kesişilen kızın ben berkeleyciyim bakışı atması

entry1 galeri0
    1.
  1. yaz yağmurunun ıslattığı kaldırımlarda ağır ağır yürürken hemen sol tarafınızda kalan ufak bir kafeye ilişir gözleriniz. daha az önce kahve içmiş ve o gün toplamda 220 mg kafein almışsınızdır ama yine de umursamazsınız ve istencinizi dinleyip o kafeye yönelirsiniz, yorgun ayaklarınız hiç şikayet etmeden devinir o tarafa doğru.

    kafenin içerisine adımı atar atmaz kapıda, şapkasında "i don't give a shit!" yazan bir genç karşılar sizi:

    - merhabalar, efendim. hoş geldiniz.

    - merhabalar, teşekkür ederim.

    - rica ederim. eğer sadece kahve içmeye gelmişseniz şuraya oturun. tuvaletiniz çabuk geliyorsa şu tarafa lütfen. sigara içiyorsanız buraya alayım. eğer kız kesmeye geldiyseniz 270 derece görüş açısına sahip şu yer tam size göre, üstelik sadece artı 5 tl'ye sizindir.

    siz "nasıl bir yer burası" diye geçirirken içinizden artık görmeyi yalnızca inceleme bakımından sağlayan gözleriniz, tahayyülde dahi varlık imkanı bulamayacak kadar estetik bir kıza takılır. "oh benim tanrım, bilincim tamamen ona yöneldi" dersiniz. ardında hemen genç adama "şu tarafı iyi gören bir yer lazım" dersiniz telaşla. genç adam hınzırca gülerek "az önce bahsettiğim koltuk tam size göre, hadi durmayın"der ve size oraya kadar eşlik eder.

    bahsettiği yere oturursunuz, menüyü elinize alıp göz gezdirirsiniz. menüde "sex on the peach" adında bir kahve çeşidi görürsünüz ve merak edip istersiniz. garson gittikten sonra uygun bir pozisyon alıp kızı kesmeye başlarsınız. sürekli devinim göstererek kız için öne çıkan bir uyarıcı olmaya çalışırsınız, çünkü mükemmel derecede zihin felsefesi bilirsiniz. sonunda kız sizi, siz nefes verirken fark eder.

    ve o da size diker geçmiş zamanın destrüksiyonunu yapan gözlerini. yaklaşık 30 saniye boyunca kesişirsiniz. ama bu dışsal zamandır, size göre bu zaman saatle ölçülür değildir; zira içsel zaman algısının birimi yoktur. kesişme sürerken birden bir şey olur. kız gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışmaktadır.

    vay canına, o da ne! kız "ben berkeleyciyim" bakışı atar. işte o anda en başından anlarsınız o kızla bir geleceğinizin olmadığını. çünkü sizi algılamadığı zaman yoksunuzdur onun için, çünkü o bir özdeksizcidir. ah, varoluşsal sancılı başım diyerek kahveden bir yudum alırsınız. o sırada garson yavaş yavaş yanınıza gelip kulağınıza "isterseniz tam şu köşede lacanci bir kız var, onu kesebilirsiniz" diye fısıldar. siz de "şimdi bilinç-dışı, özne konumu ve kesinlik üzerine kim bakışacak" diye düşünüp üç kişiyle aldattığınız eski sevgilinizi ararsınız, onunla yeniden çıkmak kolaydır; zira o öznel idealist olduğundan onu, "tek yönlü bilinç" "görünenin aldatıcı olduğu ve ideanın böyle olmadığı" gibi konularla kandırabilirsiniz.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük