kamyonculuk yaparken birden aktor olmus -azmin gucu mu desek, bazi seyleri feda etmek mi desek bilmiyorum- kisi. yakisikli bir aktordur. canlandirdigi karakterlerin hakkini hep vermistir. sonra kendi film sirketini kurmaya kalkisinca hollywood'in yuz kilo tassakli babalari tarafindan ezilmeye calisilmistir "vay sen misin bizim coplugumuzde otmeye calisan?" gibisinden.
the bodyguard filminde ki oyunculuğuyla takdirleri kazanmış amerika'lı oyuncu. ancak genel olarak ortalama bir oyuncu olarak kalmıştır. oscar'lık bir rolde görememişizdir.
Waterworld filmiyle tarihdeki en ama en büyük gişe başarısızlığına imza atmış oyuncu.Kurtlarla dans,bodyguard gibi filmlerle 90'ların en popüler oyuncusuyken waterworld filmi yüz milyon dolardan fazla gişe başarısızlığıyla tarihin en zarara uğramış filmi olarak tarihe geçmiştir...
beyazperdenin romantik prensi olabilcekekken farklı işlere imza atma hevesi kariyerinin daha başındayken düşüşe geçmesine neden olmuştur. ama yine de yeteneği tartışılmayacak ve cesur oyunculuklar sergileyen bir aktördür.
konser vermek için türkiye'ye gelecekmiş 30 ekim'de. şarkı da söylüyormuş demek... bir de gündemde bir atatürk filmi projesi varmış, gelmişken onunla ilgili görüşmeler de yapacakmış.
nerde işe yaramaz çapulcu var, nerde son kullanma tarihi geçmiş ünlüler var, ülkemize getirilirler ve hiç görmedikleri itibarı görürler, kevin costner onlardan biridir işte, inanılmaz da kötü bir oyuncudur.
böyle karışık bir ortamda ankara'ya gelmesi, anıtkabir'e giderek halkın içine karışması, resepsiyona katılıp devlet erkanı ile buluşması tesadüflerin ötesinde tam bir senaryo olan aktör.
halkın arasına karışarak toplumdaki kaka amerikalılar imajını yıkmak, devlet erkanı ile buluşarak amerikalılara ne gözle bakıldığını anlamak için buralara kadar geldiğini düşünmekteyim.
birisi buna atatürk'e hayran olduğunu söylerse türkiye'de el üstünde tutulup çok önemli adam muamelesi göreceğini söylemiş. kevin abimiz de tembihlere harfiyen uymuş. nitekim amacına da ulaşmıştır. baksanıza el üstünde tutuluyor. her kanalda boy gösteriyor. fahiş fiyatlara satılmasına rağmen konser biletleri adam gelmeden tükendi. filim teklifi almasınada az kaldı. daha ne olsun.
türk hava yolları'nın reklam filminde oynamak için geldiği ülkemizde basın toplantısına "ne mutlu türküm diyene" yazılı şapka takarak çıkan abd'li aktör.
thy nin reklam filminde oynamak için ülkemize gelen amerikalı oyuncu/yönetmen. basın toplantısında kafasında atatürk ün ne mutlu türküm diyene vecizesiyle çıkartılmak yerine yurtta sulh cihanda sulh vecizesiyle çıksaydı, hatta türkçe değilde ingilizce olarak yazılsaydı hem dünyanın içinde bulunduğu duruma işaret ederdi hemde türk halkına dalkavukluk yapan biri olarak bizim gözümüzden düşmezdi. (bkz: ne mutlu türküm diyene)
kendisine atatürk rolünde oynamak isteyip istemediği sorusu yöneltildiğinde 'bu rolü bir türk aktörün oynaması çok daha uygun düşer' gibisinden kaçamak bir yanıtla cevaplayan hollywood'lu.
mr brooks filmindeki rolü ile kendinden epey soğutmuştur. oynamaya iyi oynuyorda bu kadar psikopat olmaz insan *
oysa kurtlarla dans ta ne karizmatik bir subaydı.