rezilliğin şişelenmiş halidir.
patatese, hamburgere yakışmayıp perperişan ettiği gibi şimdi bir de pilava eklenmeli midir tartışması almış yürümüş.
oğlum saçmalamayın bu damak tadı farklılığı ya da görecelilik ile açıklanabilecek türden bir durum değil lan. pilav gibi kaliteli pirinç ve tereyağının damakları şenlendirdiği bir güzelliğe bu ne idüğü belirsiz şekerlenmiş çürük domates suyu reva görülebilir mi.
sos camiasının en karaktersiz şerefsiz olanı budur.
her durumda olduğu gibi burada da kötüler kazanmıştır allah kahretmesin ki. aşırı popülerliği bu yüzdendir.
Günümüzde yemeklerin yanında kullandığımız ketçap, aslında Çin’de üretilen ve kökeni Çin’e uzanan bir sostur. Asıl adı ise “Ke-tsiap” olarak bilinmektedir.
Gözyaşları içinde kalçasını titreten, Dört kaşık salçaya bir yemek kaşığı Kırıtkan un ilave Edip, gerdek gecesinin ateşinde zeytinyağı ile karıştırırken,
Gözleri uykulu (çeyrek)limon, birkaç damla ekşi suratlı sirke, bir çimdik esmer güzeli kara biber, bir çay kaşığı kırmızı askılı abiye giymiş pul biberi katıp,
Düğün müziği çalan iki çay kaşığı, neşeli toz şeker bıraktım.
ufacık nazlı bir kuru soğanı içine rendeleyip, bir buçuk bardak oynamaktan yorulmuş kaynar suyla banyoya sokup, sevecen tahta kaşıkla karıştırdim.
"Benim adım Elvan Dalton, ben gezerim balkon balkon"
"gelir de koynuna girerim ama, kobrayı da dolarım boynuna"
Diyerek kahkahalar atan ev yapımı ketçap'im hazır gibi...
Pazardan aldığım tazecik minik manisa dolmabiberlerim beni de kızart hızlı ve çabucak diyor,
Ayrı bir tencerede rendeleyip zeytinyağı ile pişirdiğim eski köy domateslerinden farksız çeşme başındaki su sırası bekleyen genç kızlar gibi fısıldayan ve dedikodu yapan bif domatesleri pişmek üzere,
Çapkın biberleri piştikten sonra utangaç sıcak domateslerin içine bırakıp sevgili olmalarını istiyorum.
Bizim Lazların horonu gibi kız erkek yanyana dursunlar ve güzel sevsinler..
Hangi kanalda olduğunu unuttum (natgeo olabilir) garip kişilikler veya bu nevi adda bir program var. Yarı uykulu bir halde izlerken ketçap manyağı bir adama denk geldim. Şahsen ben de ketçaba bayağı düşkünüm o yüzden ilgimi çekti. Nereden bilebilirdim ki bu adamın sevgisi yanında benimkisi "anlık bir beğeniymiş".
Bir kere evinin kocaman bir kileri var ve ağzına kadar ketçaplarla dolu. Büfe ketçap, fıçı ketçap, küçük, büyük, acılı, acısız aklınıza ne gelirse...Ara sıra kilerin kapısını açıp ketçaplarını izler ve mutlu olurmuş.
Tahmin edeceğiniz gibi her şeye, tatlılara bile sıkıyor.
Dahası, bir restoranda birisi yemeğine ketçap sıkmadı mı gidip yanına ketçabın faydalarına dair bir nutuk çekiyormuş. Daha önce üç kez mi ne dayak yemiş ama akıllanmamış. Kimi zaman restoranlara girip teftiş ediyormuş, ketçap var mı yok mu diye.
Niye böyle olduğu meçhul. Ketçaba çok düşkün bir anne babanın yanında büyümüş; hatta baba bol acılı ketçaptan mide kanaması geçirmiş.