Dört saat işkenceden sonra, işkenceci ve diğer iki polis bir kova suyu
tutukluyu uyandırmak için döktü ve "Yüzbaşı postunu kurtarmak
için bir şans verdiğini söylememizi emretti bize. Hangimizin camdan
gözü olduğunu bilirsen işkenceden kurtulacaksın." dedi. Cellatlarının
yüzlerine kısa bir süre baktıktan sonra, tutuklu, içlerinden birini işaret
etti. "Onunki. Onun sağ gözü camdan."
Ve şaşıran polis "Kurtuldun! Ama nasıl tahmin ettin? Bütün yoldaşların
karıştırmıştı, çünkü o göz Amerikan malı, kusursuz." dedi. "Çok basit,"
dedi tutuklu, yeniden bayılacağını hissederek, "yalnızca o gözü bana
nefret etmeden bakıyordu."
Kuşkusuz onlar işkence yapmayı sürdürdüler tutukluya.
Bir bilginin, bir kanının kuşkuya düşmeden onaylanması durumu. Bu anlamda:
1- (Öznel kesinlik) Düşüncenin hiç bir yanılma kaygısı olmadan bir kanıya katılması durumu.
Burada kişisel bir kanı olarak (ahlaksal ve dinsel) inancın kesinliği söz konusudur. Bu tür kesinlik nesnel güvenceden yoksundur, bunu gerekli görmez de.
2-(Nesnel kesinlik) Bir bilginin, bilgi temelleri ve konu üzerindeki nesnel görüşlere dayanan güvenilirliği geçerliği. Nesnel kesinlik
a. dolaylı bir yolla (belgeler ya da çıkarımlar) sağlanabilir-tarihte ve mantıkta olduğu gibi-.
b. dolaysız bir yolla, algılara, yaşantılara dayanarak sağlanabilir.
Hayattaki her şeyi ispatlamak zorunda olduğumuzu düşünürsek, 10 saniyeliğine de olsa hiçbir şeyin kesinliği garanti değildir. Bu şekilde sürekli ispatlamak zorunda hissettiğimiz ne varsa sonsuza kadar kesinliği garanti değildir. O halde kesin olan bir şey vardır ki o da hiçbir şeyin kesin olmadığıdır.