"tam olarak benim." diyebileceğim insandır. kendime laf sokar, tartışmalarda başkasına yönelik söylenen hakaretlere "efendim" der, garip ve kendimi komik duruma düşürecek fotomontajlar yapar, eski bir düşüncemi aşırı sert eleştiririm vs...
bunun iki sebebi var: (i) etrafta benim hoşuma gidecek ya da gerçekten beni bozacak bir alay görememem, yani dalga geçmelerin yetersizliği; (ii) bir anlamda öz güven yenilemesi, güçlendirmesi ve yaratıcılık.
fakat aslında bu kibrimden kaynaklanıyor: "beni yine ancak yine ben yetkin bir biçimde aşağılayabilirim" diyorum. her neyse.
çoğunlukla özgüvensiz olan insandır. dozunu kaçırmak karşı tarafın sizi güvensiz, ezik bir tip olduğunuzu düşünmesine sebep olur. sevdiğinize yada en yakın dostlarınıza karşı yapılınca sempatiklik uyandırır.
onunla dalga geçmek isteyenlerin önemli bir kozunu ellerinden almış olur. aynı zamanda kendisiyle barışık, komplekslerden uzak, oturmuş bir kişiliğin göstergesidir. lakin tabii ki kendisini ezikleme ve ortamların soytarısı haline getirme raddesine gelmesine gerek olmayan bir özelliktir bu, o yüzden ayarını kaçırmamakta yarar vardır.
Salak insandır. insan kendisine karşı öz saygısını, iç ciddiyetini kaybederse, prensipleri de yaşam felsefesi de yıkım aşamasına girer. Kendi eksikliklerini zaten bilir insan. Kalkıp bunların üzerine bir de alaysama yoluyla gitmeye ne gerek var ki? Aptallık.
Ortamların aranılan yüzüdür . Önce kendisiyle dalga geçer ortamı hazırlar sonra da insanların kendilerini keşfetmesini sağlar birazda sivri zekalı ise o muhabbetin eğlencesini tahmin dahi edemezsiniz.
Ben kendimle çok dalga geçiyorum ama başkası dalga geçince kendimi satıyorum hemen. Dalga geçenin tarafını tutup iyice itin götüne sokuyorum. Sonunda kendimle konuşmuyorum bi süre.
Yeri gelince Kendi kendime kendimle dalga da geçerim eleştiririm de. Ne yani dokunulmazlığım mı var? Önce Kendime laf söyleyemeyeceksem kime ne söyleyecem ki? Hatta başkasına da bırakmam önce ben sokarım lafı kendime. Ayarı da veririm lafı da söylerim dalgamı da geçerim. Ben söylemezsem başkası söyler. Hatalarıyla yüzleşmesini bilmeyen insan kendini geliştiremez. Eleştiriye açık olmayan insan doğruyu bulamaz. Kimse kusursuz değildir. Hatasız kul olmaz. Başkalarını eleştirmeden önce dönüp kendisine bakmayan insanlar empati kuramayan acımasız insanlardır. Ne diyor atalarımız: "iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır". Acısa da öldürmez.