Sahip olduğu nitelikleri abartarak söyleyen kimse için kullanılan bir deyim.
ayrıca ankaralı bir yazar arkadaşımızmış, uzun süredir de sözlüğe uğramamış.
doğum günün kutlu olsun demek istediğim anda. yeni bir yılla beraber yeni yaşa da girdin keraneci*. kutlama yaparsan vodka-kımız karışımımla kapındayım. yakınız zaten.
ne zaman görsem birilerini ankara'ya çağıran yazar. *
küçükken üst mahallenin sıpaları da, dövmek için bizim mahallenin çocuklarını kendi mahallelerine çağırırdı. aklıma o günleri getiren yazar. gerçi biz o sıpaların mına koymuştuk deplasmanda ama neyseee... *
ayrıca dinamit işiyle uğraşıyormuş anladığım kadarıyla.*
tehlikeli iş olsa gerek, riski fazladır mazallahh...
(bkz: #6554415) hangi yüzyılda yaşadığımızdan bi haber yazar. önce aynaya sonra takvime bak. boyunu ölç, bükemediğin bileği öp, ondan sonra gel derse devam edelim.
bir hırbo lafı ettiği için sözlük linç kültürüne konu edilmiş yazar. ne var arkadaş bizim burda da çok ünlüdür hırbo lafı ? adam ünlü kürt isimlerine hırbo yazdı diye bütün kürtlere hırbo demiş mi oldu, ne bu sinir ? bu sözlükte abdullah öcalan denen köpeği, pkk yı savunan yavşaklar olduğu sürece bu adam o manada demiş olsa da kimseyi bağlamaz. bu pislikleri savunanlara alkış tutup bu hırbo lafına kinlerini kusan adamlarda adam değildir zaten. ankara, ne istanbul a benzer, ne doğudaki illerimize benzer, ağzınızda p ve k lafı yanyana geldiği anda yersiniz yarrağı haberiniz olmaz.
klavye delikanlısı değildir. sadece ve sadece gerçekte söylemeye dahi g.tü yemeyenleri sanalada bülbül gibi şakırken gördüğü için sinirlenen kişidir. diyorum ya gerçekte kişilerin yüzüne karşı söyleyemeyeceğiniz cümleleri sanalda da demeyin. yok eğer "ben senin yüzüne karşı bu dediklerimi söylerim" dersen buyur beklerim. ama diyorum ya elimi öpmek zorunda kalacaksınız. bu kadar da iddialayım!
sonradan eklenen edit; bir de sürekli kabadayı takılıyor. yani nasıl bir yüzü varsa kimse cesaret edip tek kelime edemiyor hani. beni evden aldırıp, kafa mı sıkar mı acaba diye düşünüyorum. yoksa memati mi...
yüzüne karşı edemeyecekleri lafları özel mesaj ve nick altından edenlere selam eden faşist kişidir. der ki: "ey mendeburlar, madem yüreğiniz managal gibi, gelin de sanalda sarf ettiğiniz sözleri yüzüme karşı deyüverin hele" var mı siz de o yürek? o yürek yoksa boşa konuşmayacaksın arkadaş! hepinizle de iddiaya giriyorum, burada yazdıklarınızın hiçibirini yüzüme karşı diyemezsiniz. hatta daha da ileriye gidiyorum, karşı karşıya geldiğimiz vakit ellimi öptürceğim size!
ingiliz palyaçosu, şu padişahın halini bir gör,
yurdun sinesine tohumu esaret ekiyor.
yuları bir puşt elinde, beşere çifte atıyor,
bir mısır eşeğini bak sekiz at zor çekiyor.
keramet der ne zırvalar dursun,
madem alakadar değil de ne altımda anırır tebelleş olursun,
üstadın denen çakala ölü dedim diye mi kudurursun,
senin üstadın puşt sen daha çok rezili rüsvay olursun.
bana hırsız demişsin ispatlaymazsan deyyussun,
kendini kasma iki üçü s.kik beyit için basur olursun,
mabadına acı bu gidişle hastahanelik olursun,
tanımadan işeme keramet dergahına yamulursun,
şu yazdıklarımı oku belki adam olursun!
muhammed nebi aşkına ! hayber kalesinin kapısını tek darbede yere çalan ali' nin aşkına ! allah-u ekber ! gülbank çeeeeeek ! haydi, ya allah !
görüyorum ki, hiçbir hareketim seninle alakadar olmadığı halde, ciğerine neşter gibi saplanıyor ve sanki başının üstünde hayali bir ip varmış gibi kudurtuyor...
ve görüyorum ki, hala kaşınmakta tatlı ve sivilceli popon, '' ben kaşınmak isterün, dertli gönüllere şifa veren kalenderiyye dervişi, gel de kaşı beni '' deyu deyu inler durursun...
sokakları arşınladıkça bir kırmızı sivilcecik düşer kıl yumağıyla çevrili poponun üstünden arza, ve katre katre dağılır asfaltın üsünde...
biliyorum, seni insanlar bu hale getirdi !
ve hatta baban seni 5 yaşındayken hortumla dövüyordu ? ve hatta biz de çok fakirdik, zeytini altıya bölüp yerdik...
biliyorum, bu denli canavarlaşmana sebep insanlar ! farkındayım, yaşadığın acı hatıraları faşizanlığınla bertaraf etmek niyetindesin !
ama bir de şiir yazmaya niyet etmişsin,
sana bir şey diyeyim mi göt ?
şiir herkesin diline, eline yakışmaz;
şiir, yüksek sanat işidir, köpeklerin patilerine ve salya akıtan ağızlara yakışmaz...
senin gibi '' do-re-mi-fa '' cephesinden haykıran smokinli salon kedileri kafiye yapınca, mundar oluyor bütün kelamlar, harfler...
be hey sanat hırsızı,
be hey üretme kabızı,
birazcık efendi ol,
zehir etme şu yazı...
hihohohah !
vakti ile vardı burada bıyıklı biri yine,
sağa sola müfteri der saldırırdı ibine,
bir duyduk silik yemiş dönmüş inine,
ama gördük ki yine gelmiş nickim dibine.
at süt içmiş isem bundan sana ne,
bir de kendi içtiği at sidiğinden tavsiye etmiş deva diye bana ne.
tamam vahideddinim sen yine git kulakların dikine,
unutma ki bu kafayla daha çok gidersin cehennemin dibine.
üç hece ölçüşüsüyle bile şiir yazabilen* bir dahiye, denyo diyebilecek kadar uçmuştur*.
yaşasaydı, karşısında tek kelime dahi edemeyecek bir insan, gelin görünki kendisi hakkında denyo yazabilmektedir. üstadın türklüğüne laf etmeden önce, üstadın soyunu araştırmasını tavsiye ederim kendine. kendi soyunun gidemediği yerlere gittiğini görünce üstadın mısraları kulağında çınlayacaktır...
"oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim,
Allah Türk'e acısın, yalnız bunu dilerim..."
ayrıca üstad türklüğe hakaretten yargılanırken yaptığı savunmayı okuduğunda, kızarıp bozaracaktır, montaj bunlar diyecektir. "aaa ulan bak açık verdi ehehe" dediğini duyar gibiyim... üstad türklüğe hakaretten yargılanmış diyecektir kendileri, hatta hüküm bile giydiğine inanacaktır hiç araştırmadan. (bkz: yol almak)
necip fazıl'a denyo diyebildiğine göre oldukça etkileyici bir sanat geçmişi ve bilgi birikimi(!) olduğunu düşündüğüm yazar. aksi halde boş konuştuğunu düşüneceğim yazar.