kahverengi çizmesinin içine soktuğu kotunun paçaları, büyük beyaz çantası ve kafasının yarısı büyüklükteki güneş gözlükleriyle paris sokaklarındaki mağazaların vitrinlerine bakan kezban'ın nerede olduğu sorusunun cevabıdır.
genellikle konu olarak diğer kezban serileriyle karıştırılsa da serinin en başarılısı sanırım. tema olarak köylü bir genç kızın değişimini ve turistik gezilerini ve sonra da esas oğlan yani bu filmdeki izzet günayın aşka gelmesini anlatsa da hülya koçyiğitin hiç değişmediğini hatta daha da çirkinleştiği söylenebilir filmin sonunda köyüne dönen kezbanın yazmasının altındaki o peruk da görülmeye değerdir güzel bir orhan aksoy filmidir
1971 yapımı yeşilçam klasiklerinden.
kezban rolünde oynayan Hülya Koçyiğit idi..
o filmden sonra, ne zengin olabilmiş ne varoş kalabilmiş kadınlar için bu benzetme kullanılmaya başlanmıştır.