kerbela

    3.
  1. peygamberimiz hz. muhammed'in torunu olan hz. hüseyin in 62 yandaşı ile beraber öldürüldüğü yerdir.

    iki ordu * saf tutarak direk savaşa girmektense bedir savaşındaki gibi iki tarafan da çıkan cengaverlerin insanlar önünde savaşmasıyla sonuca gitmişlerdir.
    hz. hüseyin ve ashabının tamamen öldürülmüştür. bu savaştan önce hz. hüseyin ve ashabı susuz bırakılmış ve halsiz düşmüştür. hz. hüseyin in muaviye oğlu yezid e biat etmeyi reddetmesi nedeniyle meydana gelmiştir. bu olay yüzünden yezid ismi gümüzde kötülük, çirkinlik olarak kullanılmaktadır.

    sıra sıra çıka erlerden geriye kalan son ikisi hz hüseyin ve oğlu ali ekber dir. ya baba oğlu önünde ölecek ya da oğul babasının önünde.
    en son hz. hüseyin 33 mızrak ve kılıç darbesi ile yaralanır.
    kimse 34. yü vuramaz.
    çünkü o peygamberin torunudur.

    hz. hüseyin öldürüldükten sonra kesik başı yezid e sunulur. yezid de kesik başla asası ile oynar. o sırada eğitmeni ağlayarak "ya yezid. seni bunca sene yetiştirdim. ama dikkatli olasın. o oynadığın başı peygamber efendimiz defalarca öpmüştür." der.

    kerbela susuzluk demektir. çoraklık demektir. yalnızlık demektir. ayrılık demektir. göz yaşı demek, acı demektir.

    (bkz: ab-ı cesm)

    dip not: bu olayı anlamak için bırakın şii, sunni olmayı,müslüman olmaya bile gerek yoktur. koşullar, şartlar neticesinde iç sızlatır.
    12 ...
  2. 12.
  3. bir damla su verin dedi.
    yok diyorlardı
    isyan etti Hüseyin
    komutanla konuşurken
    Allahtan korkun dedi.
    şu fırat ve dicleden Yahudiler Hristiyanlar su içiyorlar..
    siz peygamber torunlarına Bir damla su vermiyosunuz..
    11 ...
  4. 1.
  5. yezid hükümranlığı zamanında yapılmıs en vahsice eylemin yapıldığı yerdir. peygamber in torunlarının ikisi de doğrudan ya da dolaylı* olarak öldürülmüs, hz. hasan ve kerbela nın acısının hatırlanmaması icin emevi hükümdarlar tarafından asure günü kavramı ortaya cıkarılmıstır.

    fakat sii ekole mensip mezhep ve tarikatler hala o gününü ve hz. hüseyin in sehit edilisinin yasını tutmaktadır.

    (bkz: 10 muharrem)
    9 ...
  6. 2.
  7. kerbela katliamını anlatan sabahat akkirazın yorumladığı eser

    hasanım ağu içti, leb-i sükker ah çeker
    hüseyin attan düştü, kime şikar ah çeker
    nerde kalmış acaba, bak zülfikar ah çeker
    ali'nin on bir oğlu, yerde yatar ah çeker
    fatma ana ciğeri sızlar sızlar ah çeker

    hüseyin attan düştü, sahra-i kerbela'ya
    cibril kurban haber ver sultan-i enbiyaya
    yektir ali tektir ali şahtır ali
    ali ali cansın ali
    ali ali yar ali

    medine dağlarında susamla sümbül ağlar
    dağlar inim iniler sular sarhoş sel ağlar
    cümle kuşlar figanda vah dertli bülbül ağlar
    viranede baykuşlar hû çeker yıl yıl ağlar
    kerbelaya kulak ver sahra ağlar çöl ağlar
    lanet olsun yezid'e şah-u geda kul ağlar
    ey mürteza gel yetiş binekte düldül ağlar
    hasanım ağu içmiş gözyaşları sel ağlar
    kerbela imdat ister gözedirler yol ağlar

    hüseyin attan düştü, sahra-i kerbela'ya
    cibril kurban haber ver sultan-i enbiyaya
    yektir ali tektir ali şahtır ali
    ali ali cansın ali
    ali ali yar ali
    10 ...
  8. 74.
  9. "Göz akıldır, kulak da gönül..
    Akıl Hasan'dır.
    Gönül de Hüseyin.
    Alem sanır ki, Kerbela'da suya hasret can verdi canım Hüseyin'im..
    Yok, yok su değil; 'Hak'tı onun istediği..
    Haktan vazgeçseydi, Fırat da onun olurdu dicle de.
    Ama o "hak" dedi, kevser'i seçti..
    Hak yoksa Fırat irin olur, Dicle de zehir;
    Hak varsa kevser'i seçersin, ne yanarsın ne de susarsın.."
    9 ...
  10. 7.
  11. Kerbelayı bir mekan zannetme sen!

    Aşurayı bir zaman addetme sen!

    Kerbela bir mektebin ünvanıdır;

    Kerbela Hak, batılın furkanıdır.
    7 ...
  12. 11.
  13. yüreklerde dinmeyen acının yaşandığı yerdir.

    hz.hüseyin (r.a.) ın yezid denen köpek tarafından vahşice şehit edildiği yerdir.
    8 ...
  14. 21.
  15. Hicretin dördüncü yılı.
    Birer yıl arayla Medine'de iki doğum,
    iki bayram, iki ay parçası...
    Yeryüzünün en hayırlı dedesinin gözbebekleri doğuyor.
    Rasûl-üs Sakaleyn'in kokladığı reyhanları
    Fatıma't-üz Zehrâ'nın körpecik fidanları
    Ali'yi Mürteza'nın eşsiz kahramanları doğuyor.
    Cennet gençliğinin iki seyyidi.
    Ehl-i Beyt'in ilk nazlı çiçekleri...
    iki ay parçası, "merhaba" diyor o incecik sesiyle
    isimlerini Rahman koyuyor, Cebrail nefesiyle
    Siz onlara Allah'ın iki lütfu diyin;
    Birinin adı Hasan; diğerinin Hüseyin.
    Zaman, saadetli günleri yaprak yaprak okurken
    Onlar peygamber dizinde büyüdüler
    Ve zaten onlar semâda büyüktüler.

    Bir gün peygamberlerin incisi oturuyorlar.
    Hasan'la Hüseyin
    Birbirlerini yakalama oyununda...Buyurdular;
    " Ha Gayret Hasan! Göreyim seni, yakala Hüseyin'i."
    Hz. Ali; " Ya rasulAllah!diyor,
    " Hüseyin'den taraf olmanız gerekmez mi?
    Hüseyin daha küçük."
    Rasulullah buyuruyorlar;
    " Baksana! Cebrail de Hüseyin'i tutuyor;
    Ha gayret Hüseyin! Göreyim seni diyor."

    Yine birgün,
    Efendimiz, ashabıyla yürüyorlar.
    Hz. Hüseyin çocuklarla oynuyor.
    Peygamberimiz, ellerini açıyor;
    Tutmak için Hüseyin'i
    Hz. Hüseyin, bir oraya bir buraya kaçıyor.
    Ve gülerek yakalıyor onu, Nebiler serveri.
    Bir elini kafasının arkasına,
    Öbür elini, çenesinin altına koyup öpüyor, kokluyor, öpüyor.
    Sonra zamana ve mekana sesleniyor;
    " Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim!
    Allah'ı seven Hüseyin'i sever!
    Hüseyin, torunlardan bir torundur."
    Ve bir gün Cebrail bir haberle gelir;
    Hüseyin Fırat kıyısında şehit edilecektir.
    Orası, üzüntülü, tasalı, mihnetli ve belalı bir yerdir.
    Kerb-ü beladır!
    Orası Kerbeladır!

    Hicretin altmış birinci yılı.
    Aylardan Muharrem...
    Kan renginde fırat.

    Kan renginde yakamoz.
    Ve dudaklar susuz,
    Yürekler susuz...
    Kerbelada bir oğul var,
    Yoluna oğullar feda.
    Bir torun, Kerbelada...
    Dedesinden elli yıl uzakta.
    Onun gibi bembeyaz giyimli
    Bembeyaz yüzlü.
    Atının üzerinden sesleniyor
    Kalpleri mühürlü olanlara
    Merhametten yoksun olanlara;
    " Ben Peygamberiniz Aleyhisselamın kızının oğlu değil miyim?
    Ben Hz.Muhammed Mustafa'nın torunu değil miyim?
    Şehitler seyyidi Hamza, babamın amcası değil mi?
    Çift kanatlı şehit Cafer, benim amcam değil mi?"

    Kerbelada bir oğul var,
    Çevresinde Yeminler ediliyor şehadete.
    Ve birbir toprağa düşüyor yiğitler
    Ehl-i Beyt'in solan ilk çiçeği Aliyyül Ekber'di.
    Sonra sıra sıra soldu civanlar;
    Avn b. Abdullah b. Cafer,
    Muhammed b. Abdullah b. Cafer,
    Abdurrahman b. Akîl,
    Cafer b. Akîl...
    işte bakın, biri daha yürüyor ölüme;
    Hz. Hasan'ın oğlu Kâsım!
    Onun da yüzü ay parçası.
    Elinde kılıç, üzerinde gömlek ve pelerin.
    Ayak sandallarından birisinin bağı kopmuş.
    Başına bir kılıç iniyor,
    Ve " Amca!diyerek yüz üstü düşüyor kerbela'ya.
    Kerbela'da bir oğul var
    Bir şahin var.
    Kucağında üç yaşında bir seyyid;
    Adı abdullah!
    Ve bir ok, Abdullah'ı boğazından vuruyor
    Hz. Hüseyin, kanla dolan avuçlarını yere boşaltıyor
    " Yâ Rab!diyor.
    " Bize göklerden yardım etmeyeceksen,
    Hakkımızda ondan daha hayırlısını ihsan et."

    Hicretin altmış birinci yılı
    Muharrem ayının onu...
    Bir şehit var kerbelada
    Tam otuz üç mızrak yarası,
    Otuz dört kılıç yarası
    Ey Muhammed'im nerdesin nerde?
    Hüseyinin başı bir yerde; gövdesi bir yerde!
    Bu Hz. Zeyneb'in feryadıdır dedesine;
    " Ey Muhammed'im! Ey Muhammed'im!

    Sana göklerdeki melekler salatü selam getiriyorlar.
    Hüseyin ise şu otsuz bozkır çölde
    Tozlara, topraklara, kanlara bulanmış,
    Azaları kesilmiş yatıyor.
    Ey Muhammedim! senin kızların esir edilmiş,
    Zürriyetin hep öldürülmüş.
    Sabah yelleri onların üzerine toz toprak savuruyor."

    Abdullah bin Abbâs da, o gün Medinede
    Rasulullah aleyhisselam'ı görür rüyada
    Yanında içi
    kan dolu cam bir bardak vardır,
    Ve şöyle buyurur:
    " Benden sonra Ümmetimin yaptığı şeyi biliyor musun?
    Hüseyin'i şehit ettiler.
    Bu, Onun ve ashabının kanlarıdır.
    Bunu Allah'a sunacağım."

    Ya RasulAllah!
    Biz asırlar sonra geldik.

    Eğer o gün olsaydık Kerbela'da
    Allah'a kasem olsun ki
    Ashabının seni koruduğu gibi
    Korurduk Ehl-i Beyt'ini
    Ya da o uğurda verirdik canımızı.
    Bu sözümüzün bir isbatı olarak
    Bu gün biz senin kapındayız.
    Taşıdığımız ehl-i beyt isimleri.
    Kimimiz Ali, kimimiz
    fatıma
    Kimimiz hasan ve hüseyin.
    Ve iftiharla senin ismini taşıyor çoğumuz.
    Allah ruhumuzu senin kapında
    Ehl-i Beytine layık olduğumuz bir anda alsın.
    Aliyi Asğar'la,
    Zeynelabidin'le her asırda hüseyni çiçekler açarken
    Yanaklarında peygamber busesi,
    Ve her biri senden bir koku taşırken çağlara.
    Allah, bizi onlardan ayırmasın.
    Bizi senden ve rızasından ayırmasın.

    Dursun Ali Erzincanlı-kerbela
    6 ...
  16. 4.
  17. imam hüseyin i vurdular
    kolunu kanadını kırdılar
    al kanlara boyadılar
    kerbelada kerbelada

    imam hüseyin susamıştı
    bir yudum su aramıştı
    ana yüreği yanmıştı
    kerbelede kerbelada

    imam hüseyin şehit oldu
    gül bahçemde güller soldu
    topraklar kan ile doldu
    kerbelada kerbelada..

    ilahisi ile anlatılan ve yürekleri dağlayan olayın ismidir.
    7 ...
  18. 23.
  19. imam hüseyin'in başı ubeydullah'ın önüne konduktan sonra ubeydullah asasıyla hüseyin'in dişlerine vurmuştur. rivayete göre göz yaşları içinde Erkamoğlu Zeyd, "Değneğini onun dudakları üzerinden çek. Allah'a yemin ederim ki ben Resulallah'ın iki dudağını bu dudakların üzerinde onları öperken görmüştüm." diyerek yakarmıştır.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük