Avukatlık Sınavı hakkında yazdığı #24155162 nolu entrysiyle bu konuda söylenmesi gerekenleri açık yüreklilikle ve akıcı bir uslûpla dile getirmiş yazar. bence söylediklerinin üzerine çok da bir şey söylemeye gerek yok. özellikle ösym konusundaki endişelerine ben de sonuna kadar katılıyorum.
dünya uygulamasında sınavlardan kurtulup eğitim kalitesini yükseltip nitelikli mezun vermeye özen gösterilirken bizim ülkemizde hala da elemenin çağ dışı sınav tarzı uygulamalarla yapılabileceğinin sanılması birilerinin kalitesiz eğitim ve niteliksiz öğrenci sırtından para kazanmakta olduğunu gösterir bana.
keşke bu sınava gerek kalacak koşulları oluşturmasaydık da söz konusu sınav hiç konulmasaydı; ancak durum madem bugünkü gibi sınavlı avukatların 9 yılda kıbrıs menşeyli hukuk fakültelerini bitirip naylon staj yaparak avukat olan meslektaşlarına (!) karşı hava atmalarından da doğal bir şey olamaz.
yaklaşık 3.5 yıldır bu mesleğin içinde olan birisi olarak kendisine gireceği sınavlarda ve meslek hayatında başarılar dilerim...
yıllarca sigara içip sonra yıllarca sigarayı bırakmaya çalışmış ve sonunda bir aydır sigara içmeyen birinin karşısında sallandığında sonu dayak-şhowla bitecek bir edavattır. (bkz: sigarayı bırakmak)
vasati kırk adet kibrit çöpü vardır içerisinde.
sigarayı kibritle yakınca farklı bir tadı olduğu söylenir.
sözlük dışında tanıyıp sözlükte de bulduğum yazardır.
sözlük ortak noktalarımızın sadece biri. konuştukça aynı insan olduğumuzdan şüpheleniyorum.
şeker gibi bir insan kendisi.
5. nesilim. (uzun zamandır sözlükteyim manasında, yoksa bi numarası yok)
Ben böyle yardımsever, ben böyle sorduğum soruya, biçare kaldığım halime değer veripte açıklayan, ben böyle uzunuyla kısasıyla, iyisiyle kötüsüyle, hikayesiyle kıssasıyla, içinde olduğu durumu salt yardımcı olabilme duygusuyla anlatan ; 3 satır soruma, 3 sayfa cevap atıp, aklımdaki soru işaretlerine uçan tekme atan yazar görmedim.
Hiç tanımıyorum, hiç tanımıyor beni. Ama insan işte. Güzelinden hemde, iyisinden. Attığı mesajın yarısını okudum, koştum nick altına, kelimelere dökemiyorum mahcubiyetimi, nezaketinin yüceliğini.
Çok çok teşekkürler sana kibrit kutusu. Ama sen bu kadar iyi olursan, yardım sever olursan, ben daha sana çok soru sorarım ki:)
edit: Döneyim de mesajın yarım kalanını okuyayım , zira daha sorum var :)
nikini gördüğümde aklıma ilkokulda okuduğum "kibritçi kız" hikayesi geldi. kış günü o sokakta kibrit satıyordu, sonra sıcak evlerinde şömine başında yılbaşını kutlayanları pencereden dikizliyordu. sonra üşüyordu soğuktan. aklına babanesi falan geliyordu, daha doğrusu hayalini görüyordu, sonra yemek masasını, ailesini falan görüyordu ve kaldırımın köşesinde ölüyordu yavaş yavaş.
aklıma çocukluğumun en siyah günlerinde okuduğum en siyah hikaye böyle zart diye geldi işte.