yunanın yapmayacaklarını yazmışsın. ben de yapacaklarını yazayım. erkekleri toplayıp fırınlarda yakacaktı. sonra köy köy ilçe ilçe bulduğu tüm kadınlara tecavüz edecekti. türklerden doğmuş çocukları kesecekti. sonra bu yunan dölleri de büyüyüp sözlüğe hesap açıp yunanın anasını nasıl siktiğini anlatacaktı.
anladın mı yunan dölü.
balkan isyanlarında yunanın bulgarın yaptıklarına bakabilirsin gerçi siz türkçe okumayı bilmezsiniz ya.
keşke yunan galip gelseydi, istanbul bizim olmazdı, ege bölgesi yunanistan'ın olurdu, akdeniz büyük ihtimal bizde olmazdı, doğuda büyük bir ermanistan kurulurdu, sizde göt kadar iç anadolu'da dinli dinli yaşardınız anladın mı mal.
not : keşke yunan galip gelseydi bu arada, siz bu yapılanların hiçbirine layık değilsiniz.
"mala anlatır gibi anlatmak" diye başlayan cümlenin geri kalan kısmıyla olan bütün çelişkisi ve tutarsızlığını cümleyi "mal gibi anlatmak" şekliyle düzeltilirse tutarlılık sağlayacaktır.
2019 yılına kadar avrupanın camisi olmayan tek başkenti olan Atina nın, daha önce lozanla müslümanlara müftü atama yetkisi verilmişken sonra bu yetkinin kaldırılarak müslüman olmayan kendine alması ve bununla ilgili davada AiHM tarafından din ve vicdan özgürlüğüne müdahaleden mahkum olması yanında vatandaşlara yapılan türlü baskılar. düşünsenize uluslararası anlaşmayla teminat altına alınan haklarda bile bu kadar baskı uygulayan bir devletin ele geçirdiği anadolu topraklarında galip gelmesini din açısından (!) daha iyi olurdu diye yorumlamanın aklı selim biri tarafından söylenmiş olamayacağı aşikardır.
kaldı ki 15 temmuzda yaşanan olayları hala dini bir kişiliğe(!) yapılan hareket olarak yorumlayanlar var. işte bu kafa 1920 lerde vardı ve ne yazık ki hala var.
dediğim gibi "mala anlatır gibi anlatmak" cümlesi o şekliyle düzeltilirse daha tutarlı olacaktır.
yunan galip gelseydi " pileli etek, külotlu çorap, ponponlu ayakabı" kombini ile ayasofyanın önünde 3-5 nöbeti tutarak kıllı lopezlerin rahatsız edici bakışlarına maruz kalabilirdin düşuncesi ile, farklı bakış açısı getirebileceğim bom boş bir başlık.
iddia odur ki bu sözün kaynağının, kadir mısıroğlu'nun bir önceki gün oynanan ispanya - yunanistan maçında, hem iyi oranı hem yunanistan'ın mutlak galip gelmesinin gerekmesi hem de ispanya için formalite maçı olması hasebiyle yunanistan'a yüklü para oynamasından geldiği rivayet edilir. neticesinde maçın berabere bitmesiyle kendisi hayıflanma ve kızgınlıkla karışık bu sözü söylemiştir.
1. islamla uğraşıldı mı? Hayır. islamı kendine yarar için kullananlardan kurtarmak için Türkçe meal yazıldı. “Din Allah’la kul arasındadır.” Sözü yüzyıllardır varken dini bazı kişiler üzerinden işlenebilir görülmesi en büyük hataydı.
2. imam ve hocalar asıldı mı? Hayır. Bağımsızlığımıza sekte vurmaya çalışan, dinden kendine yarar sağlayıp bunu siyasi güç olarak kullanan sözde hocalar asıldı. Eğitimde birlik ve denetim olmadığı için hangi tekke ve zaviyeler nasıl eğitim veriyor ve en çok bağışı kimlerden alıyor bilinmediği için tekke ve zaviyeler 1. Ve 2. Maddeye yol açmasın diye kapatıldı. Detaylı bilgi için; (Bkz:tarihçi Ümit doğan kitapları)
4. Mesele şapka kanunu. Yine yüzyıllar boyunca insanlık kafasında şapka benzeri şeylerle dolaştı. Kimi soğuktan korumak için taktı kimi güneşten. 1. Mahmut dönemine kadar sarık takılırken 1. Mahmut yaptığı inkılapların nişanesi olarak “fes” takılmasını emretti. Ona göre fes, yeniden inşa edilecek olan imparatorluğun zihniyetinin değişiminin nişanesi olacaktı. Unutulmamalıdır ki bu kanundan muaf olan tek kesim din adamlarıydı.
Orta çağ Avrupa’sının bizden daha aydınlık olduğu günlere doğru gidiyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle burada kendinizi savunmaya kalkmayın.