rivayete göre ; fatih sultan mehmet'in ahmet paşa adında bir arkadaşı vardır (ki kendisi şairdir) ve a.paşa'nın fatih'in cariyelerinden birine aşık olduğu dedikodusu hüküm sürmektedir. bir gün, kır gezisindeyken fatih'in atının ayağından sıçrayan çamur ahmet paşanın aşık olduğu cariyenin üzerine düşer. bunu gören ahmet paşa " keşke toprak olsaydım" der...( divan edebiyatında vuslat yoktur mantığıyla ). dedikoduların fatih'in kulağına kadar gittiği söylenir rivayette. fatih de durumun esasını öğrenmek maksadıyla bir tür imtahana baş vurur. imtahan şudur ki: sarayda, ahmet paşanın da olduğu bir toplantıda, fatih,söz konusu cariyeden kahve sunmasını ister. cariye kahveyi padişah fatih'e ve konuklara sunar. cariye kahveyi ahmet paşaya da sunar. gel gör ki sunarken eli titrer. bunu gören fatih, dedikoduların aslının olduğunu analar ve ahmet paşayı zindana attırır.
ahmet paşa'nın, fatih tarafından zindana attırılması olayı tarihte gerçekten de yaşanmıştır.
"Ah ne olurdu, keske toprak olsaydim" *
insanlara cehennemin dehsetini ve ahiret hayatinin varligini hatirlatir ayet. zaten oncesinde "onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar? ihtilafa dustukleri o muhim haberi mi?" diyerek olumden sonra dirilis ve ahiret hayatini hatirlatir. devaminda da o dehsetli hal karsisinda umitsizligin verdigi ruh haline atif yapiliyor.
bie manasi da su olabilir. toprak tevazunun, alcakgonullulugun simgesidir. yani keske mutevazi olsaydim, karsi daglari ben yarattim edasi ile ortalikta dolasip haddimi asmasaydim. kibir, gurur birakip insan oldugumu hatirlayip, acz ve fakrimi farkedip yuceler yucesini tanisaydim.