Tuz ruhu(kezzap) ve çamaşır suyu karıştırılınca yoğun bir şekilde klor gazı açığa çıkar. Bu klor gazı solunduğu zaman ise hava yollarında bulunan suyla birleşerek en kuvvetli asitlerden biri olan hidroklorik aside dönüşerek solunum yollarında çok belirgin bir hasara yol açar. Havasız, küçük ve kapalı ortamlarda ve maruz kalınan süre arttıkça hasar daha fazla olarak, bu kişilerde astım benzeri bir hastalık tablosu ortaya çıkar. Söz konusu karışım astım hastalığı ve diğer solunum hastalıkları yanında akciğer ve kalp rahatsızlığı olanları da olumsuz yönde etkiler. bu karışımın gazını uzun süre solumak ise kişiyi ileri derece zehirlenmeler hatta ölüme kadar götürebilir.
Bundan 4 sene önceydi. Yarım litre tuz ruhunun içine alüminyum folyo parçacıklarını attık. Bu bileşimden h2 gazı ortaya çıkar. Sonra o yarım litrelik şişe 5 kiloluk şişe kadar şişti ve patladı. Yalnız bizim muzip arkkadaşlar okulun tuvaletine atmış. Okulu bok bastı. 1 gün tatil oldu okul tadilat gördüğünden. Kimse nedenini anlayamadı patlamanın.
temizlik yaparken kullanilan kimyasallardan gerceklesen zehirlenmelerin en buyuk bolumunu kapsar. bu ikiliyi karistirarak daha iyi temizlik yapilacagini zanneden hanimlar maalesef acil servislerde alirlar solugu.
öğrencilik dönemimde oturduğumuz apartmana 3 kız taşınmıştı. evi şöyle bir temizleyip davet edelim diye düşündüm. önce saçlar uzun diye başörtümü bağladım. kezzap ile çamaşırsuyu şişesini elime aldım. birini seçecektim, en temiz hangisi yapar diye uzun süre düşündüm. tuvaletin kezzapla temizlendiğini biliyordum. bizim sığırcıklar evde ayakkabı ile dolaştığı için evin içerisinde doğal bir tuvalet ortamı oluşmuştu. birde kezzap çamaşırsuyundan daha ucuzdu. bu nedenle kezzap daha samimi geldi seni seçtim pikaçu diyip başladım etrafa serpmeye. ben temizlik yaparken evde son ses teoman paramparça şarkısı çalıyordu. zemin köpürdükçe mutluluğum artıyor, evin temizlendiğini hissediyordum. mutluluk hormonum daha fazla salgılansın diye kezzapın dozajını arttırdım. şarkının ritmine göre zemine kezzap dökmem hızlanıyor, yavaşlıyor teoman paramparçaaaa aaaaağah ağağağah dedikçe onunla aynı sesi çıkarmaya çalışıp duvarlara bile kezzap sıçratıyordum. bi yandanda bu merete niye tuz ruhu demişler diye kendi kendime aptalca gülümsüyordum. bi an için aynada kendimi gördüm. gözlerim kıpkırmızı olmuştu, niye kanlandı gözlerim böyle diye düşünmedim hiç. kezzap ile işim bittiğinde o gün için gözüme daha elit gözüken çamaşırsuyu çarptı. aman be dedim "bugün dökmeyiciğimde ne zaman dökiciğim amk". aldım bu sefer onu serpmeye başladım etrafa. yerden duman çıkıyordu bi anda korktum. hayatımda ilk defa temizlik yapıyorum ve yerden duman çıkıyor doğal bişey bu diye düşündüm, kendi kendime vay amk ne kadar pislik adamlarmışız biz diye hayıflandım.
ev tertemiz olsun diye güzelce heryeri sildim, sonra adettendir diyerekten babaannem gibi temizlik bitince derin bir nefes çekip "oh be ev mis gibi koktu" dedim. teoman'ın şarkıları dönüyordu müzik çalarda karışık olarak. ben nefesi çekince şu şarkı çalmaya başladı "yaşa yaşa yaşa yaşa seni sevenler var burada hala" işte ondan sonrasını hatırlamıyorum.en son hastanede midemi yıkıyorlardı. evi tertemiz yapalım derken mideyi tertemiz yaptık. hastanede hep şunu düşündüm temizlik imandan gelir, öyleyse ben artık cennetliktim...
