kendisini sevmeyen insanın başkasını da sevememesi

entry7 galeri0
    7.
  1. Anne babasından Kendinden nefret etmesi gerektiğini öğrenenler sevilmeye layık olmadığını düşünerek büyüyor. insanlara karşı inancı olmadığı için de güvenemiyor ve güvenmediği için de sevemiyor.

    Anne baba meselesi en büyük şans bu hayatta.
    0 ...
  2. 6.
  3. 5.
  4. 10. Tam 10 yaşından beri kendimden nefret ediyorum. Sanırım bundandır hep yalnız olmam.
    1 ...
  5. 4.
  6. 3.
  7. tek kelimeyle "bahanedir."

    sevemiyorum diyen insanlara bakın; hepsi ilgi manyağı. yazık ki masum insanları kendilerine alet ediyorlar. daha da kötüsü kurban.
    2 ...
  8. 2.
  9. Hayır bu böyle değildir. insan kendisini durduk yere sevmek zorunda değil.

    Ama bir sevdiği varsa elbet, ki karşısındaki de aynı duyguları hissediyorsa. o sevdiği sayesinde kendini de sever.
    0 ...
  10. 1.
  11. külliyen yalandır. uydurmadır.

    yatakta gözleri açar açmaz her allah'ın günü kafada aynı fon müziğiyle uyanmak sadece sorunlu bünyelere münhasır... cep telefonunun uyandırma melodisi ayrı, kafadaki melodi ayrı:

    http://fizy.com/#s/1m7iv7

    "you are one of god's mistakes.
    you're crying tragic waste of skin."

    aynalara bakmaktan çekinmek insanı kendinden daha bir nefret ettiriyor. bir önceki gece, yüksek sesle dile getiremeyeceğin bir günahın failiyle yüz yüze gelmekten çekinmek değil; yaşlanmanın getirisi kırışıklıkları görmekten çekinmek değil... sadece kendini görmek istememek; günahsız, kırışıksız, katıksız seni görmezden gelmek... gözleri kapatarak aynaya yönelmenin bir anlamı yok. her şey yoluyla yordamıyla güzel.

    "now i am breaking down your door,
    to try and save your swollen face.
    though i don't like you anymore,
    you lying, trying waste of space."

    ademoğlunun birçok üyesi bizim "tip"imiz değil. nadiren aralarından birini kendimize yaren olarak seçiyoruz. ve tabi biz de ademoğlunun birçok üyesinin "tip"i değiliz. nadiren yaren olarak seçiliyoruz. genelde boşluk dolduran elemanız. denklemi negatiften kurtarmak için kullanılan eksiyiz. sadece kareköklü sayılarla karşılaşılınca hatırlanan üssü ikiyiz. boş zamanların vazgeçilmez hobisiyiz.

    bu durum katlanılabilir olmalı. insanlar için. öyle olmalı ki katlanıyoruz. çünkü yeryüzündeki hiçbir canlı beğenmese de, sevmese de, herkesten daha fedakar, daha delikanlı bir sevgilimiz var. kendi benliğimiz. benimiz.

    tam bu esnada beni çaresiz kılan etmen de bu. ben, benden hoşlanmıyorum. ben, benim tipim değilim. benim benle yıldızım barışmıyor. elektrik almıyoruz birbirimizden. daha nasıl söylesem... sevmiyorum. istemiyorum.

    tek bir yetiye sahip olmak beni deli gibi sevindirir, görünmez olabilmek. kendimin farkında olmamak için. kendi sevgisizliğimle, boşluğumla, sokakta insanların arasından geçip gidebilmek için. onların her daim yanlarında taşıdıkları benlik sevgisinin sıcaklığından bir damla çalabilmek için. iyi geliyor.

    "you were mother nature's son.
    someone to whom i could relate.
    you're needle and your damage done,
    remains a sordid twist of fate."

    içimde bulunan sınırsız, eşi benzeri görülmeyen, adamı çaresiz bırakan soğuğa iyi gelen öbür şey başkalarını sevmek. çok sevmek. kendime besleyebileceğim, ancak yapamadığım için es geçtiğim bütün iyi niyetli hisleri karşımdakine aktarmak. onun yaşam enerjisiyle sevinmek. hareketlerini taklit etmeye çalışmak, düşüncelerini benimsemeye çalışmak...

    şu veya bu şekilde hayatıma giren insanları kafadan severim ben. ilk saniyede. tak diye. hümanistliğimden değil. yaradandan ötürü değil.(affetsin yaradan) ihtiyaçtan. yaşadığımı başka türlü anlayamam. kan gibi hesap edilebilir bu durum. ya da yokuş yukarı hızlı hızlı yürüdükten sonra ciğerlerde hissedilen sıcaklık gibi hesap edilebilir. vazgeçilmezdir benim için.

    kendini hiçbir koşulda sevmeyen insanları (diğerlerini), sevgisiz, ruhsuz, vesair gibisinden yaftalarla kapılarında karşılayanlar; o yaftaları hemen girişteki ayakkabıların yanına bırakıp benini sevmeyenleri içeri buyur etsinler efenim. çünkü o, sevgiden anlamayanların, sizi sevmeye ihtiyaçları var.

    "now i'm trying to wake you up,
    to pull you from the liquid sky.
    cause if i don't we'll both end up.
    with just your song to say goodbye."

    sen, dostum... sen, sevgilim... sen, hayatıma herhangi bir şekilde dahil olan insan. seni seviyorum ben. etrafındaki herkesten daha fazla seviyorum. bana ayırmam gereken sevgiyi seninkiyle birleştirerek seviyorum. sana hissettiklerimle ayaktayım ben. bir tek senin aracılığınla kendime iyi davranmaya yaklaşıyorum. seni seviyorum. şüphen olmasın.

    (bkz: placebo)
    (bkz: song to say goodbye)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük