beni ''yediğim kaba pislemekle'' suçlamış sözlüğün ergen tayfasından bir yazar. kendi elimle, emeğimle kazandığım ekmek kimsenin kabına, ülkesine ait değildir ve ben politikalarını beğenmediğim ülkeyi içinde yaşıyorsam bile s.kimin keyfine göre eleştiririm. yediği kaba pislemek ha? köpekler yediği kaba pisler ve ben mateessüf köpek değil, insanım. eğer köpek olanınız varsa bu benzetme elbet birinin kıçından çıkmıştır.
halkımdan başka bir sahibim yok, ve de olmayacak. önce kafa yapınızı normalleştirip, sonra tartışmaya girin bir zahmet.
sözlüğün yavru kurtlarından. kafatasçı yazar. türklükle kafayı bozmuş, umuyoruz tez vakitte sağlığına kavuşur. sakin ol küçük dostum, soyunuz tükenmiyor.
edit: gözden kaçmış.
(#16684706) olaylar arasında diyalektik bağ kurma ve analiz yeteneği yoksunu yavru kurdumuz şemdinli'ye ülkü ocağı açılması hayalindeymiş. bu hayale sorulacak felsefenin 5n 1k'sından herhangi birine dahi vereceği tek kelime cevap olduğunu sanmıyorum.
(#16887427) azılı bir faşisttir. genç bir insanın ölümüne sevinir. ve bunu da en alçakça dille , utanmadan söyler. şakşakçıları da boldur bunun. zira bu ülkede ; milliyetçilik ve dincilik her zaman rağbet görür. dünyanın en alçak adamı bile çıkıp vatan, millet, sakarya dese herkes alkış tutar. bunlar ülkeyi üzerlerine tapulu sanarlar, dini kendilerine ait sanarlar. ama sabahtan akşama klavye başında , arkadaş ortamında atar da atarlar. ama iş vatanlarının toprağı olan o bölgede yaşamaya gelince bir anda kayboluverir vatanperverlikleri. modern dünyaları , starbucksları, onları bekler çünkü.
ve iş dinin kabul ettiği " ölünün arkasından konuşulmaz." kelamına gelince ezer geçerler. genç yaşta ölmüş genç ile ilgili böyle pervasız ve saygısızca şeyler yazarlar. tanınmamanın verdiği özgüvenle.
bir de bunların vatan vatan diye yırtınıp, kendi topraklarında kurulan füze kalkanlarına, amerikan üslerine ses çıkaramayan modelleri vardır ki onlar hepten anlaşılmaları zor varlıklardır.
böyle çelişkiler yumağı olan insan yığınlarına karşı olan kızgınlığımın ; aynı acıyı siz de yaşayın diyecek kadar beni insanlıktan çıkarmaması ne kadar güzel.
büyük bir türkçüyüdmür. en azından kendim öyle olduğuma inanıyorum. o ölen genç çocuğu tanımıyorum ama babasını gayet iyi tanıyorum. illaki oğlu babasına çekmek zorunda mı? tabiki hayır ama kabul edin çok zor bir ihtimal. büyük ihtimalle o çocuk ileride sırrı sakık'ın yerine geçecekti. bunlar ihtimal geçmeyedebilirdi ama burası özgür bir platformsa o ölüme üzülmediğimi açıkça dile getirebilirim. hakkaride öldürülen 75 pkklıya da üzülmediğim gibi.
bu ülke türk'üm diyebilen herkesindir. ne mutlu türk'üm diyosam bu topraklar benimdir. senin değil diyen varsa kanıyla öder. ya da ben bu vatanın benim olduğunu kanımla kanıtlarım. bu vatan benim üstüme tapulu değil. ben vatanıma tapuluyum.
yaşımın küçük olmasından ötürü güneydoğuya gidemedim. genellikle erzurum-artvin-erzincan taraflarında bulundum ama emin ol ilerde tayinim çıksın emin olun gitmeyen şerefisizdir.
not: hayatımda starbucks veya onun türevlerine gitmedim.
şimdi şöyle ki, kendisini türk milliyetçisi olarak tanımlıyor ama ben faşist dediğim zaman karşı çıkıyor. ikisi birbirinden farklı şeyler değildir. kişiliğin faşist senin. bir ölümü kullanarak şurada oy derdine düşüyrsun. çok sevdiğin vatanı kullanarak prim yapıyorsun. ne tarih bilgin ne coğrafya bilgin yok halbuki. her şeye bir cevap vermişsin de füze kalkanı ve amerikan üsleri ile ilgili olan aktivitelerini söylememişsin. neden? çünkü yok. çünkü sizin vatan severliğiniz uzaktan sevmekle kafi.
bu vatanın senin olduğunu kanınla kanıtlayacağını söylemiştin...kanıtlamanı istiyorum sevgili yazar. ama senden önce bu topraklarda yaşamış olan halklar da aynı şekilde ispatlarsa ya? o zaman ne olacak???
insanlar topraklara sahip olmazlar sevgili yazar. çünkü fanidirler. insanlar ölür topraklar kalır. örneğin en köklü imparatorluk olan bizans imparatorluğu bile mimarileri ile vs kalmıştır. ama şimdi onlara mı ait bu topraklar? elbette değil. barbar kavmin biri gelmişş ve malazgirt savaşında omuz omuza savaştığı halkı eze eze oralara ben sahibim demiş.
lla ki birileri bir şeye sahip olacaksa sahip olan taraf toprak olur ki biz de ömrümüzün son deminde onunla buluşuruz zaten.
yüz yıllarca bir sömürü düzeni bir inkar politikası sürmüş gitmiş. insanlar konuştukları için öldürülmüşler, ekmek bile isterken bilmedikleri ama konuşmak zorunda oldukalrı bir dil dayatması ile karşılaşmışlar. vs vs...
uzar da gider bu hikaye sevgili yazar. ama şu yazıyı okuduktan sonra bile fikrinin gram yerinden hareket etmeyeceğini düşündüüğümden bitirmiyorum bunu. zaten siz ve sizin gibiler okumayı pek sevmezsiniz. okusanız da kafanızdaki üçgeni büyütmek için okursunuz.
ama bilmeni istediğim bir şey var sevgili yazar. milliyetçilik ve ırkçılık birbirinin aynısıdır. ırkçılık şiddetle harmanlanmış milliyetçiliktir. ve albert einstein der ki; milliyetçilik belli miktarda bir zeka geriliği üzerinde biçimlenir.
türk türktür. kürt de kürttür. kimse aidiyetinden vazgeçmek zorunda değildir. kimseye kendinizi aidiyetinizi dayatamazsınız. almanyada ana dilden vazgeçmeyiz derken burada azınlıkların anadilde eğitim haklarını gasp edemez onları yok sayamazsanız. ha sayarız diyorsanız bu kadar ölüm haberine neden savaş bitmiyor diye tepki vermeniz çok aptalca olur.
(#17627296) ilgili yazısıyla dikkatleri çekmiştir. gerçekten sıkı bir araştırmacı kişiliğe sahip birisi böyle bir açıklama yapabilir.
takdire şayandır.
ttk