahut bahsi başta geçtiği gibi bu bir gelenek mi?
Hem insanın inancı niçin çağırılan sese yönelsin ki?
Şahsen müslüman olmasam da seviyorum ben Ezan'ı ama sesi kısılmalı. Bazı okuyanlar gerçekten çok sert okuyor. Her yerde akıllı cihazlar var. Bunlar yeterince uyarıcı bence.
Aslında hoca hoparlörden değil de minareden çıplak sesle okumalı.
He bir de Türkçe'si denenmeli.
Evimin bir sokak arkasında kilise var ancak hiç çan sesi duymadım.
hiç kilise çanı çalıyor diye ağlayan birisini gördünüz mü? ama çoğumuz sülaymaniye de ilk kez ezan duyan turistlerin göz yaşı döktüklerine şahit olmuşuzdur.
Kilise çanı insanidir, yani yaratılmış olan insanın diger insanları bir iş namına bir araya toplamak için düşündügü bir şeydir. Nasıl futbolda maçın başlamasını bildiren bir düdük sesi varsa, o misal.
Ezan ise ilahidir, allahcadır. Bizim bir beden varlık olmamamızın, bedenin bir zaman çürüyerek toprağa ve s karışacagını hatırlayarak, ama şüur olarak (kendimizi hissediş) ebediyen var olacağımızı anlatan o hakikate dönün, cemaata gelin - cem olun, Birleyin...
Ona döndürüleceksiniz!