keşke anadolu müslüman olmasaydı

entry39 galeri0
    14.
  1. problem şu ki kendisi "keşke anadolu müslüman olmasaydı" demiştir. ve kendisine bu sözleri hatırlatıldığında inkar etmeye kalkışmış akabinde ses kaydının ortaya çıkmasıyla bu girişimi sonuçsuz kalmıştır. eğer hakikaten açık yürekliyse "kardeşim ben müslüman değilim, müslümanları da sevmem zaten" desin. saman altından su yürütmeye kalkmasın. "ben papa'nın son açıklamalarını da doğru buluyorum" desin. içinden ne geçiyorsa söylesin. biz de kimin ne olduğunu bilelim...
    4 ...
  2. 13.
  3. müslümanlığın türklere kattıkları ve türklükten aldıkları tartıldıktan sonra üzerinde yorum yapılması daha sağlıklı olacak söz. islamiyetin türk milletinin milli hislerini yavaşlattığı, özbenliğini unutturduğu, sabahtan akşama kadar namaz kılıp anlamadığı arapça kelimeleri ezberlemekle uğraşan hafızlara döndürdüğü bugün birçok tarihçi tarafından kabul edilmiş ve ulu önder atatürk'ünde vurguladığı bir gerçekliktir. islamiyetten önceki türk toplumu ile islamiyetten sonraki türk toplumu arasında ki en büyük fark kadının toplum içerisinde ki yeri ile belirtilebilir. bu dini seçmeden önce türk kadını her alanda erkeği ile eşit haklara sahipti, devlet yönetiminde söz sahibi idi. bunlar arasında türkan sultan en bilinenidir. islamiyetle birlikte türk toplumunda yavaş yavaş dönüşümler olmaya başladı. kadınların sesi kuran ayetlerine ve peygamber hadislerine yönelik olarak yavaş yavaş kısılmaya başlandı. peçe, çarşaf gibi kişisel özgürlükleri kısıtlayıcı icatlar ortaya çıkarıldı. çok karılı evlilik gibi cariyelik gibi kurumlar yavaş yavaş kabul gördü. öte yandan hurafeler toplum yaşamını kuşattı. istanbul da ki bir veba salgınında kanuni sultan süleyman ''allahtan gelene kimse karşı koyamaz'' diyerek önlem alma tekliflerini reddetti. şeyhülislam toplum yaşamını ilgilendire her konuda görüş bildirdi. kadınların çarşafının boyutu devlet sorunu oldu. okullarda matematik gibi, coğrafya gibi, tarih gibi derslerin yerine sadece kuran dersleri okutuldu. okuma yazma oranı utanç verici seviyelerdeydi. toplum kültürel olarak karanlık bir çağ yaşıyordu.

    toplumsal konuların dışında siyasi olarakta islam dininin derin etkilerini hissetmişizdir. yavuz sultan selim'in mısırı fethinden sonra osmanlı sultanları halifelik ünvanını taşımaya başladılar. doğal olarak bu kurum sadece müslüman türkler için değil bütün islam alemi için geçerliydi. yani halife sadece türklerin değil bütün müslümanların halifesiydi. bu sebepten din kardeşliği-ümmetçilik mantığı türk milletini kuşattı. idaresi altında onlarca halk bulunan osmanlı da türk'ün gurula türküm demesi devleti yönetenler açısından sağlıkl olarak kabul görmedi ve öz kimliğini unutan türk, üzerine müslüman kimliğini geçirdi. kendini ahiret yaşamına adamış, kulluğa alıştırılmış, kimliksiz, dört bir yandaki savaşlarda halife ve avanesi için can veren insanlar oldu türkler. arabı, gürcüsü, arnavutu rahatça kimliğini vurgularken türke kendi yurdunda devlet yönetimine çıkmak adeta yasak edildi. padişahlar türk analardan doğmamayı tercih ettiler. özetle islam inançlarının yanlış uygulaması türke, türklüğünü kaybettirdi. bugün bile yaşadığımız sorunların çözülememesinde halkımıza yerleşmiş din kardeşliği-ümmetçilik anlayışı etkilidir. türklerin aşağı yukarı 900 yıldır müslüman olduğunu kabul edersek önce selçuklu ve sonra osmanlı imparatorluğu ile devam eden sürecin getirdiği noktanın sevr olduğunu, gaflet olduğunu, dalalet olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
    7 ...
  4. 12.
  5. 11.
  6. sataşmalara neden olacak bir ifÂde.

    bir rektöre sanal yönden linç girişiminde mi bulunalım ?
    istediğiniz bu mu ?

    peki sizin başbakanınız ne halt yiyor ?
    sizin savunduklarınız ak sütten çıkmış ak kaşık mı ?

    samimi olalım lütfen, böyle davranışlar insanları komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor.

    ha eğer sizin gibi düşünmeyenlere sayfalarca "saçmalamış bu dekan" şeklinde entry'ler girilmesiyle orgazm oluyorsanız, o zaman size bir şey diyemeyiz...
    7 ...
  7. 10.
  8. ne yapmıştır emin alıcı? sadece kendi fikirlerini söylemiştir. ha bu fikirleri kabul edersin, etmezsin. o senin bileceğin bir şey.

    daha dün minareler süngümüz diyen başbakan hapise girdiğinde, fikir ve düşünce özgürlüğünden bahsedenler neden şimdi feryat koparmaktadır? bu adamın söylediği de fikir ve düşünce değil midir? bize olunca "yazık", size olunca "oh olsun" mantığı ne zaman bitecektir?

    emin alıcı;
    en azından terör karşıtı gibi olup terör'e prim vermemiştir. (bkz: askerlik yan gelip yatma yeri değil)

    en azından "köylü milletin efendisidir" lafını unutup, çiftçi'ye ananı al git buradan dememiştir.

    en azından "bize oy vermeyenler cennet'e gidemez" diyenler gibi salakça laflar etmemiştir.

    en azından ne savaşlarla, ne zorluklarla kazanılan ülkemizi bir hiç uğruna bedavaya peşkeş çekmemiştir. (bkz: ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim)

    en azından seçimlerden önce dokunulmazlığı kaldıracam sözü veripte üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen salağa yatmamıştır..
    .
    .
    .

    veya gelin meşhur akp kıvırması gibi olayı kıvıralım; emin alıcı aslında müslümanlar anadolu'da değil de, avrupa'da yaşasaydı keşke demek istemiştir. kıvırma konusunda kaynak isteyenler için. (bkz: koyun güdüyorsanız kurdu göreceksiniz)
    13 ...
  9. 9.
  10. içeriğindeki temel eleştiri, matbaa'nın türk topraklarına geç gelmesi ve kullanımının batı'dan geç olması iken, pek sevgili medya kuruluşumuz tarafından çok güzel çarpıtılan haberdir, açıklamadır.

    görüldüğü üzere, haber kaynağı yazılı bir demeç değil bir toplantıda geçen sözlerdir. yani, al bir cümleyi, evir çevir, sonra da manşetten başlık yap. e seni okuyan ilim irfan sahibi gençler de (!!) galeyana gelsinler, "din elden gidiyor" desinler. *

    zaten, haberi biraz daha karıştırdığınızda, alıcı'nın hakkında vakit gazetesinde çıkan haberlerden, rektörü cumhurbaşkanımızın ısrarla atamak istediğine kadar türlü cümlelerle karşılaşmaktayız. yani amaç farklı, hedef farklı, anlayış farklı. *

    tekrar söylemek lazım. bu bahsedilen demeç, matbaanın kullanımın yasaklanması ve anadolu halkının kasıtlı olarak cahil bırakılmasını eleştiren bir demeçtir. seçilen kelimelerin doğruluğu tartışılabilir, ancak demeçte anadolu topraklarında islamiyetin var olmasından bir rahatsızlık duyulması ifade edilmemiştir. zaten edilmesi de, abesle iştigal olur.

    not: o değil de, bu sözle ayağa kalkan, histerik çığlıklar atanlar, birileri kalkıp da "şeriat özlemi" diye başlık açarken, başımızdakiler kalkıp "demokrasi amaç değil araçtır bizim için " derken nerelerdeydiler acaba? yoksa, onlarda da ayaklandılar da biz mi duymadık?
    13 ...
  11. 8.
  12. tasarımıyla aldığı saçma sapan ödüllerle övünen gazetenin konuşmanın tamamından sadece bir kısmını alıp sonuca varmasını gözler önüne seren haber...
    7 ...
  13. 7.
  14. "üzülme, onu da yaparsınız bi gün" şeklinde teselli edilesi laf fazlalığı.
    2 ...
  15. 6.
  16. akşemseddin , ali kuşçu , biruni , farabi , ibni sina , piri reis , ömer hayyam ve bunlar gibi onlarca ismi hayatında duyup araştırmamış olmanın sonucu sarfedilen söz.
    5 ...
  17. 5.
  18. (bkz: zaman gazetesinde yazanlara bakıp birilerini yargılayan insan modeli)
    8 ...
  19. 4.
  20. gercektende insanın keske diyesi gelir eger aklı basında bir insansa kimse yanlıs anlamasın anadolu dinsiz olsun diyen yok ama baska bir dinin mensubu olunsaydı sonucta o da ilahi bir din olacaktı suan ki türkiye yi o zaman düsünüyorum da daha dogrusu hayal ediyorum; avrupanın en iyi ekonomilerinden birine sahip kültürlü, medeni daha özgür ve yasam standartları mükemmel derecede bir ülke olurdu herhalde tabi bu bir tahmin...
    17 ...
  21. 3.
  22. 2.
  23. -keşke anadolu müslüman olmasaydı.
    +keşke sen müslüman olsaydın.
    17 ...
  24. 1.
  25. dokuz eylül üniversitesi rektörü emin alıcı'nın chp'nin düzenlediği bir toplantıda sarf ettiği cümledir. (#670944)

    http://www.zaman.com.tr/?...h=20060927&hn=353299# bu linkte ses kaydı da mevcut.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük