kendisinden söz edildiğinde klişeleşmiş bir söz grubu olarak, "kadınların duygularını desenlere döktüğü dokumalar" cümlesi kullanılır.
klişe olması doğruluğunu değiştirmezdir. gerçekten öyledir. ve desenler soyut resimler gibi, bildik objelere benzer. koç, ağaç, çicek
atkı ve çözgü ipliklerinden oluşur. desenlerini halı dan ayrılan en büyük özellik, kilimin, enine ve boyuna simetrik olmasıdır.
döşeme yaygısı olarak kullanılan, tezgahta kumaş gibi yünlü ipliklerle dokunmuş, desenli örtü. bu türden tüm yaygılara kilim adı verilse de, dokunuş teknikleri farklılıklara göre cicim ve zilli gibi adlar alır.
fatih kısaparmak ın bizleri zamanında meftun eylemiş ilk albümü. sonralardan hayal kırıklığı yaşatmıştır alayımıza ama canı sağolsun... albümün diğer ismi de nazlı bebe dir
görünüşüne aldanıp da kesinlikle alınmaması gereken, daha az maliyetle orta direğe hitab edicez derken kalitesiz ürünler üretip yine orta direği kazıklayan markadır. içi seni dışı beni yakar mobilyası. bir kilim değil bin kilim bile olsanız beş para etmezsiniz...
ilk dinlediğimde altı ya da yedi yaşımda olduğumdan olsa gerek, her dinlediğimde beni türküyü ilk dinlediğim köye ve zamana geri götüren fatih kısaparmak çalışması.
rahmetli babamın benle yaşıt wv beatle'da çevirip çevirip çaldığı ve bir şekilde dinlendiği anda iç dünyada 5 yaşına dönmeye sebebiyet olabilecek, konulu şarkı'lardandır.
sorusunun geçtiği parça... ve anlıyoruz ki çaresizliğin sanatıymış kilim.
not : böyleydi insan olmak. aşkının yada derdinin dermanını bulamadığında bir şeyler yapmaktı be. şimdilerde feysine, vatsapına birilerini ekleyim sımayıl göndermek oldu insanlık.