alev alev yanan sobanın üzerine koyduğunuzda mis gibi kokular saçıp, cezbederek pişen ıhhmm meyve?dir. * o sobanın üzerine bir de portakal kabuğu koyarsanız ikisinin kokusu karıştığında bünyeyi mutluluğa gark eder. öyle bir şey işte bu kestane. bir de sokakta satıyorlar ya soğuk günlerde. onun kokusu daha bi muhteşem oluyor bence.
--spoiler--
latincesi "castanea sativa" dır. kayıngiller familyasındandır. yabani olarak çok eski zamanlardan beri vardır. uzun ömürlü bir ağaçtır.
kestanede nişasta ve şeker oranı yüksek, b1, b2 ve c vitaminleri açısından da zengindir.
--spoiler--
*kestane ağacının yaprakları kaynatılıp, içilirse ishali önler.
-kestane bedensel ve zihinsel yorgunluğu giderir.
!!damar sertliği ve yüksek tansiyonu olanlar ve şeker hastaları, fazla tüketmemelidir.
Kestane hasat mevsiminde iki şekilde toplanır. **
Kestaneler ağaçtan toplanmaz. Kestane ağacına uzun sırıklarla vurularak yere düşürülür ve yeden toplanır.
1 - Bu işlem sırasında bazı kestaneler dikenli koruycu kabuklarından * ayrılır.
2 - Bazıları ayrılmaz koruyucu kabukları ile kalır.
Koruyucu kabuğundan ayrılan kestaneler ayrıca toplanır, ayrılmayanlar ise koruyucu kabuğu ile toplanır ve boş bir araziye yığılır.
Koruyucu kabuğu ile toplanan ve bir araya yığılan kestanelerin üzeri geniş yapraklı otlarla kaplanarak uzunca bir süre bekletilir. Yeterince bekletilen kestaneler koruyucu kabuklarından ayrılarak piyasaya sürülür. Bu koruyucu kabukta bekletilen kestaneler daha uzun süre çürümeden ve kurtlanmadan kalırlar ve satışı daha kolay olur. Bu işlem tamamen doğal olup herhangi bir kimyasal madde kullanılmaz ama kestane lezzetinden kaybeder.
ikinci bahsettiğim kestaneler sırıkla dokunurken koruyucu kabuğundan ayrılmış olan ve ayrıca toplanan kestaneler çok lezzetlidir. Fakat bir o kadar da dayanıksızdır. Kısa sürede kurtlandığı için köylüler bu kestaneleri piyasaya sürmezler. Genellikle eş, dost, torun, tombalak çevresinde dağıtırlarki bunlar çok kısa sürede tüketilmelidir.
Zaten satılacak kadar da çok değilllerdir. Piyasada bulmanız çok zordur ve bunlardan yememiş olanlar kestane yedim diye dolanmasın etrafta. Suda şeker katılarak pişirilmeden, yani soba üzerinde yada fırında dahi kızartsanız hafif tatlımsı bir lezzeti vardır ve sanıyorum bu tür kestaneden yiyen insan çok azdır.
Uzun zaman sonra tatilimi Eylül dönemine denk getirdim ve çoluk çocuk bu kış memlekete kestane toplamaya gidiyoruz. Hem çocukluk günlerimi hatırlamaya hemde köy evinde meşe odunu ile yanan soba üzerinde kestane pişirmeye.
Mesaj atan ilk 3 kişiye 1 kilo taze toplanmış, bekletilmemiş kestane *
Bu kadar geyik yaptık birde ipucu verelim.
Kesaneleri pişirdikten sonra * hemen yemeyin. Kestaneleri derin bir tasa koyun 1/4 * su bardağı suyu üzerine serpiştirin. Suyu boca etmeyin serpiştirin. Sonra üzerini hava almayacak şekilde havlu yada kalın bezle kapatın bu şekilde buharında 5 dakika bekletin ve ondan sonra yiyin.
Buharı sayesinde kabukları daha iyi soyulacak ve daha lezetli olacaktır.