Bu kadar güzel ev yapıyorlarsa umarım bu cümleyi kuran belediye başkanının tüm mal varlığı yanar, kül olur da toki'nin o muhteşem evlerinde kalma fırsatı yakalar.
o zaman başkan keşke dememek için inşallah senin de evin yanar. inşallah sen de tokiden, 20 yılda ödeyebileceğin cüzi faizli krediyle alabileceğin o eve muhtaç kalırsın.
bu islamcı tipleri ve ideolojisini destekleyenlere müstehak açıklamadır, neysen o şekilde yönetilirsen de arada bizde kaynıyoruz bu tipler yüzünden ona sinir oluyorum.
Hiçbir aklı selim insan, vaatler, sunulacak olanlar her ne olursa olsun, " ahh ulan keşke benim de evim yansaydı" demez, iç geçirmez, şirazesi bu kadar kaymaz.
Yangın, salt taşın, duvarın yandığı bir afet değildir, üzerine su atılıp ateş söndürülünce bitmez.
Çok derin ve acı hisler bırakır, gecmisinizi, anılarınızı, size ait, sizin özeliniz olan sayısız duygu, yaşanmışlık, yatağınız, döşeğiniz de yanar...cayır cayır...
Yani durum bu denli sığ ve basit değil azizim!
O talihsiz insanlara değil TOKi evi, bin odalı saray bile verseniz, yanan evinin duygusunu, anısını, yaşadıklarını, o kabusu unutmaz!
Ev bu, en kutsalımız, bizi biz yapan, özelimiz, boru değil!
Onca vahametin, ihmalin, yetersizligin ardından böyle konuşmayın bari!
Biraz empati, biraz ağırbaşlılık, biraz mantık, bu kadar mı zor?!
Ev denilince akla yuva gelir. Kuş yuvası, sincap yuvası, börtü böcek yuvası gibi... Yani bir barınak, sığınak. Korktuğumuz zaman kendimizi güvende hissettiğimiz yer gibi, birseye ihtiyacımız olduğunda orada giderebildigimiz, acikinca bile bulunmak istediğimiz mekan, aile ortamı gibi.
Ev? Dört cephesi betonlarla örgülü bir mekan olamaz.
Ev, ocaktır. Ev, bir mağarada inde ortada yanan ateş etrafında birlikte isinmaya çalışırken iletişimde olan canlilar kümesidir.
O ev, karda kışta, yağan yağmurda selde kıyamette tüten bacadir.
tek gözdür, her tuglasinda aile fertlerinin emegi, alın teri ve hatta nasırlı ellerden fışkıran kanlarla yıkanarak kutsanmistir.
"keşke benim evim de yanaydı..." diyen insan lanetlenir ve bu lanetlenmisligiyle toki evlerine sahip olacağım diye borçlanir. Bunun üstüne de ömrünün sonuna kadar köle olarak calismaktan; ne o ocak tüter, ne aile olur, ne de sıcak bir yuvada sıcak aile ortamı diye bisey kalmaz.
Evin yanacak, yıllarca kendin biriktirip alıp sahip olduğun evi devlet sana krediyle sittin yılda geri satacak ve sen de bundan memnun olacaksın. Vay anasını be.