dolandırıcılıktan hüküm giymiş yöneticilerine devletin en üst kademelerinde iş verilirken, almanya'nın istediği dosyalar gönderilmeyip ülkenin itibarı kepaze edilirken insan ister istemez merak ediyordu "bundan daha fazla rezilleşebilirler mi?" diye...
rezilleşebiliyorlarmış hatta amına bile koyarlarmış...
hırsızlara resmi plaka tahsis ettiler gözümüz aydın.
resmi ya da özel olsun; kurum isimlerinin, bir süreliğine ve hasbelkader makam işgal etmiş, sahtekar, kısa yoldan köşe dönme heveslisi, düzenbaz ve madrabaz yöneticiler tarafından kirletilmesi, elbette hoş karşılanabilecek bir durum olmadığı gibi bu durum, kendinden önceki yüzlerce yöneticinin özverili gayretleriyle haklı bir isim yapmış ve toplum hafızasında yer etmiş kurumlar için yeri geldiğinde bağlayıcı bile olamaz. eğer ki ortada bir suç varsa bu, kurum için değil onu idare eden yöneticiler için yüz kızartıcı bir suçtur.
buna mukabil,
hayır kurumlarının diğer kurumlardan bariz bir farkı vardır. vicdani hislerle yapılan yardımlar ve ödenen paralar, o yardımları yapan ve o paraları ödeyen insanlar için çok değerlidirler ve mutlak ulaştırılması gereken yerlere gönderilmeleri gerekir. zira bu nakdi ve ayni yardımlar, o insanların kendilerini insan hissetmelerine, tarifi mümkün olmayan bir iç huzuru duymalarına neden olurlar. insanları insan yapan bu asil duyguların istismarı; halk nazarında onursuzluk, şerefsizlik ve haysiyetsizlikten başka hiçbir sözcükle betimlenemez ve en ağır biçimde cezalandırılmaları toplum vicdanının huzura kavuşması için şarttır.
bir kurum düşünün ki başlangıç aşamasındaki göz dolduran çabalarıyla binlerce hayır sahibinin takdirlerine mazhar olmuş, belgere göre 41 milyon avro girdi elde etmiş ve yüzbinlerin gönlünden beşer-onar kopup-gelen bu yardımlar, birilerinin kişisel çıkarları veya şahsi menfaatleri doğrultusunda tüketilmişler. alman devleti'nce açılan soruşturmalar sonucu, ülkedeki faaliyetleri askıya alınmış, haklarında davalar açılmış, türkiye'den bilgi, belge ve tanık olarak dinlenmek üzere kişiler istenmiş.
alman savcıların hazırladıkları iddianameye göre, vergi kaçakçılığından tutun da zimmete para geçirmeye, yasal hükmü olmayan naylon şirketlere para aktarmalara kadar uluslararası ölçekte boğazına kadar pisliğin içerisine batırılmış bir kurum var ortada ve ne acıdır ki bu kurum bir hayır kurumu. haklarında, yukarıda sayılan yüz kızartıcı suçlardan 1 yıldan 5 yıla kadar ceza almış yöneticilerin bulunduğu, daha da acıklısı; Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülen davanın savcısı Kerstin Lötz'ün "davanın asıl failleri Türkiye'de bulunmaktadır ve ceza almamışlardır' sözlerini sarf ettiği bir hayır kurumu; "hayır" kurumu olmaktan çıkmış bir "kayır" kurumu haline dönüşmüş demektir ki bu vakitten sonraki varlığı, yokluğundan daha büyük tehlikedir.
alman savcı'nın "asıl suçlular türkiye'de" diyerek açık adres gösterdiği ve ümit ederim ki 'halen aynı kurum bünyesinde yöneticiliğe devam etmeyen zevat' türkiye'de açılacak kapsamlı bir dava sonucu aklanmadıkça bu kurumun kasasına girecek her kör kuruşun gideceği yer şaibelidir.
bu iktidardan, kardeşlik ve yardımlaşma mavraları dinlemek değil, insanların vicdani duygularını, yardımlaşma isteklerini köreltmeye yönelik bu tip girişimleri en sert biçimde cezalandırmalarını beklemek vatandaşlar olarak en doğal hakkımızdır.
- haydi! hodri meydan... gösterin bakalım; halkın ahlaki ve dini motifler de taşıyan manevi hislerinin rencide edilmesine yönelik duyarlılığınızı.
ama nerdeee! sizler ancak, vurdumduymazlığınızın ve futursuzluğunuzun bir nişanesi olarak ilgili kuruma resmi plakalar dağıtmakla kalırsınız. o, anlata anlata bitiremediğiniz ahlaki ve dini duyarlılığınız ise sembolünüz olan ampul misali havada asılı kalır.
almanya da aranıyo adamlar bi, de diye ekleme yapmak istediğim başlıkta bahsi geçen resmi plaka.
şimdi şöyle...adamlar hakkında binlerle ifade edilen suç duyurusu var. bizim komşunun arkadaşı, ben de onun yalancısıyım, 190 bin euro kaptırmış heriflere. 190 bin euro... çalınan para, tahminen -kimse bilmiyo tam olarak kaç para- 22-25 milyar euro...biliyosun,almanya yunanistan a geçen sene 110 milyar euro yardım yaptı, adamlar götü düzeltti, yani paranın büyüklüğünün hesabını sen yap...yani adamların kaçırdığı paranın 4 katına "devlet kurtarıyosun!!"...adam diil, sülale de diil, devlet resmen...
bence akp hala o zulaya attıkları paralardan idare ediyo...çünkü bitmez o para !!..medyacılara falan büyük para teklif etmişlerdir, o yalaka fatih´e falan milyon dolar vermişlerdir, bi de tehdit etmişlerdir -sen dönersen biz de döneriz- diye...adamı s.ke s.ke akp yalakası yapmışlardır.
o odun kömürü de o paralardan dağıtıyo olabilirler. 11 milyon euro ayda 22 bin euro falan faiz getiriyo. 20 milyar euro ayda 4-5 milyon euro faiz getirir.
o adamlar herhalde ki akp nin pek muteber bi adamları olmalılar... onlara resmi plaka normal... heriflerin para musluğu onlar...
"çalıyoz ama bi sor niye çalıyoz?" temalı entarilerle tekkaşlılar tarafından savunulmaya çalışılan rezillik.
öksüzün, yetimin, ihtiyaç sahibinin arkasına saklanıp milletin parasını çalan ne kadar orospu evladı varsa hepsi ilaç parasına muhtaç geberir inşallah...
bunları şakşaklayan nesli kokuşmuş orospu evlatlarının da allah sevdiklerinden ömür alıp kendilerine versin çeke çeke ölsünler inşallah.
