normalde kanunlar meclise sunulur ve oylanır. geçer oy alırsa kanun taslağı cumhurbaşkanına gönderilir. o da kabul ederse tasarı kanun olarak anayasaya geçer. bu durumda meclisteki tüm partiler oylamaya katıldığı için herkesin sözü geçmiş olur.
ama olağandışı yani ohal durumlarında aradaki meclis kısmı çıkartılarak yerine cumhurbaşkanı başkanlığındaki bakanlae kurulu getirilir. yani devrin hükümeti. bakanlar kurulu kanun yerine geçebilecek kararnameyi aralarında oluşturur ve cumhurbaşkanı kararnameyi onaylarsa tasarı khk olarak hükme geçer. bu durumda meclis yerine bakanlar kurulu tasarıyı oluşturduğu için sadece iktidarın düşünceleri temsil edilmiş olur.
sürünün hala sesinin çıkmadığı gözlemlenen ve yenileri çıkmış kararlardır. mit müsteşarı "tanıklık" dahil neden cumhurbaşkanlığına bağlanıyor ? sürüden kimsenin umurunda değil acaba fidan bey bir yerlere bir şeyler mi söyleyecek veya tanık mı olacaktı ki tanıklığına bile cumhurbaşkanı izin verecek oldu.
ülkeyi temsil eden meclisi devre dışı bırakarak tek partinin muhalefetsiz çıkardığı kanunlardır. ayrıca anayasaya göre olağanüstü dönemlerdeki khk kararları geçici olması gerekirken bir çok kalıcı karar alınmıştır. khk lar tek adamlığın ve tek parti yönetiminin delili olmuşlardır. ilerde açılacak davalar ile yine bu ülke vatandaşlarının vergileri ile ödenecek tazminatlar olacaktır.
Hukuk dünyasındaki en saçma şeydir. Kararname idari makamların insiyatifindeyken bunu kanun hükmüne getirip uygulamak meclisi ve milli iradeyi yok saymaktır.
conan gücünde kararneme. meclis, bakanlar kuruluna bir kanunla yetki verir; sizin aldığınız kararlar kanun gücündedir diye. meclisin bu kanununa yetki kanunu denir, yetki kanununda kanun hükmünde kararnamaninin amacı, süresi ve kapsamı mutlaka belli edilir. Bakanlar kurulu böylece çok hızlı yasama yetkisini kullanabilir ve hızlı çalışabilir. bu yüzden conan gücündedir kararları.
