halk arasındaki bu ismi evde yanlışlıkla kullanmam sonucu olan faciya:
-anneee ,babaaaa
-efem oğullll
-sizi kerhanee tatlısı aldımmm gelin yiyinnnnnn..
-hasttt hanım bak oğlan kerhabelere gidiyo bide bizdende gizlemiyo
-ama baba bu sadece tat...
çocukluğumun tatlısı. sokak sokak gezen yaşlı bir amca satardı. babaannem hep alırdı. uzun süredir yememiştim. geçen gün babaanneme gittiğimde benim için almış. canım babaannem.
misafirliye giderken hiç hediye görüldüğü gözlenmemiş tatlı ısrarla götürülmemeside tavsiye edilir sonra ev sahibine nazikce küfür etmek gibi bir durum söz konusu bir de unutmadan sakın sevgilinize ısmarlamayın sonrası şiddetle de biter.
hatay yöresinde arapça adı olan müşebbek olarak bilinen ve en iyisi bu yörede yapılan ucuz ve lezzetli tatlıdır. neden bu adıyla* anıldığına anlam veremediğim tatlıdır aynı zamanda.
kıvrımları itibariyle tulumba tatlısına benzeyen, şu ana kadar bir pastanede satıldığını görmediğim, askerde müthiş satan uğruna kuyruklara girilen bir tatlıdır.
çocukluğumuzun ramazan aylarında daha adı kötüye çıkmamışken fakir iftar sofralarımızın en kadim şenlediricisiydi. adına tulumba tatlısı derlerdi her bir adedi 750 gr-1kg civarında olup sarmal şekilde olurdu.
babamın yıllar boyunca simit tatlısı diye yutturduğu leziz, şerbetli tatlıdır. çocukluğumda mutlaka haftada bir yerdim. gün geldi adının kerhane tatlısı olduğunu öğrendim. hayata küstüm.
el arabalarında en güzelinin satıldığı tatlıdır. Bir arkadaşa giderken götürdüğüm de kocasının kim aldı bu kerhane tatlısını demesiyle adını öğrenip yerin dibine girmişliğim vardır.
--spoiler--
hatay'ın yerel tatlısı müşebbek markalaşma yolunda ilerliyor
hatay'ın yerel tatlısı müşebbek markalaşma yolunda ilerlerken, tatlıcılar bu adı tescillemek istiyor.
soğuk kış günlerinin ısı kaynağı züngül, antakya yerel adıyla müşebbek tatlısı halkın damak lezzeti listesindeki yerini her daim koruyor. şerbetinden hamurunun kıvamına kadar her aşaması ayrı bir özen isteyen bu geleneksel tatlı, aileden gelen mesleği çocuklarına aktaran ustaları sayesinde de, kent mozaiğine zenginlik katmaya devam ediyor.
ulus meydanı ile eski otogar arasındaki güzergâhta sıralanan tatlıcılar, bu tatlının özellikle kış ayında fazla tüketildiğini ve bu geleneksel tatlıyı tescillendirmek istediklerini ifade ettiler.
dededen babaya ve babadan oğula geçen bu geleneksel emanetin bugünkü temsilcileri arasında yer alan isimlerden biri de mahmut karagöz. yaklaşık 25 senedir tatlıcılık işini yapan karagöz, yaptığı işin parasal yönünü ikinci planda bıraktığını ifade etti. karagöz, "bu mesleği önce dedem daha sonra babam yapmış, en sonunda ben yapmaya başladım. çocuklarım okuyor ama yaz tatillerinde onlarda buraya gelip mesleği öğreniyorlar. bizim amacımız mesleğimizi markalaştırmak ve kalite belgesi almaktır. bunun için birlik olup girişim yapacağız." dedi.
mahmut karagöz, kendilerine gelen müşterilerin genelde tatlıyı bol şireli yemek istediğini söylerken, "üretimini yaptığımız tatlının kilosu şu an için 6 tl. ama bunun yanında lokma da yapıyoruz. onun fiyatı da aynı. ama yapımı çok da kolay olan bir tatlı değil. çünkü kıvamı önemli." şeklinde konuştu.
tatlı için büyük kazan içinde ortalama 6-7 litre yağ kullandıklarını söyleyen karagöz, her kızartma sonrasında var olan yağın değiştirildiğini sözlerine ekledi.
