Allahü teâlâdan başka, yaratılan her mahluk, her diri ölecek, ölümün tadını tadacaktır. Çünkü ölüm, haktır ve hiçbir kimse ölümden kurtulamaz. Ölüm, ahiret kapılarından bir kapıdır. Bu kapıdan geçmeyen Allahü teâlâya kavuşamaz. Enbiya suresinin 35. ve Ankebut suresinin 57. âyet-i kerimelerinde mealen; (Her canlı, ölümün tadını tadacaktır!) buyuruldu.
Netice olarak insan, istediği gibi yaşasa da, yaşamasa da, bir gün elbette ölecek ve istediği, arzu ettiği şeyleri toplasa da, toplamasa da, bunlardan bir gün ayrılacaktır. imam-ı Gazali hazretlerinin buyurduğu gibi:
;Keyfine göre yaşa! Fakat bu yaşaman uzun sürmeyecek, bir gün elbette öleceksin. Gece gündüz düşündüğün, sımsıkı sarıldığın lezzetlerden elbette ayrılacaksın. Dünyanın nesini seversen sev, hepsine veda edeceksin! Elinden geleni yap! Fakat unutma ki, her yaptığının hesabını vereceksin!
birinci entrinin ardından aklıma hayyam'ın şu dörtlüğünü getiren emir cümlesidir:
"kimler geldi ne istediler
hepside dünyayı bırakıp gittiler
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi
yaişte, onlar da senin gibiydiler."
demek ki buradan alacağımız kıssadan hisse ne imiş:
1. yaşamayı sev. hesabı zaten ödeyeceksin, yaşa, yaşa gönlünce.
2. içkiler ikiye ayrılır: şarap ve diğerleri (bu da benden-niyeyse)