kenevir

    65.
  1. keneviri biliyorsunuz, kenevir denildiğinde aklınıza hemen uyuşturucu şeyler geliyor ve abd'nin tüm dünyada uyguladığı yasaklar.
    kenevir eken, üreten ülkelere uygulanan ambargolar.

    bugün reis çıktı dedi ki;
    "kenevir ithal ediyoruz, kenevir üretimimizi kendimiz yapalım..."
    (bkz: türkiye nin kenevir üretimine başlaması)

    tabi ki kendimiz yapalım, buna destek vermeyen net olarak vatan hainidir.

    önce kenevir ile ilgili algıları yıkalım. kenevir uyuşturucu bir ürün değil, dünyanın her yerinde kolayca yetiştirilebilecek endüstriyel ve faydalı bir tarım ürünüdür.

    kenevirin faydaları saymakla bitmez.

    •kenevir bol miktarda oksijen üretir, 1 dönüm eklili kenevir, 25 dönüm orman kadar oksijen üretebilir.

    •1 dönüm ekili kenevirden 4 dönüm ağaca eş miktarda kağıt üretilebilir.
    ayrıca kenevirde üretilen kağıt tam 8 kez dönüştürülebilirken, ağaçtan üretilen kağıt 3-4 kez dönüştürülebilir.
    kağıt üretilecek kenevir 3-4 ayda yetişirken, kağıt üretilecek bir ağaç için 20 yıl gerekir.

    •kenevir ortamdaki radyasyonu temizleme özelliğine sahiptir.

    •kenevir bitkisi kendini böceklerden koruyabilme özelliğine sahiptir, böylece kenevir yetiştirmek için herhangi bir tarım ilacına gerek duyulmaz.

    •Kenevir, AiDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır.

    •kenevirin protein değeri yüksektir, üretim maliyeti soyadan dahi ucuzdur.

    •kenevir ile beslenen hayvanlar hormon takviyesine ve katkı maddesine(süt yemi vb) ihtiyaç duymazlar.

    •plastik ürünlerin tamamı kenevirden üretilebilir, kenevir otomotiv sektöründe de araç gövdesi imalatında kullanılabilir, ayrıca binalarda yalıtım amaçlı kullanılabilir.

    •kenevir kozmetik sektöründe kullanılabilir, kenevirden üretilen kozmetik ürünleri dönüştürülebilir ayrıca doğayı kirletmez...

    ve bunlar gibi daha bir sürü özellik...

    ama bize ne anlattılar?
    kenevir=uyuşturucu=esrar=haşhaş=marihuana...

    öcü gibi korkuttular tüm dünyayı, baskı altına aldılar, kenevir ekimine ve üretimine sınırlama getirdiler ki, kenevir yukarıdaki özellikleri için endüstriyel amaçlı kullanılmasın.

    oysa, oysa ki amerika'da 19. yüzyıl sonlarına kadar kenevir ekimi çiftçiler için zorunluydu.
    tarlasına kenevir ekmeyen çiftçilere ceza verilirdi.

    hatta...
    hatta amerikan dolarında kenevir resmi, kenevir tarlası, kenevir çiftçisi vardı.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1791219/+

    yukarıdaki kenevir resimli 10 abd doları 1914 yılına kadar tedavülde kalmıştır.

    1914 evet, 1914'ten sonra kaldırılmış yerine üzerinde kenevir olmayan başka banknot getirilmiş.
    çünkü abd hükümeti kenevire savaş açmış...

    abd kenevire neden savaş açmış?
    çünkü kenevirin endüstriyel bir bitki olduğu, sanayileşen dünyada olmazsa olmaz bir hammadde olduğu iyice ayyuka çıkmış.
    çünkü kenevir yaygın olsa daha az petrole ihtiyaç duyulacak, daha az kimyevi madde ve ilaç ihtiyacı olacak.

    bu da rockefeller başkanlığındaki küresel çetenin işine gelmemiş tabi.

    abd'de kenevir yasaklandı çünkü;

    •Rockefeller, dünyanın en zengin adamıydı. Petrol şirketi vardı. Bio yakıt olan kenevir yağı da, elbette onun en büyük düşmanıydı.

    •Mellon, Dupont şirketinin ana hissedarıydı ve petrol ürünlerinden plastik üretmek için patente sahipti. Ve kenevir endüstrisi, onun pazarını tehdit ediyordu.
    (bkz: dünya tarım piyasasının hakimi küresel şirketler)

    •medya patronu hearts'un ormanları vardı ve kağıt imalatı yapıyordu.

    •eğer kenevir yasaklanmasaydı monsanto dünyanın başına bela olmaz, dünyayı kendisine, ürettiği zehirlere muhtaç bırakamazdı.
    (bkz: monsanto/#39117773)

    şu bir gerçek ki kenevir dünya için endüstri için, insanlık için faydalı bir üründür.
    lakin küresel çete 100 yıldan fazla bir süredir keneviri dünya çapında yasaklamış, kenevir üretimini kısıtlamış, bunun jandarmalığını da abd'ye yaptırmıştır.

    bugün türkiye ancak ve ancak abd'nin belirleyebileceği miktarda kenevir üretebilir ve/veya ithal edebilir, türkiye'de dahil olmak üzre sınırsız bir şekilde kenevir üretmek, bu keneviri endüstriyel ürün olarak kullanmak isteyen her ülke abd ile savaşmayı göze almalıdır.

    şayet sayın erdoğan bu konuda samimiyse, her türlü destekleriz...

    ama ne yazık ki samimi olduğuna inanmıyorum, popülist söylemde bulunuyor yine her zamanki gibi.
    daha burnumuzun dibindeki pkk kamplarına giremiyoruz abd müsade etmeden. kenevir mi üreteceğiz?
    16 ...
  2. 55.
  3. işte bunlar hep Amerika'nın oyunu.

    "Kenevir kadar yararlı bir bitki neden yasak?

    Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar. Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir dört ayda… Kenevir 8 kez kâğıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere… Dönüşümlü ziraatta uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir. Çok az suya ihtiyaç duyar. Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Tüm petrokimya ürünleri yenilenebilir olarak kenevirden daha ucuza üretilebilir.

    Dünyanın bizi üzerinden silkelemesine çok az kaldı. Bu nüfus artışıyla, bu tavırda tüketmeye devam edersek tekmeyi yiyeceğiz. Ağaçları yok ettik, dereleri kuruttuk, atmosferi kirlettik, plastik çöplerimiz biz gitsek bile milyon yıl yok olmayacak. Tüm dünyayı beton ve çelik ile ördük. Şehirlerimize gökyüzünden baktığımızda, yaşadığımız beton içinde nasıl nefes alabildiğimize şaşırmamak mümkün değil. 1974 yılında Almanya’da bir yıl yaşamıştım. Bulunduğumuz kasabayı planlayanlar, etrafını çember gibi orman ile örmüşlerdi. Ormanı gördüğümdeki şaşkınlığımı hala unutamam. Bu orman insan eliyle oluşturulmuştu ve inanılmaz büyüktü. Leylak ağaçlarını saymaya kalkmıştım umutsuzca. Lakin sayılmayacak kadar uçsuz bucaksızdı orman. Almanlar bizim yıllardır yok ettiğimiz doğal ormanlarımıza özenip, yapay ormanlar oluşturmuşlardı. Ormanın içinde dağ çileği ve yabani mantar bile vardı. Aileler hafta içi çalışır, hafta sonu bu ormanın içinde toprakla haşır neşir olur, halk havuzunda yüzer, alışverişini yapıp evine dönerdi. Ve inanılmaz bir şekilde arkalarında tek bir çöp bırakmazlardı. Hafta sonları çilek, mantar toplamanın keyfini hala unutamam ve hatırlarım.
    Batı ülkeleri sanayileşmeye ve şehirleşmeye bizden önce başladı. Biz de onları takip edip şehirleştik. Ama onlar şehirlerini ormanla çevrelerken, biz doğamızı bitirdik, ormanımızı kestik, yaktık, tarlalarımızı söktük. Sıra şehir ve doğal parklarımıza, dağlarımıza geldi. Bu arada, dünyanın tahıl ambarı olan Anadolu’muza şimdilerde buğday bile ithal ediyor-muşuz. Ne mutlu bize…

    Şimdi, bizim iki-üç kuşaktır uyuduğumuz bu uykudan uyanma saatindeyiz. Yıllardır katlettiğimiz doğa, bizden öcünü almadan bir şeyler yapmalıyız. Doğa katliamını engellemeliyiz, ağaçları kurtarmalıyız, tekrar doğal besin ve doğal ilaç kullanımına geçmeliyiz. Bu niyetle neler yapabileceğimize göz atmaya çalışırken, bilmediğim bazı şeyler keşfettim. Ben şaşırdım, amacım biraz da sizi şaşırtmak…

    Konuğumuz Kenevir… Hani ekimi yasak olup, özel izinle üretilen, uyuşturucu sınıfından sayılan bu bitki, meğer masummuş… Hak etmediği bir sicil ile fişlenmiş emperyalizm tarafından. Kenevir, insanlık tarihini en eski bitkilerinden. Kenevir, dişisi ve erkeği gözle ayırt edilebilen tek bitki.

    Kenevirin kullanıldığı sektörleri sıralayalım:

    ilaç yapımında,
    Kâğıt yapımında,
    Yakıt yapımında, (bio yakıt)
    Kumaş yapımında,
    Otomotiv sektöründe,
    Petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif,
    Kozmetik ve sabun yapımında… hemp01

    AiDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma, glokom, artrit, romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılan kenevirin etken maddesi olan THC’nin sentetiği, gerçeğinin yarısı kadar iyileştirebiliyor. Bazı doktorlar bilinçaltı temizliği için kenevirin tek yöntem olduğunu söylüyor. Eski yıllarda, eski medeniyetlerde bu gerekçe ile yoğun olarak kullanılıyordu. Kenevir bataklık kurutmada çok etkilidir. Radyasyon temizleyicidir. Olağanüstü miktarda Oksijen üretir. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.
    Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar. Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir dört ayda… Kenevir 8 kez kâğıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere… Dönüşümlü ziraatta uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir. Çok az suya ihtiyaç duyar. Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Yani kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşsa tarım ilacı sektörüne de gerek kalmaz!

    Kanvas kelimesi kenevir ürünlerin adıdır, ilk kot pantolon kenevirden yapılmıştır. Sicim, ip, halat, çuval, çanta, halı, torba, döşeme, ayakkabı, şapka yapımında dayanıklı ve idealdir. Tohumunun besin değeri ideal, protein değeri çok yüksek, içindeki iki yağ asidi doğada başka hiç bir yerde yok ve kolesterol dostu. Omega 3-6-9 yağlarını taşıyor. Soyadan çok daha ucuza üretilebiliyor. Hayvan beslemekte ideal bir besin. Onunla beslenen hayvanlarda hormon takviyesine gerek yok. Şu anda hormonlarla ve kimyasallarla dolu fastfood reklamları serbest ama, kenevir kotunun reklamını yapmak yasak! Yani kimyasal olan yasal, doğal olan yasak… Yararlı olan hapiste, zararlı olan ise özgür ve serbest.

    Plastikten elde edilen ürünlerin tümü daha sağlıkla ve kolaylıkla kenevirden üretilebiliyor. Kenevir plastiği çok kolayca doğaya dönüşebiliyor. Plastik ise doğada bir milyon yılda yok olmayacak kadar zararlı. Gövdesi kenevirden yapılan arabaların dayanıklılığı çelikten on kat fazladır. Kenevir bazlı asfaltlar asırlarca bozulmadan kalabiliyor. Binaların yalıtımında kullanıldığında son derece dayanıklı, ucuz, esnek ve zararsız. Boya ve vernik üretiminde olağanüstü ucuz ve verimli, dayanıklılık etkileri var. Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetikler doğa dostu ve suları kirletmiyor. Bunları öğrendiğimde, sanayi ve ilaç sektörü, petrol ve suni kimyasallar ile kurulmasaydı dünya bugün hangi durumda olurdu diye hayal ettim ve gözyaşlarıma engel olamadım. Dünya anamız bizi affetsin…

    Kenevirin bu özellikleri bilinmiyor muydu da biz petrole ve kimyasala dayalı bir medeniyet kurduk?

    Elbette biliniyordu ve tüm yan ürünleriyle kenevir, bir zamanlar dünyada önemli bir üretim bitkisiydi, kullanım alanı çok genişti. Ekolojik, çok faydalı ve kullanım alanı saymakla bitmeyen bu bitkiye ne oldu da bugün yasak? Bugün üretimi yasak olan kenevir,18. yüzyılda Amerika’da zorunlu olarak yetiştiriliyordu. Kenevir üretmeyen çiftçi hapse bile atılıyordu. Bugünse üreten hapse atılıyor… Nasıl bu hale geldi, merak ediyorsanız bir bakalım öyküsüne: Bu öyküde tanıdığımız isimler var yine…

    * Amerika’da 1900’lü yılların altın madeni sahibi, siyasetçi, yayıncı, film yapımcısı W. R. Hearst, ülke çapında gazete, dergilerin ve medyanın sahibiydi. Kâğıt üreticiliği yapıyordu ve ormanları vardı. Kenevirden yapılan kâğıt yüzünden milyonlarca dolar kaybedecekti.

    * Rockefeller dünyanın en zengin adamıydı ve petrol şirketi vardı, bio yakıt kenevir yağı onun en büyük rakibiydi. ilaç sektöründeki kenevir bazlı doğal ürünler de düşman edilmişti Rockefeller tarafından.

    * Dupont şirketi ana hissedarı Mellon, petrol ürünlerinden plastik üretmek için patentler almıştı. Plastik, selofan, naylon, metanol, rayon, dakron artık petrolden üretilecekti. Ama kenevir endüstrisi Dupont’un pazar payına yüzde seksen engel oluyordu. Derken, birden Andrew Mellon, ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı oluverdi. Yeğenini de Federal Narkotik Bürosunun başına atadı. Hearst, Dupont sahibi Mellon, Rockefeller ve ilaç firmaları, kendi aralarında yaptıkları toplantılarda, kenevirin milyonlarca dolarlık imparatorluklarını tehdit eden düşman olduğuna karar verdiler. Kenevir ortadan kalkmalıydı. Meksikalıların kullandığı argo bir kelime olan Marihuana sözcüğünü, Hearst’ün gazeteleri aracılığıyla en tehlikeli uyuşturucusu olarak beyinlere kazıdılar. Marihuana ismiyle kenevirin aynı şey olduğunu tüm insanlara unutturmak istiyorlardı ve başardılar. Marihuana’yı yasaklatmayı başardıklarında keneviri yasaklatmış oldular. Karar verildiğinde komitede olan doktor bile keneviri yasakladıklarını bilmiyordu.
    Kitaplar, dergiler, filmler ile sürdürülen kampanyada, marihuana hakkında sahte raporlar ve veriler kullanıldı. 1930’lu yıllardı ve halk eğitimsizdi, subliminal yöntemler konusunda cahildi. Irkçılık henüz bitmemişti ve bu kişiler aynı zamanda ırkçılık üzerinden de kampanya yapıyorlardı. Kenevir ilaçları yasaklandı, kenevir en tehlikeli uyuşturucu olarak haksız yere fişlendi. Tek bir marihuana sigarası satmak bile ömür boyu hapis demekti. Kenevir ilaçları tıp dünyasından çekilerek yerine bugünün öldürücü kimyasal ilaçları geldi. Kâğıt, ormandan üretilmeye başlandı ve tüm dünyada ormanlar katledildi. Petrol yakıtı, egzoz gazlarıyla atmosferi geri dönülemez şekilde tahrip etti, zehirledi. Doğal rezervlerimiz hızla tükendi, dünyanın dengesi bozuldu.

    Plastik ve naylon ürünler dünyayı ve denizleri çöplüğe çevirdi. Kenevir yerine kullanılan pamuk nedeniyle kullanılan tarım ilaçları ile zehirlenme ve kanser arttı. Bugün kenevir yasaklı olduğu için, yasadışı kenevir üretimi üzerinden kara para kazanan çok sayıda insan var. Bu paranın kullanıldığı yasadışı örgütler var. insanların bazen hayatlarına bile mal olan bu ticaret yüzünden kontrol edilemeyen çıkar ilişkileri ile uluslararası kaçakçılıklar var. Varlığının faydaları çok, yasaklanması nedeniyle ise ülke bazında ve global olarak inanılmaz derecede zarar var. Dünyayı petrokimya ve zararlı kimyasallar ile kirletmek yerine, kenevirin üretimini disiplinli bir kontrol ile yapabilseydik, bugün çok daha güzel bir dünyada yaşıyor olacaktık belki de… Hala da geç kalmış değiliz aslında. Dünyayı kurtarmak için neden olmasın? Keneviri temize çıkarıp, beraat ettirsek mi acaba?"
    7 ...
  4. 72.
  5. Kenevirin halüsinasyon gösterdiğini sanan yazar sallaması. Güzel espri ama yanlış başlık .d
    6 ...
  6. 9.
  7. Yeşil Hazine: Kenevir

    Savunanlar, giyim sektöründeki yerini, kâğıt yapımında kullanılabilmesi nedeniyle ağaç katliamını önlemesini, yakıt ve ilaç sanayiindeki katkılarını öne sürüyorlar. Karşı çıkanlar ise, uyuşturucu etkisine dikkati çekiyorlar. Tarihin ilk zamanlarından beri var olan kenevir, artıları ve eksileriyle birçok tartışmaya konu oluyor...


    Sıcak ülkelerde yetişen kenevir yaprağı


    Kenevir, tarım alanında son yılların en önemli keşiflerinden biri... Halk arasında daha çok uyuşturucu maddelerin yapımında kullanıldığından, "günah bitkisi" diye anılıyor. O nedenle de, insanlık için gerçek yararları ne yazık ki pek bilinmiyor. Birçok ülke, kenevir bitkisinin (Cannabis sativa) ekimini ve yetiştirilmesini yasaklamış durumda. Bazı Batı Avrupa ülkelerinde, sadece deney amaçlı kullanım için ilgili bakanlıktan alınan özel izinlerle ekimi yapılıyor. Doğanın bir parçası olan bir bitkinin bu denli denetim altında tutulmasının nedeni ise, içerdiği bir maddeden kaynaklanıyor: Thc (tetraidrocannabinolo)... Doğal kenevir az miktarda Thc içeriyor ve bu nedenle de asla uyuşturucuya dönüştürülemiyor. Öte yandan, tarladan elde edilen kenevir liflerinden, tekstil sanayiinde, çekirdeklerinden de kozmetik sektöründe yararlanılıyor. Odunsu sapı ise, kâğıt ve kumaş üretiminde kullanılıyor. Kısaca kenevir, derisinden, etinden, sütünden yararlanılan bir çeşit büyükbaş hayvan olarak nitelendirilebilir. Ana maddesi kenevir olan keten giysiler, hafiflikleri ve terletmemesi nedeniyle, tüm dünyadaki modacıların kreasyonlarında yer alıyor. Hatta, isviçre'de "Her şey kenevirden" adlı mağazada, kitaptan şampuana ve biraya kadar birçok ürün kenevirden üretiliyor. Kenevirle yakından ilgilenen en ilginç sektör ise otomotiv sanayi. Son üretilen Opel Astra'nın kaplamasında hangi bitkiden yararlanıldı dersiniz?
    "Kâğıt, kumaş ve gıda ürünlerinin yapımına, endüstriyel ve özel enerji üretimine katkısı olan ve aynı zamanda havayı temizlerken toprağı besleyen bir tek doğal kaynak bulunuyor: marihuana yani kenevir." Bu cümlenin sahibi 50 yaşındaki Jack Herer, birçok engellemeye rağmen halen faaliyet gösteren Hemp'in (Help end marijuana prohibition) 20 yaşından beri önderi. Hemp, Amerika'da yasaklanamayan en önemli gruplardan biri. Herer, kenevirin en ateşli savunucularından... Bazı botanikçiler, çevre ve tarım bilimciler de onunla aynı kanıyı paylaşıyorlar. Öte yandan, Almanya'da bulunan çevre bilimleriyle ilgili bir enstitüde yapılan araştırmaya göre, kenevir, elverişsiz topraklarda ve bataklık bölgelerde yetiştirilebilen ender bitkilerden biri. Araştırmada varılan bir başka sonuca göre, derinlerde filizlenen kökleri toprağın verimliliğini artırıyor. Ayrıca, pamuk gibi lifli bitkilerin tarladan toplanmadan önce %50'si ziyan olabili-yor. Ama araştırma, kenevirin çürümeye yol açan asalakların saldırısına daha az maruz kaldığını gösteriyor.

    Kenevir


    Kenevirin kullanım alanlarını daha iyi inceleyebilmek için uygarlığın ilk dönemlerine bakmak yeterli. Örneğin, 1920'li yılların sonlarına kadar giysi için üretilen kumaşların %80'i, denizcilerin kullandıkları sicimlerin %90'ı ve kâğıt üretiminin %75'i, tüm dünyadaki yüzlerce hektarlık kenevir tarlalarından sağlanıyordu. Gutenberg 15. yüzyılda matbaayı icat edip hammaddesi kenevirli yüzlerce sayfadan oluşan incil'i çoğalttı. 1776'da kenevirin üretiminde katkısı olduğu kâğıtlara Amerika'nın ilk bağımsızlık bildirgesi yazıldı. 1900'lü yıllarda, italya ve Rusya, yüzbinlerce hektarlık ekilmiş topraklarıyla dünyanın önde gelen kenevir üreticileriydi.
    Mucizevi bitki kenevirin kullanım alanları ve yararları geçtiğimiz yıllarda çok sayıda araştırma ve yazıya konu oldu. Bu kitaplardan biri olan "Kenevir", Amerikalı kenevir savunucularından Jack Herer tarafından kaleme alındı. Kenevir hakkında 1940'lı yıllardan beri süregelen önyargıları ve bilgi eksikliğini bu kitapla gidermeye çalışan Herer, birçok alanda kullanılabilen bu bitkinin, sadece "uyuşturucunun suç ortağı" olarak anılmasına karşı çıkıyor. 1937 ise, kenevir için en önemli yıl oldu. Ağaçtan ilk kez kâğıt üreten ve petrolden plastik (naylon) elde etmeyi başaran, her iki buluşun da belgesine sahip Lammont Du Pont firması, Amerika'da hızla yayılan kenevirin tarlalardan toplanması ve selülozlarının korunması amacıyla yeni makineler icat etti. Bu gelişmelerin ardından aklanmaya başlayan kenevir, kimya devlerinin ilgisini çekmeye başladı. Aynı dönemlerde, otomotiv sektörünün efsanelerinden Henry Ford, tamamıy-la kenevirden imal ettiği ve kenevirle çalışan "Biomasscar" adlı arabasıyla bir devri-me imza attı. Ford'un yeni icadı, kısa sürede insanların ilgi merkezi oldu. Bu durumu fark eden bazı kesimler, kenevirin zararlarını öne sürerek bitkinin karşı propagandasını yapmaya başladılar. Dönemin ünlü basın krallarından William Randolph Hearst, gazetesinde kenevir karşıtı haberlere yer verirken, Narkotik Federal Büro Başkanı Harry Anslinger de, kenevirden üretilen marihuananın insanlık tarihindeki en tahrip edici özelliğe sahip uyuşturucu olduğunu belirtiyordu. Anslinger'in 1948'de yapılan bir kongrede iddia ettiğine göre, komünistler Amerikan askerlerini etkisiz hale getirebilmek için, onları marihuanaya alıştırıyorlardı. Kenevir, zaman içinde siyahların tekeline girdi ve insanlara bir çeşit rahatlatıcı olarak pazarlanmaya başladı. Artık günahkâr ilan edilen bitkinin diğer özellikleri göz ardı edildi ve dünyanın birçok yerinde yasaklandı.


    Kozmetik sektöründeki bir Fransız firmasında üretilen parfümlerin esansı için kenevir bitkisi test ediliyor. Parfümeride kenevir yağı esansının kullanımı giderek yaygınlaşıyor.


    Öte yandan, Avrupa Birliği, 1989'da bu çok tartışılan bitkiye kendi üslubuyla onay verdi. Kenevir bitkisinin içerdiği ve uyuşturucuya dönüştürülmesini sağlayan Thc maddesinin oranı %0,3'ün altında (marihuanada ise %7,8 civarında) bulunacaktı. Bugün ise kenevirin durumu bir hayli farklı: 1996'da yeryüzünde 13.722 hektarlık a-landa yetiştirilirken, günümüzde 22.850 hektarlık alanda üretiliyor. Kenevirin katkıda bulunduğu ürünlerin başında kâğıt ve yağ geliyor. Avustralya'da sabun, şampuan ve hatta vücut şampuanına kadar çeşitli ürünlerin içeriğinde rastlamak mümkün. Kenevir konusunda lider ülke olan Fransa'da, Thc maddesi 0,1 ve 0,2 oranında olmak üzere 10.900 hektarlık bir alanda kenevir yetiştiriliyor. Ülkedeki "Le Mans la federation nationale du chanvre" adlı kuruluş, kenevir bitkisiyle ilgili araştırmalara yer veriyor. Ayrıca, bitkinin lifli kısmının arabaların fren ve debriyaj mekanizmasında kullanılma-sını hedefliyor.
    Peki ya giyim sektöründe? Pamuklu kumaşlar nemin %8'ini emiyor. Ancak, keten giysilerde bu oran %12'ye yükseliyor. O nedenle, yazın tercih edilen kumaşları arasında yer alan ketenin ana maddesi kenevir, tekstil sektöründe de prestij sahibi bir bitki olarak yerini koruyor. Modanın öncü ülkelerinden italya'nın Milano kentinde bulunan Vimercate şirketine, Çin ile Doğu Avrupa ülkelerinden yılda 130 bin ton kenevir ihraç ediliyor ve bitkiden 500.000 metre kumaş dokunuyor.


    Deney tüpünün içindeki bir kenevir yaprağı. Araştırmalarına göre, kenevir bitkisinin içeriğindeki Thc maddesi, AIDS'li ve kanserli hastaların tedavisinde kullanılabilir.


    Şifalı bitki kenevirin her zaman uyuşturmayan öyküsü:

    Sigarasını içiyorlar. Hap ya da şurup olarak kullananlar, tatlı ya da kekle birlikte tüketenler de bulunuyor. San Francisco'daki Kenevir Severler Derneği'ne, kenevir bitkisini arzu ettiğiniz şekilde sipariş edebiliyorsunuz. Tıpkı uyuşturucunun serbest olduğu Avrupa'nın en uçuk ve uyuşuk kenti Amsterdam'daki 300 coffee-shop'ta ısmarlayabileceğiniz gibi...insanlar uyuşarak dünya sorunlarından biraz sıyrılmak ve kendilerine has eğlenme anlayışlarını gerçekleştirmek için bu tip yerlere ilgi gösteriyorlar. Peki ya polis bu durumda ne yapıyor? Birkaç yıl önce Dannis Peron adlı bir Amerikalı tarafından kurulan ve 1996'da zorla kapatılan kenevir dostu bir dernek, Amerika'da geçtiğimiz yıl yeniden faaliyete geçti ve büyük bir gelişmeye ön ayak oldu: Marihuana iyileştirici özelliklerinden ötürü artık serbestti.
    israilli kimya profesörü Raphel Mechoulam'ın 1964'te keşfettiği Thc, yani tetraidcannabinolo, kenevirin içerdiği en önemli maddelerden biri. Uzmanların belirttiğine göre, Thc, AIDS'li ve kanserli hastaların iştahını açmak için kullanılıyor. Yapılan bir araştırmada, kemoterapi tedavisine geçilmeden önce, Thc takviyesi alan kanserli çocuk hastalarda, mide bulantısına rastlanmadığı ortaya çıktı. Dahası da var. Bir başka araştırmada, çocukluğunda beyin felci geçirmiş iki hastaya sentetik Thc hapları verildi. Bir süre sonra, hastaların ağrılarının azaldığı, hareket yeteneklerinin geliştiği ve ağrı kesici hap kullanımında azalma görüldüğü kaydedildi.

    ALINTIDIR...
    4 ...
  8. 52.
  9. Bununla ilgili güzel bir soru da vardır. Yararlarını anlamaktayız ayrıca.

    Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük
    orman kadar oksijen üretir. Bir dönüm
    kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt
    çıkar. Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir
    dört ayda…
    Ne dersiniz acaba, kenevir beraat etmeli
    mi?

    http://www.bianet.org/bia...-kenevir-beraat-etmeli-mi
    4 ...
  10. 60.
  11. Üretimi devlet kontrolünde olan bitki.
    3 ...
  12. 2.
  13. tohumları sık olarak dikilirse kısa ama geniş yapraklı olarak, büyük ihtimalle dişi cinsiyette çıkan ve yapraklarından esrar yapılan bitki.
    tohumları seyrek olarak dikilirse büyük ihtimalle erkek cinsiyetli ve küçük yapraklı ama kalın uzun saplı olarak çıkar ve bundan kendir halatı ve kağıt yapılır.
    3 ...
  14. 55.
  15. yüce rabbim kötü bir şey yaratmaz..

    yaratmışsa vardır bir hikmeti elbette..
    2 ...
  16. 53.
  17. 61.
  18. Medya aracılığıyla, marijuana sözcüğüyle birlikte insanların beynine, zehirli bir uyuşturucu olarak kazınan birçok alanda yararlı olan bitki.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük