kerbela katliamı, anadolu alevilerinde her yıl muharrem ayında anılır ve lanetlenir. nefeslerle ve gülbenklerle anılır. hz. hüseyin`in haksızlığa karşı bu cesur direnişi ve ölümüne mücadelesi, anadolu alevilerinde çocuk eğitiminde haksızlığa karşı gelmek, haksızlık yapmamak, haksızlığa uğrayanların yanında olmak şeklinde önemli bir yer tutar.
sırrı süreyya önder 'in tek cümlelik tespitine konu olmuş, müslümanım diyenin kafa yorup araştırması gereken, acılara ezelden evvele tümleç olmuş, olacak şehir.
"kerbela islam'ın yoksul elinden alınıp zenginin insafına terk edildiği yerdir" .
ırak'ta bir kenttir. peygamberimizin torunu hz hüseyin'in ve yakınlarının şehit edildiği yer olması itibariyle asırlardır süren yas duygusu ile anılan bir yerdir.
Eridi can ciğerim, Haberin var mı
Kovuyorsan giderim, dileğin var mı ?
Unutur sandım seni, unutulmadı
Deli kalbim ağlamak için yaratılmadı
Sevdiğimden şüphen olmasın, şahidi bende
Kalbim hala ilk günahı aldığı yerde
Kerbeladır, aşk yalandır, unutur sanma
Bak bu gönlüm, her gördüğünde seni titriyor hala
çayyolu devlet tiyatrosunda sergilenen oyun, tiyatroyu sevmeyen, sıkıcı bulan bünyelere bile ısrarla tavsiye edilir.
oyun 3 saati bulmaktadır, genellikle karanlık bir sahne ama oyunculuklar, makyaj, müzikler, ağıtlar öyle içten ki tiyatroda ağır gelen o şiirsel anlatım burda sizi büyülüyor, müzikler içinizi parçalıyor.
özellikle bu iç yakan tarihsel olay hakkında daha çok bilgi sahibi olunmasına yardımcı oluyor oyun, oyun bir harika başından sonuna kadar tüyleriniz diken diken, içiniz yaralı izliyorsunuz, insanlar bunları nasıl yapar diye ve belki bazıları için anlam ifade etmeyebilir ama özellikle Hz.Muhammed'in torunlarına bunlar nasıl yapılır, çöl ortasında susuzluk nasıl yaşatılır diye içiniz sıkışıyor, sıkışıyor ve doyamıyorsunuz izlemeye, ağlamaya.
tüm salon ağladık, ön sıramda oturan genç bir erkek hıçkırıklara boğuldu, alevilikten, sunilikten, şiilikten değil,insan olmak kıyıyor içinizi, dayanamıyorsunuz.kısacası mutlaka gidilip görülmesi gereken bir oyun...
(Arapça: Karbala) Irak'ın bir şehri. Bağdat'ın 100 km güneybatısındadır. 2003 sayımına göre nüfusu 572,300'dür. El Kerbela eyaletinin başkentidir. Müslümanlığın Şii ve Alevi Mezheplerine göre Mekke, Medine ve Necef'ten sonraki en kutsal şehirdir. Kerbela Savaşı (Kerbela Olayı) burada cereyan etmiştir.
ilki olmadıgı gibi sonuda olmamıştır.ehlibeyt soyunda olup onun yolunda,ali yolunda var olanların katlediliş yeridir.
yezidin susuzca 12 imamı şehit edilşidir.son bulmamıştır devam etmiştir günümüze kadar,maraş,çorum,sivas,gazi,ümraniye hala devam etmekdedir.yezidin adı degişmekte kerbalanın adı degişmektedir birtek,
cem evilerimizde olayı anlatan,zakirlerin seslendirip canların tüyleleinin ürperdigi ve göz yaşı döküp yezide lanet okudukalrı mersiyelerden biri
Bu gün matem günü geldi
Ah Hasanım vah Hüseyinim
Senin derdim bağrım deldi
Ah Hasanım vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan, Şah Hüseyin&im, vah Hüseyinim
Bizimle gelenler gelsin
Serini meydana koysun
Hüseyin&le şehit olsun
Ah Hasanım, vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
Kerbelanın yazıları
Şehit düştü gazileri
Fatma Ana kuzuları
Ah Hasanım, vah Hüseyin;im
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
Kerbelanın önü düzdür
Geceler bana gündüzdür
Şah Kerbelada yalnızdır
Ah Hasanm, vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
Gökte yıldız paralandı
Şehribanu karalandı
Şah Hüseyin yaralandı
Ah Hasanım, vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
Bir su verin masum cana
Zalim içti kana kana
Fatma Ana yana yana
Ah Hasanım vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
Boz bulanık puslu dağlar
Virandır bahçeler bağlar
Şah Hatayim durmaz ağlar
Ah Hasanım, vah Hüseyinim
Şehit olmuş Şah-ı Merdan Şah Hüseyinim, vah Hüseyinim
ankara dt nin en iyi oyunlarından biri. özellikle 2.perdede sonra ve özellikle kerbela da yaşanan zulmün anlatıldığı yer oldukça etkileyici. oyunculuklar ve dekor muhteşem. kısaca gidilmesi gereken bir oyun...
10 ekim 680 (10 muharrem 61) tarihinde bugünkü ırak sınırları içindeki kerbela şehrinde, islam peygamberi muhammed'in torunu hüseyin bin ali'ye bağlı küçük bir birlik ile emevi halifesi ı. yezid'e bağlı ordu arasında cereyan etmiştir.bu savaş şii ve alevi inanışının belkemiğini oluşturan en önemli olaylardan biridir. peygamberin kızı fatıma 'nın peygamberin kuzeni ali'den olma oğlu olan hüseyin'in ölümü, şiilerce her sene aşure günü'nde yad edilir.
islam peygamberi hz. muhammed'in (s.a.v.) 632 yılında vefat etmesinden sonra müslüman toplumunun başına kimin geçeceği kaygısı baş gösterdi. müslümanların bir kısmı ilk olarak *'in halifeliğini kabul ettiler. ebu bekir'den sonra sırasıyla ömer bin hattab, osman bin affan ve ali bin ebu talib'in halifeliğini kabul ettiler. bununla beraber bir kısım müslümanlar peygamberin kuzeni ve damadı olan, çocukluğundan itibaren peygamberin evinde büyümüş ve onu korumak için kendi hayatını tehlikeye atmış olan ali'nin ilk halifelik için daha doğru bir seçim olduğunu düşünüyorlardı.
müslümanların bir kısmı hz.ali'nin yanlış olduğunu düşünmekle beraber kendinden önceki halifeleri kabul ettiğine inanırlar. bununla beraber kendi halifeliğine kadar hiçbir savaşa katılmayışı diğerlerini halife olarak kabul etmediğine yorulur.(ancak allah'ın aslanı,hayber'in fatih'i ali'nin savaşlara kısmen katılmasada hicaz'da hz. ömer yerine vekillik etmesi bu düşüncenin yanlışlığını ortaya çıkarır.) osman asiler tarafından öldürülünce ali başa geçti. osman'ı halife kabul edenler onun katilini bulana kadar ali'yi halife olarak kabul etmeyeceklerini söylediler ve müslüman toplumu ilk kez iç savaşa sürüklendi. islam devleti ali ve muaviye önderliğinde ikiye bölündü. ali, 661 yılında haricilerden abdurrahman bin mulcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastte hayatını kaybetti ve iktidar 20 yıllığına düşmanı ı. muaviye'nin eline geçti.
muaviye, oğlu yezid'in kendinden sonraki halife olarak kabul edilmesini daha hayatteyken garantiye almaya çalıştı. taraftarlarına yezid'e bağlılık yemini ettirdi. yezid başa geçince ilk iş olarak medine valisine bir mektup yazarak hüseyin bin ali'ye değil, kendisine itaat etmesini, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini bildirdi. bu arada hüseyin küfe'lilerden kendisine bağlılıklarını sunan mektuplar alıyordu. halife olduğunu ilan ederse hüseyin'i destekleyeceklerini söylüyorlardı. hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve küfe'deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zannetti. yaklaşık 70 taraftarı ve ailesi ile küfe'ye doğru yola çıktı.
sayıca fazla olmayan küfe'li taraftarları yezid tarafından bastırıldı. hüseyin ve beraberindekiler kerbela'da yezid'in 4500'e yakın adamıyla karşılaştılar. burada meydana gelen savaşta hüseyin ve taraftarlarının hepsi öldürüldü ve ailesi esir alındı.
şii ve alevi müslümanlığında bu olayın çok önemli yeri vardır. onlara göre ali'nin oğulları yenilmez savaşçılardır, çok yüce şahsiyetlerdir ve halifelik makamının su götürmez sahibidirler. sünni müslümanlığında da en yüce sahabelerden ve dört büyük halifeden birinin oğulları oldukları için çok yüce şahsiyetlerdir ve dini liderler olarak kabul edilirler. sünnilere göre de seçilmemiş ve zorla başa gelmiş bir halife tarafından katledilmişlerdir. *
imam hüseyin'in başı ubeydullah'ın önüne konduktan sonra ubeydullah asasıyla hüseyin'in dişlerine vurmuştur. rivayete göre göz yaşları içinde Erkamoğlu Zeyd, "Değneğini onun dudakları üzerinden çek. Allah'a yemin ederim ki ben Resulallah'ın iki dudağını bu dudakların üzerinde onları öperken görmüştüm." diyerek yakarmıştır.
hakkında yakılan türküler edilen feryatlar çekilen acıların delaletidir.
Hasan'ım ah'ı içti Lebi sükkar ah çeker
Hüseyin attan düştü kime şika ah çeker
Nerde kalmış acaba vah zülfü kara ah çeker
Ali'nin onbir oğlu yerde yatar ah çeker
Fatma ana ciğerin sızlar sızlar ah çeker
Hüseyin attan düştü sahrayı Kerbelaya
Cibir kurban haber ver sultanı Evliya'ya
Yektir Ali
Tektir Ali
Şah'tır Ali
Ali Ali cansın Ali
Ali Ali yar Ali
Medine dağlarında susamlar sümbül ağlar
Dağlar inim inim iniler
Sular serhoş sel ağlar
Cümle kuşlar figanda
Vah dertli bülbül ağlar
Viranede baykuşlar Hu çeker yıl ağlar
Kerbelaya kulak ver sahra ağlar çöl ağlar
Lanet olsun Yezid'e
Şahı gerdap ağlar
Ey Murtaza gel yetiş binekte Düldül ağlar
Hasan'ım ah'ı içmiş gözyaşları sel ağlar
Kerbela imdat ister gözederler yol ağlar
Hüseyin attan düştü sahrayı Kerbelaya
Cibir kurban haber ver sultanı Embiya'ya
Yektir Ali
Tektir Ali
Şah'dır Ali
Ali Ali can Ali
Ali Ali yar Ali
Hicretin dördüncü yılı.
Birer yıl arayla Medine'de iki doğum,
iki bayram, iki ay parçası...
Yeryüzünün en hayırlı dedesinin gözbebekleri doğuyor.
Rasûl-üs Sakaleyn'in kokladığı reyhanları
Fatıma't-üz Zehrâ'nın körpecik fidanları
Ali'yi Mürteza'nın eşsiz kahramanları doğuyor.
Cennet gençliğinin iki seyyidi.
Ehl-i Beyt'in ilk nazlı çiçekleri...
iki ay parçası, "merhaba" diyor o incecik sesiyle
isimlerini Rahman koyuyor, Cebrail nefesiyle
Siz onlara Allah'ın iki lütfu diyin;
Birinin adı Hasan; diğerinin Hüseyin.
Zaman, saadetli günleri yaprak yaprak okurken
Onlar peygamber dizinde büyüdüler
Ve zaten onlar semâda büyüktüler.
Bir gün peygamberlerin incisi oturuyorlar.
Hasan'la Hüseyin
Birbirlerini yakalama oyununda...Buyurdular;
" Ha Gayret Hasan! Göreyim seni, yakala Hüseyin'i."
Hz. Ali; " Ya rasulAllah!diyor,
" Hüseyin'den taraf olmanız gerekmez mi?
Hüseyin daha küçük."
Rasulullah buyuruyorlar;
" Baksana! Cebrail de Hüseyin'i tutuyor;
Ha gayret Hüseyin! Göreyim seni diyor."
Yine birgün,
Efendimiz, ashabıyla yürüyorlar.
Hz. Hüseyin çocuklarla oynuyor.
Peygamberimiz, ellerini açıyor;
Tutmak için Hüseyin'i
Hz. Hüseyin, bir oraya bir buraya kaçıyor.
Ve gülerek yakalıyor onu, Nebiler serveri.
Bir elini kafasının arkasına,
Öbür elini, çenesinin altına koyup öpüyor, kokluyor, öpüyor.
Sonra zamana ve mekana sesleniyor;
" Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim!
Allah'ı seven Hüseyin'i sever!
Hüseyin, torunlardan bir torundur."
Ve bir gün Cebrail bir haberle gelir;
Hüseyin Fırat kıyısında şehit edilecektir.
Orası, üzüntülü, tasalı, mihnetli ve belalı bir yerdir.
Kerb-ü beladır!
Orası Kerbeladır!
Hicretin altmış birinci yılı.
Aylardan Muharrem...
Kan renginde fırat.
Kan renginde yakamoz.
Ve dudaklar susuz,
Yürekler susuz...
Kerbelada bir oğul var,
Yoluna oğullar feda.
Bir torun, Kerbelada...
Dedesinden elli yıl uzakta.
Onun gibi bembeyaz giyimli
Bembeyaz yüzlü.
Atının üzerinden sesleniyor
Kalpleri mühürlü olanlara
Merhametten yoksun olanlara;
" Ben Peygamberiniz Aleyhisselamın kızının oğlu değil miyim?
Ben Hz.Muhammed Mustafa'nın torunu değil miyim?
Şehitler seyyidi Hamza, babamın amcası değil mi?
Çift kanatlı şehit Cafer, benim amcam değil mi?"
Kerbelada bir oğul var,
Çevresinde Yeminler ediliyor şehadete.
Ve birbir toprağa düşüyor yiğitler
Ehl-i Beyt'in solan ilk çiçeği Aliyyül Ekber'di.
Sonra sıra sıra soldu civanlar;
Avn b. Abdullah b. Cafer,
Muhammed b. Abdullah b. Cafer,
Abdurrahman b. Akîl,
Cafer b. Akîl...
işte bakın, biri daha yürüyor ölüme;
Hz. Hasan'ın oğlu Kâsım!
Onun da yüzü ay parçası.
Elinde kılıç, üzerinde gömlek ve pelerin.
Ayak sandallarından birisinin bağı kopmuş.
Başına bir kılıç iniyor,
Ve " Amca!diyerek yüz üstü düşüyor kerbela'ya.
Kerbela'da bir oğul var
Bir şahin var.
Kucağında üç yaşında bir seyyid;
Adı abdullah!
Ve bir ok, Abdullah'ı boğazından vuruyor
Hz. Hüseyin, kanla dolan avuçlarını yere boşaltıyor
" Yâ Rab!diyor.
" Bize göklerden yardım etmeyeceksen,
Hakkımızda ondan daha hayırlısını ihsan et."
Hicretin altmış birinci yılı
Muharrem ayının onu...
Bir şehit var kerbelada
Tam otuz üç mızrak yarası,
Otuz dört kılıç yarası
Ey Muhammed'im nerdesin nerde?
Hüseyinin başı bir yerde; gövdesi bir yerde!
Bu Hz. Zeyneb'in feryadıdır dedesine;
" Ey Muhammed'im! Ey Muhammed'im!
Sana göklerdeki melekler salatü selam getiriyorlar.
Hüseyin ise şu otsuz bozkır çölde
Tozlara, topraklara, kanlara bulanmış,
Azaları kesilmiş yatıyor.
Ey Muhammedim! senin kızların esir edilmiş,
Zürriyetin hep öldürülmüş.
Sabah yelleri onların üzerine toz toprak savuruyor."
Abdullah bin Abbâs da, o gün Medinede
Rasulullah aleyhisselam'ı görür rüyada
Yanında içi
kan dolu cam bir bardak vardır,
Ve şöyle buyurur:
" Benden sonra Ümmetimin yaptığı şeyi biliyor musun?
Hüseyin'i şehit ettiler.
Bu, Onun ve ashabının kanlarıdır.
Bunu Allah'a sunacağım."
Ya RasulAllah!
Biz asırlar sonra geldik.
Eğer o gün olsaydık Kerbela'da
Allah'a kasem olsun ki
Ashabının seni koruduğu gibi
Korurduk Ehl-i Beyt'ini
Ya da o uğurda verirdik canımızı.
Bu sözümüzün bir isbatı olarak
Bu gün biz senin kapındayız.
Taşıdığımız ehl-i beyt isimleri.
Kimimiz Ali, kimimiz
fatıma
Kimimiz hasan ve hüseyin.
Ve iftiharla senin ismini taşıyor çoğumuz.
Allah ruhumuzu senin kapında
Ehl-i Beytine layık olduğumuz bir anda alsın.
Aliyi Asğar'la,
Zeynelabidin'le her asırda hüseyni çiçekler açarken
Yanaklarında peygamber busesi,
Ve her biri senden bir koku taşırken çağlara.
Allah, bizi onlardan ayırmasın.
Bizi senden ve rızasından ayırmasın.
hasanım ağu içti, leb-i sükker ah çeker
hüseyin attan düştü, kime şikar ah çeker
nerde kalmış acaba, bak zülfikar ah çeker
ali'nin on bir oğlu, yerde yatar ah çeker
fatma ana ciğeri sızlar sızlar ah çeker
hüseyin attan düştü, sahra-i kerbela'ya
cibril kurban haber ver sultan-i enbiyaya
yektir ali tektir ali şahtır ali
ali ali cansın ali
ali ali yar ali
cümle kureyş ensarı düştü ah-u figana
ali yezid boyadı çifte kuzun al kana
ey server-i enbiya sen bunu de sübhana
o gün ola göreydim yezid düşe divana
sıratta seyredeydim geçeriken o yana
hüseyin attan düştü, sahra-i kerbela'ya
cibril kurban haber ver sultan-ı enbiyaya
yektir ali tektir ali şahtır ali
ali ali cansın ali
ali ali yar ali
medine dağlarında susamla sümbül ağlar
dağlar inim iniler sular sarhoş sel ağlar
cümle kuşlar figanda vah dertli bülbül ağlar
viranede baykuşlar hû çeker yıl yıl ağlar
kerbelaya kulak ver sahra ağlar çöl ağlar
lanet olsun yezid'e şah-u geda kul ağlar
ey mürteza gel yetiş binekte düldül ağlar
hasanım ağu içmiş gözyaşları sel ağlar
kerbela imdat ister gözedirler yol ağlar
hüseyin attan düştü, sahra-i kerbela'ya
cibril kurban haber ver sultan-i enbiyaya
yektir ali tektir ali şahtır ali
ali ali cansın ali
ali ali yar ali