"ibnu Ömer anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu ve Medine civarına da köpeklerin öldürülmesi için haber gönderdi."
Yine ibnu Ömer der ki: "...Biz de Medine ve etrafına dağılarak öldürmedik köpek bırakmadık. Hatta çöl halkından bir kadına refakat eden köpeğini dahi öldürdük."
Hz. Câbir anlatıyor: "Resûlullah bize köpekleri öldürmeyi emir buyurdu. Hatta kadın, köpeği ile çölden gelirdi de biz o köpeği bile öldürürdük. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) köpekleri öldürmeyi yasakladı ve: "Halis siyahını, iki noktalısını öldürmeye bakın, çünkü o şeytandır" buyurdu."
kafanızın içinde sahabeye ha babam doğrattırdığınız o köpeklerdeki sadakatin onda biri sizde olsa şu rezil zırvaları peygambere mal etmezdiniz. Uydur babam uydur, ne güzel...
uydurma hadis olma olasılığı yüksek hadistir. yine ebu hureyre'den nakledilen bir başka hadiste 70 sevap kazandıracağı ifadesi vardır.
peygamberimizin zarar veren kertenkelelerle ilgili olarak eziyet etmeden öldürülmesini belirttiği ama hadis metninin değişik bir şekilde gelmiş olabileceği düşünülebilir.
islam'ın zarar vermeyen hayvanları zevk için öldürüp sevap umulacak bir din olmadığını bir çok başka olayda rahatlıkla görürüz. gerçekten araştıranlar hayvan sevgisi ile ilgili bir çok hadiseye şahit olacaktır.
araştırmaya üşenen insanlar için ben kısaca alıntılayayım yinede.
--spoiler--
Peygamberlik görevine başladığı sırada Arap toplumu hayvanların da hakkı olabileceği ve onların şefkate ihtiyaç duyabilecekleri gibi kavramlara son derece yabancıdır. Genel cehaletin hayvanlar dünyasına yansıyan boyutuyla durum, iç acıtacak ölçüdedir.
Örneğin;Develerin boynuna hayvana acı veren bir halka takılmakta, ayrıca uzun yolculuklarda insanlar, başta develeri olmak üzere bütün binek hayvanlarının damarlanını yarıp kanlarını içmekte veya canlı canlı üzerlerinden et parçaları kesip sonra yerlerini dikerek, karınlarını doyurmaktadır. Bu uygulama Hz. Muahmmed(sav) tarafından kesin olarak durdurulur. Hatta kuyruk tüylerinin kesilmesi bile yasaklanır. ''Kuyruğu hayvanın fırçası ve yelpazesi, tüyleri de yorganıdır.'' emriyle....
Hayvanların aşırı çalıştırılmaları yasaklanır. Yüzyıllardır devam edegelen hayvan sırtlarında karşılıklı oturarak saatlerce yapılan hitabet ve şiir törenleri yasaklanır. Sahiplerinin sadece gerçek ihtiyaç süreleri kadar hayvanlarına binmelerine izin verilir.''Hayvanlarınızın sırtını iskemleniz gibi kullanmayın. Allah , bu hayvanları ancak, güçlük çekmeden gidemeyeceğiniz yerlere kolayca gidebilmeniz için sizin emrinize verdi. Ayrıca yeri de yarattı. Diğer ihtiyaçlarınızı onun üzerinde giderin'' diyerek şair ve hatipler yeryüzüne davet edilir.
Hayvanların canlı hedef dikilerek üzerlerinde taş talimi yapılması yasaklanır.
Bir gün yolda yüzünden dağlanmış bir merkep görünce ''Allah 'ın laneti onu dağlayanın üzerinedir'' der. Sahibinin belli etmek için zorunlu olan dağlamanın ise çok küçük boyutlarda ve ancak hayvanın canının en az yanacağı yerlere yapılmasına izin verir.
Arkadaşlarını ve kıyamete kadar gelecek bütün ümmetini eğitirken, sıcak bir yaz gününde susuzluktan kıvranan bir köpeğe acıyarak bir kuyuya inip zahmet çekmesine rağmen ona su içiren bir adamın bu yüzden Cennete girdiğini anlatır. Ve ''bir kadın da kedisini hapsederek ölmesine neden olduğu için cehenneme atıldı.'' der.
Eşi Hz. Aişe(r.a.)'nin devesine biraz sert davrandığını görünce uyarır.
-''Merhametten mahrum olan, her türlü hayırdan mahrumdur.''
Arkadaşlarıyla beraber bir yolculukarı sırasında bir kuşun yuvasından iki yavrusunu alanları sert biçimde uyarır. Anne kuş o sırada başının üzerinde çırpınıp durmaktadır.
-''Yavrularını alarak bu hayvanın canını kim acıttı? Verin ona yavrularını''
ONLARA NÖBETÇiLiK EDiP
Altmışüç yıllık hayatının en büyük zaferine yol almaktadır. Onbin kişilik bir ordunun başında baba ocağı, ana vatanı Mekke'nin kapısına dayanmak üzeredir.
Ordunun en önünde ilerlerken yolları üzerinde yeni doğum yapmış dişi bir köpekle yavrularını görür. Arkadaşlarında Suraka oğlu Cuayl'i çağırarak emir verir.
- Anneyle yavrularının önünde duracak ve ordunun tamamı geçinceye kadar onlara nöbetçilik edip, ezilmekten koruyacaksın.
Dişiyle yavruları rahatsız edilmemiş fakat onbin kişilik Fetih ordusu istikametini değiştirmiştir.
KONUŞMAYAN BU HAYVAN
Birgün yolda giderken açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deve görür. Yüzü bulutlanır ve devenin sahibine döner:
- Konuşamayan bu hayvana bakarken Allah 'tan kork!
KOYUNUN GÖZÜ ÖNÜNDE
Kuzeni Abbas oğlu Abdullah anlatmaktadır. Birgün Allah 'ın Elçisiyle bir yere gidiyorduk. Birisi kesmek üzere bir koyunu bağlamış, koyunun göz önünde bıçağı biliyordu. Hz. Muhammed(sav) ona seslendi:
- Onu defalarca mı öldürmek istiyorsun?!
--spoiler--
işte peygamberimiz böyle bir peygamberdir. her hadisinde tüm metniyle birebir orjinal söylem olamayacabileceğini ya da maalesef bir takım uydurma hadislerinde olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
not: kısa metinden sonra tekrar kendimce daha açıklayıcı olmam gerektiğini düşündüğüm düzeltme metnidir.
bukalemun öldürmek x2 sevap olmalı
timsah x4
dinazor x8
tabi dinazorlar artık yaşamıyor.
eski insanlar muhtemelen şu an cenneten piç piç bize gülümsüyorlar.
bi dakka lan daha kıyamet kopmadı ne cenneti!
hadisin sahih olup olmadığını tam olarak bilmem allahualem. yalnız burda bahsedilen kertenkele zehirli veya haneye zararlı pis bir türse o kastedilmiş olabilir. bir iki ve üçüncü vuruş aduket hesabınıda kertenkelenin çok seri ve hızlı olmasına bağlayabiliriz. aslında hem öğüt hemde teknik var işin içinde. hayatında kuşu ölmüş bir çocuğa bile taziyeye giden bir peygamberden zaten hayvan düşmanlığı beklenemez bir hikmeti vardır denir.