keşke, ilk yüz yüze görüşmemizdeki çekingen, düşünceli, kibar çocuk olarak kalsaydın aklımda ,
sarılıp teoman dinlediğim, doğum günümde pek dinlemediğim bir şarkıyı anlamlandıran uzun, kıvırcık saçlı çocuk olarak kalsaydın
dün gece yoktan yere savurduğun küfürlerle, tehditlerle değil
emin ol hiç istemezdim,
isterdim bir gün elbet karşılaşalım konuşalım biraz, belki sarılıp ayrılalım
güzel bir hatırlanma bile bırakmadın bize, bana, kendine
bir gün sen sigara içerken canlansın dumanında, son iyi halimiz.
illa ki bir nedeni vardır derim tanıdığım insanlar hakkında "acaba niye tanıdım ben bunu?" diye düşünürken.
en iyisinden ,en kötüsüne , en sahtekarından, en dobrasına kadar tanımışımdır şu yaşıma kadar ve hiç kullanmadım bu lafı. her birinin,hayatım için bir anlamı olduğunu düşünüyorum çünkü.
Keske seni tanımamış, keske sevmemis olsaydim
Zincire vurulmus gibi sana bagli kalmasaydim
Askin mapushane, icinde ben mahkum
Gozlerin parmaklık....
Diye devam eden haluk levent'ten dinlemeyi sevdigimiz şarki...
Keşke hiç tanımasaydım dediklerim oldu çünkü o kişiler bana ya mutsuzluk getirdi ya hüzün getirdi yada beni benden ettiler. Ama olsun yinede yıkılmadık ayaktayız şükür.
Bunu demek kolaya kaçmaktan ya da o kişiden kaçamamış olmaktan ibaret bence.
Kim olursa olsun herkes sizde iz bırakır, buna farklı isimler verebiliriz tabi. deneyim, tecrübe, acı, pişmanlık vs.
Eğer gelişmek, ilerlemek, güçlenmek istiyorsanız herkese tecrübe parçaları olarak bakmalısınız.
Hayatımıza bir şekilde giren insanların bazıları için
"keşke seni hiç tanımasaydım" diyoruz.
Dedirtmeyi de başarıyorlar.
uzak olsunlar,gitsinler yollarına...